"İhanet" sadece vatana edilen değildir! Dün savunduğu değerler için mangalda kül bırakmayan, "Dava" denildiğinde herşeyini feda etmekten söz edenlerin çoğu, geldiğimiz noktada, herbiri birer "Kapıkulu" olmuş, geçmişlerini, geleceklerine feda etmiş, şahsiyetlerini ve "İman"larını, ikballerine kurban vermiş birer "Yalaka" oldular!

Parayı, mevkiyi, makamı ve gücü "İlah" edinen zavallı birer ucubeye dönüştüler! Dünya ve iktidar nimetleri gözlerini öyle kör etti ki, en yakın dostlarına dahi gönüllerini kapattılar, gözlerini yumdular ve kulaklarını tıkadılar!

İşte ihanet budur! Davasına ihanet! Ahde ihanet! Dosta ihanet! Ve hatta kendisine ihanet! "Şimdi iktidarız ve bütün alçaklar bizden yana!" Diyen adam, bunların halini görse idi, şöyle bir ekleme yapmaya mecbur hissederdi."Güç ve kudret bizi alçaklaştırdı!"

Talut'un ordusunun içtiği yasak su dan kana kana içtiler. İçtikce şiştiler, şiştikce içtiler! Ne kadar da içseler doymadılar, doyamazlar ve doymayacaklar!

Allah herşeyi bilen, gören ve duyandır! Ben, siz ahde vefası olmayan gönül körlerini, herşeyden haberdar olan Allah'a havale ediyorum.

Umar ve dilerim ki; Sahip olduğunuz güç ve saltanatı kaybedersiniz! Başkalarının hakkını gözetmeden sahip olduğunuz dünyalıkları birer birer yitirirsiniz! Iktidarın gölgesinden mündemiç nüfuzunuz ve gücünüz bir sabun kalıbı gibi elinizden kayıp gider! Ve işte o zaman, belki yeniden düşünme fırsatınız olur.

Ve belki yeniden iman edersiniz! Belki yeniden kardeş oluruz sizinle. Ekmeğimizi bölüşüp, adil bir dünya hayal ederiz yeniden... Birbirimizin derdiyle dertlenip, dara düşenlerin imdadına koşarız belki!

Sistemin ve arzularınızın kölesi değil, yeniden Allah'ın kulları olursunuz belki! İsminizin başına eklediğiniz "Sayın" başlığını ilk gördüğünüz çöp kutusuna atarsınız kimbilir. Yalın ve özgür ruhlarınız olur yeniden. Ya da, sefih bir mezbelelikte "Keşke"ler içinde yaşar ve yaşlanırsınız...