İnsanlara karşı çeşitli tuzaklar kurarak onlara düşmanlık eden şeytan, Allah-u Teala’ya çeşitli itiraflar da bulunmuş ve insanlara nasıl düşmanlık edeceğini ve insanları nasıl aldatacağını anlatmıştır.

Müslümanların uyanık olması için Rabbimiz şeytanla olan bu diyalogu Kur’an-ı Kerim de Araf Suresi 14..17 ayetlerinde bizlere şu şekilde bildirmiştir;

-İblis, “İnsanların yeniden diriltilecekleri güne kadar bana süre ver!” dedi.

-Allah, “Pekâlâ, Mahşer Gününe kadar değil ama, tüm canlıların yok edileceği güne, Kıyamet Gününe kadar (15. Hicr: 38) sana süre verilmiştir!” dedi.
Allah dileseydi, İblis’i oracıkta yok edip işini bitirebilirdi. Fakat sonsuz ilim ve hikmeti gereğince, İblis’e istediği süreyi verdi.

-İblis, kendisine verilen bu uzun ömre şükredeceği yerde, kendi günahını Allah’a isnat ederek dedi ki: “Beni saptırmana karşılık, ben de onları saptırmak için senin dosdoğru yolunda pusu kurup oturacağım!” “Sonra da, bazen açıktan açığa önlerinden, kimi zaman sinsice arkalarından; bazen Müslüman kimliğine bürünüp sağlarından, bazen de şehvet ve ihtiraslarımı azdırarak sollarından, yanlarına sokulacağım; kısacası, onları aldatmak için her türlü yol ve yöntemi kullanarak dört bir yandan üzerlerine saldıracağım ve böylece, pek çoklarının nankör olduğunu göreceksin!

Şeytan, kendisi için belirlediği görev çerçevesinde doğru yoldaki Müslümanları saptırmaya çalışmak ve onları doğru yoldan uzaklaştırmak için gerekli uğraşısını kıyamet gününe kadar verecektir.

Günümüzde şeytanın dostları da, ayni şeytani gaye ile Müslümanların arasında, cemaatlerde hatta cemaat şeyhliği! Makamında bulunmaktadırlar. Gayeleri; Allah’ı hoşnut etmek için daha iyi bir Müslüman nasıl olunur derdiyle insan yetiştirmek değil, Müslümanları saptırmaya ve doğru yoldan engellemeye, şirke bulaştırmaya çalışarak iblisi sevindirmek için çaba göstermektedirler.

Şeytan, Allah’a “senin dosdoğru yolunda tuzaklar kurup oturacağım!” “Sonra da,  önlerinden,  arkalarından, sağlarından,  sollarından, yanaşacağım diyerek çeşitli yönlerden Müslümanları aldatacağını açıkça ifade etmektedir. Bu itirafı bilen doğru yola talip olan Müslümanların, bu yolda görecekleri her insanı samimi bir Müslüman kabul etmemeleri, ben alimim, şeyhim diyen her insanın peşine düşmemesi lazım, gerçek ilim ve gönül ehlini, bulmak için gerekli kıstaslar oluşturması lazımdır. Çünkü şeytanın birçok dostu şeklen ve zahiren bu yolda gözükerek bazen şeyhlik makamını kullanarak Müslümanlardanmış gibi gözüküp, ihlaslı, samimi Müslümanların duygularını sömürmekte ve onlara düşmanlık etmektedirler.

Rabbim şeytan ve şeytanın dostlarından bizleri muhafaza buyursun. Amin

Selametle...