Canlı televizyon programında bugüne kadar örneğine hiç rastlanmamış demeyeceğim zira 90’lı yıllarda hepimizin hafızasına kazınan benzer bir olay yaşamıştık. Medyum Memiş, Medyum Keto’yu canlı yayında tokatlayarak tarihe geçmişti…

Aradan geçen onlarca yıl sonra televizyon ekranlarında bir Milletvekili ve korumalarının alenen darp ettiği ve ettirdiği bir hadiseye bir kaç gün önce üzülerek ve şaşırarak şahit olduk.

Olay zaten herkesin malumudur, detayda boğmanın alemi yok. Kısaca özet geçeyim; DP Genel Başkan Yardımcısı ve Milletvekili sıfatıyla açık oturuma katılan Cemal Enginyurt, yıllardan bu yana televizyon ekranlarından tanınan gazeteci Latif Şimşek ile hararetli bir tartışmanın içine girer.

Ardından hışımla yerinden kalkan Enginyurt canlı yayında milyonlarca vatandaşın gözü önünde gazeteci Şimşek’e korumalarıyla birlikte saldırır ve darp ederler…

Bu hadise de ismi geçen dayakçı Milletvekili ve korumalarının yaptığı “Magandalığı” etik ve benzeri kavramlarla yumuşatıp, meseleyi sıradan bir “Öfke patlaması” veya “Ya işte kavga anında yaşanmış şeyler” cümlesinden masumlaştırmaya hiç niyetim yok!

Tek kelimeyle “İğrenç, pejmürde ve maganda” tarzı bir saldırıydı. Ne yazık ki, saldıran sıradan bir kişi olmayıp, on binlerce vatandaşın oyu ile seçip TBMM’ye gönderdiği bir Milletvekili idi…

Asıl söylemek ve yazmak istediğim, bu saldırı sonrası yaşananlardır..

Televizyon ekranında gerçekleşen bu olayın şahsen bana öğrettiği çok önemli bir ders var!

“İnsanlık..!”

Barış Yarkadaş ile hiç bir ortamda beraber olmadım. Kendisiyle yüz yüze hiç tanışmadım, görüşmedim. Zaman zaman sosyal medya da paylaşımlarını takip ederim. İdeolojik olarak farklı mahallelere mensubuz ve paylaşımlarına bir çok kere sosyal medya aracılığıyla cevap yazmışlığım vardır. Hatta hakaret barındırmayan sert cümlelerle muhalefet ettiğim cevaplarda yazmışımdır.

Barış Yarkadaş, düne kadar zihnimde “Karşı mahalleden bir muhalif” hatta biraz daha ileri gidip “Din düşmanı bir partinin mensubu” olarak tahayyül ettiğim sıradan bir gazeteciydi.

Yaşanan olayın ardından Barış Yarkadaş müthiş bir şey yaptı!

Fikri platformda kendisiyle moda mod zıt kutuplarda olan olan Latif Şimşek’e destek verirken, aynı taraftan, yani 6’lı masanın bir üyesi olan Enginyurt’un haksızlığını kıvırmadan, kem küm etmeden mertçe haykırdı!…

Vallahi şaşırdım! Latif Şimşek’i henüz kendisi gibi düşünen siyasetçiler, sendikalar, vakıflar, şunlar, bunlar bile savunmadan, Barış Yarkadaş ulu orta haykırarak ve samimiyetle savundu..

Gayri ihtiyari bir cümle etti kendime kendim; “Bu insanmış” dedim, “Yahu insanmışız biz…!”

12 Eylül’ü gayet iyi hatırlıyorum. 16 Yaşında bir genç idim o zamanlar. Liseye yeni başlamıştım. Ülke de her gün bir ya da bir kaç siyasi cinayet işlenirdi. Anlaşmışlar gibi; “Sabah solcular öldürürse, akşama muhakkak sağcılar öldürürdü birilerini”

Ne ölen öldüreni, ne de öldüren öleni tanırdı genellikle!..

Yıllar sonra acı bir gerçeği öğrendik: “Sabah sağcıyı öldüren silah, akşam solcuyu öldürürmüş!..” Silahı kullanan değişirmiş sadece…