Anasınıfıyla başlayan eğitim sistemi çocuklarımıza maalesef kazanmaya yönelik şartlanmayı öğretmeyle başlıyor ve çocuklarımız ödül ve ceza uygulamasıyla terbiye ediliyor, sanki yarış atının eğitilmesi gibi, akabinde devam eden ilkokul sürecide öğretmenlerin sınıf başarı ortalamalarını yüksek tutup, kendilerini ispatlamaları ve beğenilmelerini sağlamak amacıyla çocuklar yüksek not almaları için kazanmak egosu çocuklara işlenerek hipodrumda koşturulmaya devam ediliyor.

Ardından devam eden ortaokul ve lise dönemleri ise çocukların yine yetenekleri, farklılıkları gözetilmeden fetöden miras kalan “en yüksek notlu öğrenci benim olsun” felsefesiyle başta bazı imam hatip okulu müdürleri ve ortaöğretim okulu müdürleri çocukların karne puanlarına göre alım yaparken çocuklar kendi mahallesindeki imam hatip okullarına ve diğer istedikleri okullara gidememektedirler. Ve sonrasında ailelerin bütçelerini zorlayan servis ücretleri, çocukların yollarda boş yere geçen ve şoförlerin rol model olarak alındığı servis saatleri…

İlk ve ortaöğretim okul döneminden sonra çocuklar sorgulamayan, araştırmayan, sadece kazanma odaklı ve en yüksek notu almak isteyen bir nesil olmakta ve dindar bir nesil yetiştirilmesi hedeflenen özellikle imam hatip okullarında imam hatip ruhunun gaye ve amacına aykırı öğretmenlerin eğitiminde boş bir nesil olarak üniversite yerleştirme sınavlarına yetiştiriliyor.

Sınav öncesinde çocuğunun sınavı kazanması için hatimler indiren, yasini şerifler okuyan, okul bahçelerinde ellerinde Kur’an ile dualarla gözyaşı döken veliler ise ayrıca ele alınması gereken bir konu; bu velilerimiz içinde istisnaları tenzih ederim, ancak hayatı boyunca çocuklarıyla islami terbiye adına hiçbir şey öğretmemiş, namaz konusunda Resulullah (S.a.v)’in nasihatlerini kulak ardı ederek hayatın tümünü şekillendiren namazı; çocuğunun kılmamasına aldırış etmemiş, islami terbiyeden ve namazdan uzak kalan çocuğunun durumu için iki damla gözyaşı akıtmamış, rızkın Allah’tan olduğu inancını kaybetmiş, “Er-rızku a'l Allah.” ayetini yalnızca duvara asılı bir levha olarak görmüş, üniversite sınavını kazanmazsa hayat sınavını geçemeyecek zannına kapılmış veliler, çocuklarından önce kendileri eğitime tabi tutulmalıdır.

Rızkın Allah’tan olduğuna tekrar tüm benliğimizle iman etmeli ve amellerimizle iman ettiğimizi tasdik etmeli “Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah’a ait olmasın. …” (Hûd, 6) ayetini gündemimize almalıyız.

İmam Tirmizi (R.Aleyh)’in rivayet ettiği  “Eğer siz Allah’a gereği gibi güvenseydiniz, (Allah), kuşları doyurduğu gibi sizi de rızıklandırırdı. Kuşlar sabahları kursakları boş olarak çıktıkları hâlde akşam doymuş olarak dönerler.” hadisi şeriflerindeki Resulullah (S.a.v) in nasihatini kulak ardı etmez isek Allah’a sığınan ve ona layıkıyla tevekkül eden bir kulun rızkını temin hususunda nasıl bir yardıma ulaşacağını anlarız.

Selametle…

Peygamberimin Dilinden Bir Dua

İhtiyaçlarımı gören ve beni barındıran, yediren ve içiren Allah’a hamdolsun. Bana ikram edip ikramını bol kılan; veren ve verdiğini bol kılan Allah’a hamdolsun. Ey her şeyin Rabbi ve sahibi ve her şeyin ilahı! Ateşten sana sığınırım.(Ebu Davud)