Coğrafi, etnik, mezhepsel, ideolojik, psikolojik bölünmeler yüzyıllardır sömürgeci küresel güçler tarafından kullanılan bir, böl-yönet-sömür stratejisidir. Bölünme yeni sınırları, yeni sınırlar anlaşmazlıkları, anlaşmazlıklar çatışmayı, çatışma zayıflamayı, zayıflama ise sömürülmeyi doğurur.

Osmanlı’nın dağılmasının ardından Batılı devletlerin girişimiyle onlarca ülkeye bölünen Ortadoğu coğrafyası, yeniden haritalar üzerinden parçalanmaya ve bölüşülmeye çalışılıyor.

 

Bugün tüm dünyanın üzerinde ittifak ettiği bir gerçek var. Irak, Yemen, Somali ve Suriye’deki  iç savaşlar ülkelerin haritalarının yeniden çizilmesini gerektirecek bir noktaya geldi. Öyle ki gazeteler her gün yeni bir haritayı manşetlerine taşıyorlar.2013 yılında da New York Times Gazetesi’nde yayınlanan harita da da Suudi Arabistan beşe bölünmüş durumda yayın yaptı. Bu yayınla beraber %15 olan Şii nüfusu bir anda hareketlenmeye başladı. Ülke biranda hareketlendi.

Yemen iç savaşı sırasında da Suudi Arabistan’ı dünya kamuoyu nezdinde zor durumda bırakacak birçok kışkırtma yaşandı. Son yılların en kanlı saldırılarından birinde 140 kişi öldü, 535 kişi yaralandı. Bu tehlikenin farkına varan Suudi kralı yeni müttefikler aramaya başladı.

Ortadoğu’nun harita çizerleri 200 yıldır sinsi planları doğrultusunda bölgeyi ince ince işlediler. Devletleri, orduları, aşiretleri, siyasi liderleri veya dini liderleri kontrol ederek kendi politikalarını uygulattılar. Bugün haritalarla sınırları sorgulanan her devlet tehlike altındadır. Hiçbir devlet ya da hiçbir devlet adamı bu organize saldırı ile tek başına başa çıkamaz. Etkin mücadele için, sadakat ve güven bağı üzerine bina edilmiş güçlü ittifaklara ihtiyaç vardır. Tek tek mücadele etmek zorunda kalan her devlet kolayca yutulacaktır. O nedenle tüm “safların acil olarak sıklaştırılması” gerekmektedir. Bölge milletlerinin tek çıkış yolu birlik olmaktır.

 

Nitekim uydurma nedenlerle Irak’ı işgal eden ABD ve müttefikleri, fiilen ülkeyi, kuzeyinde Kürt, güneyinde Şii ve merkezde Sünni bölgesi olmak üzere üçe böldü

Bölgede şu an oynanan böl-yönet-sömür oyunu ucuz görülen Müslüman Kürt kanı üzerinden oynanmaktadır. Farz edelim ki Irak, Türkiye, Suri-ye ve İran’ın Kürt bölgelerini de içine alan bir Kürdistan kuruldu. Bölünme bitecek mi? Hayır bitmeyecek bu kez bölünme Türkiye Kürt’ü, İran Kürt’ü, Irak Kürt’ü, Suriye Kürt’ü diye devam edecek. Peki bununla bitecek mi? Hayır yine bitmeyecek bu kez Sünni Kürt, Şii Kürt diye bölecekler. Peki bölünme bununla sona erecek mi? Hayır yine bitmeyecek. Bu kez İslamcı Kürt, laik Kürt, sağcı Kürt, solcu Kürt diye bölecekler. Neden? Çünkü Batı’nın hayatta kalabilmesinin tek yolu sömürmektir. Sömürmek için zayıflatması, zayıflatmak için çatıştırması, çatıştırmak için de bölmesi gerek-mektedir.

 

“Müminler birbirini sevmede ve korumada ve birbirine acımada bir vücudun azaları gibidirler. Vücudun herhangi bir organı rahatsız olsa diğer organları da bu yüzden ateşlenir, uykusuz kalır.”  

 

İşte bunun içindir ki, Ümmet olmanın gereklerini yerine getirmek, İslâm Birliğinin temel esaslarındandır. Birbirinin din kardeşi olan Müslümanlar, tarihin her döneminde ve dünyanın her yerinde dünya hayatını sürdürürken karşılaştıkları zorluklar ve düşmanları ile yaptıkları savaş ve mücadelelerin üstesinden gelebilmek için yardımlaşmaları, dayanışma içinde olmaları, güçlü olanın zayıfa, zengin olanın fakire, desteği olanın olmayana yardımcı olması şarttır.