Tevhid ve Hidayet (doğru yola girmek) gönlü genişleten sebeplerin en büyüğü olup, şirk ve sapıklıkta gönlü daraltıp sıkıştıran sebeplerin en büyüklerindendir.

Kalpleri kararmış, katılaşmış, kafaları kalınlaşmış, yüzlerinin nuru silinmiş kimseler, Allah'ın gönlünü İslâm'a açarak ferahlık verdiği kimseler gibi midir?… (Zümer Suresi 22.Ayet)

Gönül darlığı hayatı cehenneme çevirirken, gönül genişliği cennetlere çevirir. İmanla genişlemeye başlayan gönlümüz, nefsin rahatsız edici nice sorularına cevap bulmanın rahatlığına ve huzuruna erişir. Gönlün genişlemesinin ilki imanla gerçekleşirken, bu genişleme İslâm’ın diğer hükümlerinin yaşanmasıyla daha da artar.

Allah, her kimi doğruya erdirmek isterse, onun göğsünü İslâm’a açar. Kimi de saptırmak isterse, onun da göğsünü göğe çıkıyormuşçasına daraltır, sıkar. Allah, inanmayanlara azap (ve sıkıntıyı) işte böyle verir.(Enam Suresi 125.Ayet)

İmam Tirmizi (R.Aleyh) Resulullah (S.a.v) şöyle buyurduğunu rivayet eder; “Nur kalbe girince kalp genişleyip açılır.” Dediler ki; “Bunun alameti nedir? Ya Resulullah!” “Ebedi yurda yönelmek, aldatıcı dünyadan uzaklaşmak, gelmeden evvel ölüme hazırlanmaktır” buyurdu.

Allah-u Teâlâ ya dönmek, onu bütün kalbiyle sevmek, ona doğru yönelmek gönlü genişletirken,  Allah’tan yüz çevirip kalbin başkasıyla meşgul olması, Allah’ı anmaktan gafil kalınması, nefsin arzu ve heveslerine yönelmek, aldatıcı ve fani dünya da hiç ölmeyecekmiş gibi bağlanmak ise gönlü daralmaktadır.

Ayrıca insanlara ihsan edip, mümkün olduğu kadar mal ve makam ile onlara faydalı olmakta göğsü genişleten sebeplerdendir. Çünkü ihsan sahibi cömert kişi, insanların göğsü en geniş, nefsi en güzel, kalbi en yumuşak olanıdır. Kendinde ihsan olmayan cimri kişi de insanların göksü en dar, yaşayışı en çetin, üzüntü ve kederi en büyük olanıdır.

Resulullah(S.a.v.) hadisi şeriflerinde buyuruyor ki; “Cimri ile cömerdin durumu, göğüsleri ile köprücük kemikleri arasına zırh giyinmiş iki kişinin durumuna benzer. Cömert, sadaka verdikçe, üzerindeki zırh genişler, uzar, ayak parmaklarını örter ve ayak izlerini siler. Cimri ise, bir şey vermek istediğinde zırhın halkaları birbirine iyice geçer, onu sıkıştırır; genişletmek için ne kadar çalışsa da başaramaz.”(Buhari)

Mazlumun ve mağdurun yardımında bulunan cömert kimsenin gönlünde  huzur ve genişlik gelir ve kişinin boğazına sarılıp kişiyi  sıkıştıran duygular zırhı, cömert kimse  için yumuşar genişler ve hatta ayıplarını örten rahat bir elbise haline dönüşür. Cömert kişi,  iyilik ve yardımseverlikten duyduğu huzurun, ta parmak uçlarına kadar bütün vücudunu kapladığını hisseder ve cömertlik sayesinde ayıplarının örtülmüş olmasından dolayı son derece mutlu olur.

Cimri kişi ise adeta kendisini demir zırhla koruma altına almış ve bundan dolayı göğsü daralmıştır. Ancak arada bir birilerine faydalı olmaya ve yardım etmeye niyetlense başaramaz, üzerindeki zırhın halkaları birbirine iyice kenetlenmiş kimsenin, rahatlamak için onu açmaya çalışıp başaramadığı gibi cimri de, cimrilik duygularının baskısından kurtulup da  iyilik yapamaz. Gönlünde başkalarına yardım etmiş olmanın huzur ve rahatlığını yaşayamaz.

Rabbimiz bizleri göğsü daralanlardan değil, göğsü genişleyenlerden eylesin.

Selametle…

Peygamberimin Dilinden Bir Dua

Allahım! Faydasız ilimden ürpermeyen gönülden, doyma bilmeyen nefisten, kabul olunmayan duadan sana sığınırım.(Tirmizi)