“Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden azad” olan Ramazan ayındaki önemli bir ibadette, itikâftır. Unutulan bir sünneti ihya etmek sevabını da beraber kazanacağımız bu ibadet üzerinde duralım. Bu ibadeti aile efradımız ve çevremize anlatarak, bu sünnetin ihyasına katkıda bulunalım. “Ümmetimin fesadı zamanında sünnetime sarılana bir şehit sevabı vardır.” (Taberanî, el-Mu’cemu’l-Evsat, c: 5, s: 315, hadis no: 5414)

Lügatte Bir yerde bekleme, durma ve kendini orada hapsetmek manalarına gelen itikâf, istilah/terim olarak: Akıl baliğ veya temyiz kudretine sahip bir Müslümanın beş vakit namaz kılınan bir mescitte ibadet niyetiyle bir süre durması demektir.

İtikâf, Kur'an ve sünnetle sabittir. Kur'an'da Ramazan ayının gecelerinden söz edilirken; "... Camilerde itikâfta iken de hanımlarınıza yaklaşmayın..." (Bakara, 2/ 187) buyurulur. Başka bir ayette itikâf ibadetinin daha önceki ümmetlerde de yapıldığına işaret edilir “Kâbe’yi insanlar için bir toplanma ve güven yeri kıldık. Siz de İbrahim'in makamından kendinize bir namaz kılma yeri edinin. İbrahim ile İsmail'e 'Tavaf edenler, orada ibadet için itikâfa çekilenler, rükû ve secde edenler için evimi temizleyin' diye emir vermiştik. (Bakara 2/125).

Resulullah (sav) ın özellikle Ramazan içinde ve Ramazanın son on gününde itikâf yaptığını bildiren çeşitli hadis-i şerifler vardır. Âişe (ra) annemizin şöyle dediği nakledilmiştir: "Resulullah (sas) Ramazan'ın son on gününde itikâf yaparlardı. Bu durum vefat zamanına kadar bu şekilde devam etmiştir. Daha sonra Hz. Peygamber'in zevceleri itikâfı sürdürmüşlerdir" (Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 67, 129; bk. Buhârî, İ'tikâf, 1-18; Ezân, 12, 135; Hayz 10; Müslim, İ'tikâf, 1-6; Ebû Dâvud, Ramazân, 3; Savm, 77).

"İtikâfa giren kişi, günahları hapsedip, sevapların tümünü elde eden kişi gibi, kendi­sine sevaplar kazandıran kişidir." (İbn Mâce) “İtikâfta olan, günahlardan uzaklaşır, her iyiliği işlemiş gibi sevaba kavuşur.” (İbni Mace) “Ramazanda on gün itikâf eden, iki defa [nafile] hac yapmış gibi sevab kazanır.” (Beyhekî) “Allah rızası için bir gün itikâf, insanı Cehennemden çok uzaklaştırır.” (Taberanî)

İtikâf yapmak isteyen kişi, itikâf niyetiyle mescid veya mescid hükmündeki bir yerde kalmaya başlayarak itikâfa girmiş olur. Vaktini namaz, Kur’an tilâveti, dua, zikir ve tefekkür gibi ibadet ve taatlerle veya dinî bilgi ve kültürünü artıracak sohbet ve okumalarla değerlendirir.

Doğal ihtiyaçlarını gidermek için mescidi meşgul etmeyecek ve kirletmeyecek şeyleri mescide getirebilir. Mescidde yer, içer ve orada istirahat eder. Mescidin içinde giderilmesi mümkün olmayan; abdest, gusül gibi zarurî ve doğal ihtiyaçları için dışarı çıkabilir. Ancak ihtiyacını giderdikten sonra vakit kaybetmeden hemen itikâf mahalline geri döner.

Mesciddeki itikâf erkeklere mahsustur. Kadınlar evde mescit edindikleri bir yerde itikâfta bulunabilir (ez-Zebîdî, Tecrîd-i"Sarîh, Terc. Kamil Miras, Ankara 1984, VI, 323-326).

Nafile itikâflar dışarıya çıkmakla bozulmaz. Ancak vacip itikâflar, zorunlu ihtiyaçlar dışında itikâf mahallinin terk edilmesiyle bozulur. Tercih edilen görüşe göre, itikâfın asgarî süresi için bir sınır koyulmamıştır. Bu bakımdan bir mescidi ziyaret eden kişi, bu ziyaret süresinde bile itikâfa niyet edebilir. İtikâfın fıkhi boyutu için önceden bir ilmihal kitabından okunarak uygulanması daha uygundur.

İtikâfın hikmetleri:

  • Kulun daha derin bir tefekkürle Rabbi ile olan bağını güçlendirmesi. İmanını takviye etmesi.
  • Resulullah (sav) a ümmet olma nimetini tefekkürle, onun sünnetine olan bağını güçlendirmesi.
  • Masiva ile bağını keserek lahuti âleme dalmak.
  • Nefsi yasaklardan koruyup uzaklaştırmada daha etkili bir çare.
  • Ramazanın son on gününde olması tahmin edilen Kadir gecesine rastlama imkânı ve umudunu da arttırır.
  • Dünyevî meşgalelerden uzaklaştırıp; Namaz, Kuran, dua-zikir, tefekkür, muhasebe gibi, ibadetlere daha fazla vesile olması.
  • Daha çok okuma ve okunanları değerlendirme, tefekkür ve hazmetme
  • Hayatın anlamı, dünyanın faniliği, ahiret bilinci, ümmetin hali, bu günü ve yarını, vb. nice konular üzerinde tefekkür etme imkânı... İnsanların zaman zaman böyle derin tefekküre ihtiyacı vardır ki, İtikâf bu tefekkürü gerçekleştirmek için en güzel fırsattır. Selam… Dua…