Geçmişten bu yana hali hazırda değerini ve önemini yitirmeyen en kıymetli değerlerden birisi de okumaktır. Okumak, insana benliğini kazandıran, hayata karşı bir duruş ve bir düşünceye bürünmedir.

Geçmiş yıllar baz alınırsa eğer ülkemizde şuan okur yazar sayısı gözle görülür bir biçimde artmış bir durumda. Doğu ve Güneydoğu illerinde kız çocuklarının okutulmaması geleneğinin ortadan kalkması buna en güzel örnek gösterilmesi çok yerinde ve isabetli bir durum olmaktadır.

Geçmiş yıllara nazaran, ülkemizde teknolojinin de gelişmesi ile kullanılan araç ve gereçler okuma alanında çığır açmış bir durumda. Okumak öyle değerli bir hazinedir ki bu değeri size bir kaç tane yaşanmış güzel örnekler ile süslemek isterim. Birinci örneğim İslam dini okuma üzerine kurulmuş bir dindir. Hatırlayın ilk vahiyi, neydi yaratan Rabbinin adı ile oku diyordu. Düşünün bir din, kutsal bir değerin nasıl kurulduğunu?

Bir diğer örnek, Bedir savaşıydı, Bedir Müslümanların putperestlere karşı kazandığı ilk zaferdir. Savaşı İslam ordusu kazanır ve savaş sonunda tutuklanan esirler efendimizin karşına getirilir ve onlara serbest kalmaları için bir şart koşuldu. O şart şöyleydi, her üç Müslüman’a okuma yazma öğretirseniz eğer serbest kalacaksınız şartı konulmuştu. Düşünün savaş alanındasınız ve düşünülen o güzel düşünceye bakın, işte bunun için okumak çok değerli ve çok kıymetlidir.

Son örneğim ise Hz. Ali'den olacak. Halifelerin sonu olan Hz. Ali r.a şöyle buyuruyor. Kim bana bir harf öğretirse ben kırk yıl onun kölesi olurum diye serzenişte bulunmuştu. Bakın bu üç olay bize okumanın ne kadar önemsendiğini göstermektedir. Okumaya değer vermek lazım, önem vermek lazım. Yazıma Allah c.c okumak üzerine buyurmuş olduğu bir söz ile son veriyorum. Kalemini ilim üzerine yazdıran kişi benim katımda şehitlerdendir diye buyurmuştur.