Adını bilmediğim rüzgarlar sürüklüyor beni
Bu çıkmaz sokaklarda
Çaresizliğin tam ortasında
yalnız ve garip bir haldeyim.
İçimde acı yüklü ağır çıkınım
Kalbimi acıtıyor, göğsümü daraltıyor.
Her birinden bir çocuk iniltisi geliyor.
Bu yüzyılın çocukları hemen büyümeli
Büyümeli ki kendi ellerinden kendileri tutabilsin
Sessiz ve uğursuz sokakların derinliklerinden
Bir ses canımı acıtıyor, içimi kanatıyor.
O kadar tanıdık, o kadar benden ki
Taş olsan erir, dağ olsan yıkılırsın.
Ayakta durmaya çalışıyorum
Yaslanacağım bütün duvarlar yıkık dökük
Sığınaksız en uzak ufuklarla karşı karşıyayım.
Düşünceyi yurt edinmiş.
Gözümü açtığımda
karşımda nar çiçeklerinin açtığını görsem
Belki o zaman içimi bir sıcaklık kaplar
Acı sona ermiş gibi bir sessizlik ortaya yayılır da
Kendi varlığımın farkına varmış olurum.
Güneşin ışığını ve sıcaklığını
Karanlık gecelerde yıldızların kaydığını
Gecenin sonsuzluğunu
Gül'ün kokusunu
Ruhumun sükûnetinde hissederim belki de.