Dili ile âlim, kalbi ile cahil olan insana hem hayret eder hem de acırım. Ağzını su ile temizler de yüreğini maneviyat ile arındırmaz. Vay onun haline. Veysel Karâni Kürtçe, (Kurdî veya Kurdkî) geniş Hint-Avrupa dil ailesinin Hint-İranî kolunun kuzey-batı İrani grubuna girer ve Türkiye'nin doğu ve güney doğusu, Suriye'nin kuzeyi, Irak'in kuzeyi ve dogusu ve Iranin batısında konuşulmaktadır.

Orta Doğu'nun Arapça, Türkçe ve Farsçadan sonra en çok konuşulan dördüncü dilidir. Yapı olarak Altay dil ailesine giren Türkçe ve bir Sami dil olan Arapçadan çok farklıdır. Ama hem gramer hem de bazı temel sözcükler açısından gerek Avestî ve Sankrit gibi eski diller, gerek Fransızca, İngilizce, Rusça ve Almanca gibi çağdaş Avrupa dilleri ile önemli benzerlikler arz eder. Aynı kökten gelen Kürtçe ile Farsça arasındaki benzerlik ve farklılıklar ise Latinceden türeyen Fransızca, İtalyanca ve İspanyolca arasındaki ayrılıklarla karşılaştırılabilir.

Bir kısım sözcükler aynı eski İranca kökenden gelip, zamanla değişik bir evrim sonucu bugün iki dilde tamamen farklı telaffuz edilmektedir. Her iki dilin ayrıca tamamen kendilerine özgü zengin kelime hazineleri, morfoloji, fonoloji ve gramer kuralları vardır. Örneğin Kürtçede önemli bir rol oynayan adların, Fransızcada olduğu gibi eril ve dişil olarak cinslere göre ayrımı olayı Farsçada yoktur. Kürtçenin "lehçeleri" dilbilimciler arasında tartışmalı bir konudur.

Mesela Philip Kreyenbroek (1992) Kurmanci ve Sorani'yi "lehçe" olarak tanımlamayı reddetmiştir, zira bu ikisi bazı hususlarda birbirlerinden Almanca ile İngilizce kadar farklıdır. Kürtler de genellikle konuştukları dile "Kürtçe" demez, daha çok Kurmanci, Sorani dillerinde konuştuklarını söylerler. Bazı tarihçiler, Sorani konuşanların sadece küçük bir azınlığının, o da yakın bir tarihte Kurdi konuştuğunu söylemeye başladığını belirtir.(kaynak:wikipedia) Günümüz Türkiye topraklarında yaklaşık 20 milyon Kürt yaşamaktadır. Buna istinaden genel olarak Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde genel olarak yaşam sürmekte olan Kürt halkı zamanla ülkenin dört bir yanına yayılmıştır.

Sosyal hayatta kullanılan Kürtçe dili, Kürt aileler arasında zamanla unutulmaya yüz tutmaya başlamış durumda. Özellikle 21. Yüzyıl diye tabir ettiğimiz bu dönemde Kürt dili bayağı bir zayıflamaktadır. Kürt aileler yeni doğan çocuklarına ana dilleri yerine günlük hayatta Türkçe dili ile konuşup kendi ana dillerini hem çocukları hem de kendileri maalesef unutmaktadırlar. Yanlış anlaşılmasın ben Türkçe diline ne karşı biriyim ne de bu dili kötüleyen biriyim. Nasıl ki bir Türk ailesi yeni doğan çocuğuna Türkçe dilini öğretiyorsa bizim de çocuklarımıza önce kendi ana dilimizi öğretmemiz gerektiği kanaatindeyim. ,

Beni ırkçılık ile itham etmenizi gerektiren bir durum ortada görmüyorum. Her insan gibi bende kendi ana dilimi ayakta tutmaya çalışan bir bireyim. Kozmopolit bir gezegen üzerinde yaşıyoruz. Çeşitlilik ve farklılık güzel bir olgudur. Medeniyet ve gördü kurallarının farkında olan her insan kendi dilini ve ırkını yaşaması ve yaşatması en doğal hakkıdır.

Yeter ki insan hak ve hukukuna karşı olan saygısını ve hoşgörüsünü kaybetmesin. Bu düşüncem sadece Kürt diline karşı değildir. Nasıl ki kendi dilimin kaybolmaması için çabalıyorsam diğer dillerin de kalıcılığı ve devamlılığı içinde çabalamam gerektiğinin farkındayım. Yeter ki birbirimize olan saygımızı ve sevgimizi unutmayalım.

SAYGILARIMLA