Gıybet, en tehlikeli dil hastalığıdır. Allah-u Teala bizleri gıybet yapmaktan nehyetmiş; kardeşinin gıybetini yapanları, onu hoşlanmadığı şekilde zikredenleri ve gıyabında kusurlarını konuşanları, ölmüş kardeşinin etini yiyenlere benzetmiştir.

Rabbimiz Hucurat Suresi 12. Ayetinde şöyle buyurmaktadır; “…lüzumsuz yere insanların kusurlarını sayıp dökerek birbirinizi arkadan çekiştirmeyin. Hiçbiriniz, bir başkasının arkasından onun hoşlanmayacağı sözler söylemesin. İçinizden hanginiz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır? İşte bundan tiksindiniz değil mi? Oysa gıybet, bundan daha tiksinti verici bir günahtır! Öyleyse, Allah’tan gelen ilkeleri çiğnememe konusunda son derece titiz ve dikkatli davranın, dürüst ve erdemlice bir hayat sürerek kötülüğün her çeşidinden  sakının! Allah’ın rahmetinden de hiçbir zaman ümidinizi kesmeyin! Doğrusu Allah, içtenlikle yapılan bütün tövbeleri kabul edendir, çok ama çok merhametlidir.

Resulullah (s.a.v) efendimiz, sahabe efendilerimizi gıybetten kaçınmaları hususunda uyardı ve dedi ki: “Gıybetin ne olduğunu biliyor musunuz? Sahabeler, ‘Allah ve Resulü daha iyi bilir’ dediler. Resulullah (s.a.v) efendimiz de dedi ki  ’Kardeşinin hoşuna gitmeyen şeyi konuşmandır.’ Sahabelerden biri ‘Şayet kardeşim o zikrettiğim şekilde ise ne dersiniz’ diye sordu. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v) ‘Eğer senin dediğin onda varsa, sen gıybet etmiş olursun. Eğer o söylediğin onda yoksa, o zaman da iftira etmiş olursun” cevabını verdi.”(Buhari)

Gıybet, insanlar arasında ülfetin ve sevginin yok olmasına sebep olur. İnsanlar arasında nefret, kin ve kötülük tohumları ekilmesine yol açar. Gıybet, onu söyleyenin kötülüğüne nefsinin hasetle dolu olduğuna işaret eder.

Hz. Ali(R.Anh) gıybet edenleri yalancıların en şerlilerine benzeterek şöyle demiştir: “Şerli kimseler, insanların kötülüklerini araştırır, iyiliklerini bırakırlar. Tıpkı sineklerin pis yerleri araştırdıkları gibi”

İnsanların gıybetini yapan kimseler, onlar tarafından sevilmeyen, istenmeyen kimseler olurlar. Kimse onlarla arkadaşlık yapmaz, hiç kimse herhangi bir işte onlarla ortak hareket etmez.

Gıybet, Müslümanın ibadetlerinin ifsat olmasına yol açar. Oruçlu iken insanların gıybetini yapan kimse orucun sevabını kaybeder. Diğer ibadetlerde böyledir.

Resulullah (s.a.v) zamanında oruçlu iki kadın insanların gıybetini yapıyordu. Resulullah (s.a.v) bunu öğrenince onlara şöyle dedi: “Allah'ın helal kıldığı şeylerle oruca başladınız. Ancak onun haram kıldığı şeyle orucunuzu açtınız.”  Yani onlar helal yiyecek ve içeceklerle oruca başladılar, sonra insanlar hakkında konuşmaya, onları çekiştirmeye yöneldiler. Allah da onların orucunu kabul etmedi.

Gıybetin, kıyamet günü azabı çetin ve sonucu acıdır. Resulullah (s.a.v) efendimiz bir hadislerinde şöyle buyurmuştur: “Miraca çıkartıldığımda bir topluluğun yanından geçtim. Onların bakırdan tırnakları vardı. Yüzlerini ve göğüslerini tırnaklıyorlardı. ‘Bunlar kim, ey Cebrail?’ dedim. O, ‘Bunlar insanların etlerini yiyenler ve ırzları hakkında konuşanlardır’ dedi.”

Rabbimiz bizleri din kardeşinin etini yiyen, gıybet edicilerden eylemesin. Konuşması hayır, susması hayır olan müminlerden eylesin. Amin

Selametle…