Basın açıklamasını okuyan Gaziantep Tilkiler Köyü Eğitim Kültür Sağlık ve Dayanışma Derneği Başkanı Tarık Alpdoğan, Madımak Davası'ndaki kararları hatırlatarak, 'Türkiye, tam 29 yıldır, Madımak Katliamı davasının skandallarla dolu tarihini izliyor' dedi. 29 asır da geçse Madımak katliamını unutmayacaklarını ifade eden Alpdoğan, 'Madımak'ı unutmadık, unutmayacağız. Yakanları da unutmadık. Aklayanların da unutmadık ve unutmayacağız' ifadelerini kullandı.

SİVAS KATLİAMI'NDA YAŞAMINI YİTİRENLER GAZİANTEP'TE ANILDI

Gaziantep'te Madımak Oteli'nde 33 aydın, yazar ve 2 otel çalışanının yakılarak katledildiği Sivas Katliamı'nın 29'uncu yıl dönümünde yaşamını yitirenleri anmak için basın açıklaması düzenledi. Tilkiler, Çepnileri, Balyanlılar, Kizirliler ve Pir Sultan Abdal Derneğinin çağrısıyla Yeşilsu Parkı'nda bir araya gelinen anmada basın açıklaması yapıldı.

Basın açıklamasını okuyan Gaziantep Tilkiler Köyü Eğitim Kültür Sağlık ve Dayanışma Derneği Başkanı Tarık Alpdoğan, Madımak Davası'ndaki kararları hatırlatarak, 'Madımak'ın ateşe verildiği o gün, otelin çevresini saran, ölümleri alkışlayan, içeridekilerin dışarıya çıkmasına engel olan, nihayetinde insanlığa karşı Alevi Soykırımı suçunu işleyen bu 15 bin kişi içinden sadece 124'ü hakkında dava açılmış, bunlardan da 55'i hakkında Toplantı ve Gösteri Yürüyüşüne Muhalefet suçu da dahil olmak üzere basit suçlardan ceza verilmiştir. Türkiye, tam 29 yıldır, Madımak Katliamı davasının skandallarla dolu tarihini izliyor. Zira, Sivas Katliamı davası, Türkiye'nin cezasızlık politikasının tarihi gibidir.

Bugüne kadar "insanlık suçu" kabul edilmemesinden dolayı, yargılaması ve aranması devam eden isimlerle ilgili zamanaşımı riski sürüyor. Bazı firari isimler açısından ise artık cezalandırılma riski ortadan kalkmış durumda. Ve hatta firari sanıklar, kendileri açısından zamanaşımı süresi dolduğu için, mahkemelerden haklarındaki davanın düştüğüne yönelik kararlar dahi aldırabilmektedir. Zamanaşımından düşme kararları verildiği dönemde Başbakan olan şu anki cumhurbaşkanı ise bu durumu 'Milletimize hayırlı olsun' diyerek duyurmuştur. Daha sonra da mahkumiyet almış birkaç mahkum hakkında Cumhurbaşkanlığı özel af kararı vererek katillerin tahliye olmasını sağlamıştır. Yetmemiş, siyasi iktidarlar, bu katliamı yapan katillerin Avukatlarının kimisini Milletvekili, Anayasa Mahkemesi üyesi, kimisini de Bakan yaparak ödüllendirmiştir. Tüm bunlara rağmen biz Aleviler diyoruz ki; Madımak'ı unutmadık, unutmayacağız. Yakanları da unutmadık. Aklayanların da unutmadık ve unutmayacağız. Elbet bunların hesabını soracağız' ifadelerini kullandı.

ALEVİ İNANCI VE KÜLTÜRÜ DE BU ÜLKENİN GELECEĞİNİN TEMİNATIDIR

Katliamın tarihi bir arka planı olduğunu söyleyen Alpdoğan, 'Bizler biliyoruz ki, bu katliamın tarihi bir arka planı var. Katliamı gerçekleştiren planlı güçlerin, demokrasiyi, eşitliği, özgürlüğü, toplumsal, inançsal ve kültürel farkındalıkları yok sayıp bunları düşman bilen tek tip ulus, tek tip yurttaş yaratmaya çalışan zihniyetin ürünü olduğunu biliyoruz. Ancak şu bilinmelidir ki Aleviler bu ülkenin olmazsa olmazlarıdır. Alevi inancı ve kültürü de bu ülkenin geleceğinin teminatıdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti Alevilere 100 yıldır borçludur. Aleviler her türlü vatandaşlık görevini eksiksiz yerine getirmesine rağmen, vergilerini ödeyip, askerlik hizmetlerini yerine getirmelerine rağmen eşit yurttaşlık hakkından yararlanamamaktadırlar. Anayasanın 10. Maddesinde herkes dil, din, ırk, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir hükmü düzenlenmiştir.

Ancak, halen bu hükme aykırı davranılarak inanç merkezlerimiz olan cem evleri İbadethane olarak kabul edilmemektedir. Bu sebeple de elektrik ve su faturaları devlet tarafından karşılamamaktadır. Bunun son örneğini faturasını ödemediği için elektriği kesilen narlı cem evinde yaşamış bulunmaktayız. Alevi yurttaşlardan toplanan vergiler, bu statüye sahip ibadethanelerin giderlerine harcanırken cem evlerine bütçe ayrılmaması büyük bir adaletsizlik olduğu gibi anayasanın 10. Maddesinde düzenlenen eşit yurttaşlık haklarına da aykırıdır. Bu adetsizliği hiçbir vicdan kabul edemez ve etmemelidir.

Aleviler olarak bizler bir kez daha yineliyoruz, Anayasa'nın 10. Maddesinde düzenlenen Eşit Yurttaşlık hakkının gerçek anlamda ülkede uygulanmasını talep ediyoruz. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ışığında; Cemevlerimiz ibadethane olarak bir an önce kabul edilmeli, Zorunlu din dersleri kaldırılmalı, laik eğitim sistemi uygulanmalı, Dedelerimiz ve analarımız inanç önderi olarak kabul edilmeli, Cemevi görevlilerine maaş bağlanarak, cem evi giderleri devlet tarafından karşılanmalı, Kapatılan ve Vakıflar aracılığı ile el konulan Dergahlarımız gerçek sahibi olan biz Alevilere geri verilmeli, Her türlü ayrımcılık son bulmalı ve kime karşı olursa olsun nefret söylemleri en ağır biçimde cezalandırılmalı, Alevi köylerine cami yapılmasından vazgeçilmeli, her türlü asimilasyon politikasına son verilmeli, Alevilerin Kutsal Mekanlarına yapılmak istenen baraj, hes, maden ve taş ocağı projeleri derhal iptal edilmeli, Maraş, Çorum, Sivas ve Gazi katliamlarıyla yüzleşilerek hesabı verilmeli, Madımak Oteli tartışmasız Utanç Müzesi olmalı, Nihayetinde ülkede gerçek anlamda laikliğin ve eşit yurttaşlık hakkının sağlanması gerekmektedir.' şeklinde konuştu.

29 ASIR DA GEÇSE UNUTMAYACAĞIZ!

29 asır da geçse Madımak katliamını unutmayacaklarını ifade eden Alpdoğan, 'Bütün bu taleplerimizle birlikte katliamın 29. yılında buradayız ve bir aradayız. Adalet için, barış için, bir arada kardeşçe yaşamak için buradayız, Demokrasinin tüm kurallarının ve kurumlarının işletilmesini talep etmek için buradayız. En temel talebimiz olan Eşit yurttaşlık hakkımızı haykırmak için buradayız. Bir kez daha ifade ediyoruz ki, bugüne kadar gelmiş geçmiş bütün iktidarlar, baskı, şiddet, tutuklama, inkar, imha, asimilasyon vb. bütün yöntemleri denediler.

Denenmemiş bir tek yol kaldı o da barış. Biz Aleviler, kimsenin inancından, kimliğinden, dilinden, kültüründen, cinsiyetinden dolayı ötekileştirilmediği, horlanmadığı, öldürülmediği, herkesin barış içinde bir arada kardeşçe yaşadığı, hakça bölüşümün esas alındığı, savaşların ve sömürünün son bulduğu kısacası inancımızda Rızalık Şehri olarak tarif edilen bir dünyanın mümkün olduğuna inanıyoruz. Bu dünyayı bütün ötekiler ile birlikte inşa edeceğiz. Bu ülkeyi ve bu dünyayı yaşanır kılmak biz insanların elindedir. Bu gerçeği her yerde ve her alanda haykırmaya devam edeceğiz. Değil 29 yıl, 29 asır da geçse Madımak katliamını ve diğer işlenmiş insanlık suçlarını unutmayacağız.' diye konuştu. BAHRİ UÇAR