Bakanlığın "Türkiye: Hayvancılık ve Ürünleri Yıllık" raporunda Türkiye'nin, "verimsiz yerel üretim politikaları, zayıf hayvan sağlığı ve çiftlik yönetimi nedeniyle sürü sayılarının artırılmasına tarihsel olarak yardımcı olmayan besi sığırı ithalatına odaklandığı" belirtildi. 2026 yılında Türkiye'nin sığır envanterinin düşmesinin beklendiği vurgulanan açıklamada, "Bu düşüş, esas olarak yüksek kesim eğilimleri, yüksek üretim maliyetleri ve düşük karlılıktan kaynaklanmaktadır ve bu da çiftçileri sürülerini tasfiye etmeye yönlendirmektedir. Çiftçiler beklenen yüksek girdi ve üretim maliyetleri nedeniyle sürülerini tasfiye etmeye devam edecek" ifadesi kullanıldı.

"20 KİLOGRAM SIĞIR ETİ TÜKETİMİ"

Türkiye Kırmızı Et Üreticileri Birliği'ne göre Türkiye'de kişi başına et tüketiminin 51 kilograma ulaştığı aktarılan açıklamada, bu rakamın 22 kilogramının tavuk eti, 20 kilogramının sığır eti, 7 kilogramının koyun ve 2 kilogramının keçi etinden oluştuğu bildirildi. Bakanlık raporunda, et sektörü temsilcilerine göre kişi başına 20 kilogram sığır eti tüketiminin gerçekleri yansıtmadığına vurgu yapıldı. Raporda, Türkiye'nin erkek ve dişi besi sığırı ithalatına odaklandığına dikkat çekilerek, şunlar kaydedildi:

"Ancak bu durum, verimsiz üretim politikaları ve zayıf hayvan sağlığı ve çiftlik yönetimi nedeniyle sürü sayısının artmasına tarihsel olarak yardımcı olmamış durumda. Tarım ve Orman Bakanlığı sürekli olarak yerli üretimi vurgularken, canlı hayvan ithalatıyla açık kapatılmaya çalışılıyor. Hammaddelerinin yüzde 60'ını ithal eden Türkiye, özellikle yem olmak üzere girdilerin yüksek maliyeti sorunu daha da kötüleştiriyor. Bu yıl artan sığır eti talebi, verimsiz süt ineği üretimi ve Haziran 2025'te şap hastalığıyla ilişkili çok sayıda kesim ve düşük doğum oranları nedeniyle sığır sayısının azalması bekleniyor."

"KIRMIZI ET VE SÜT ARZI"

Çiftçilerin, süt için yüksek girdi maliyetlerinden kaynaklanan mali kayıpları en aza indirme eğiliminde olduğu belirtilerek, "Sektöre göre, bu eğilim yalnızca mevcut hayvan sayısını azaltmakla kalmıyor, aynı zamanda gelecekteki üretim kapasitesini de tehdit ederek kırmızı et ve süt arzında kıtlıklara yol açıyor. Uzmanlar, damızlık hayvanların kesiminin sektörün sürdürülebilirliği için en büyük risk olduğunu belirtiyor ve karlılık sorunlarının ele alınması gerektiğini vurguluyor" ifadesini kullandı.

Ülkede zayıf çiftlik yönetimi nedeniyle yıllık buzağı kayıplarının yaklaşık 400 bin ila 500 bin olduğu aktarılan raporda, bu rakamın ithal edilen sığır sayısına neredeyse eşit olduğuna dikkat çekildi. Raporda, doğum sonrası ölüm oranının yüzde 10-15 civarında olduğu ve dünya ortalamasının çok üzerinde bulunduğu bildirildi.

Türkiye'nin, 2024 yılında 788 milyon dolarlık ticaret hacmiyle dünyanın en büyük ikinci canlı hayvan ithalatçısı olduğu belirtilen raporda, "Türkiye, 2010 yılından bu yana canlı hayvan ithalatı yoluyla hayvan envanterini artırmak ve sığır eti fiyatlarını düzenlemek için çaba göstermektedir. Ancak sığır eti fiyatları önemli ölçüde artmaya devam etmektedir" ifadesine yer verildi.

2025 yılında şap hastalığı salgınları nedeniyle, üreticilerin hayvanlarını yaş veya sağlık durumuna bakılmaksızın kesime gönderdiği ve kesim fiyatları düşerek üreticiler için ekonomik kayıplara yol açtığı kaydedildi.

Kaynak: İHA