Çad’a sosyal, kültürel, ekonomik, insani yardım gibi birçok alanda faaliyetler bulunduklarını belirten Yıldız, “Biz olaya sadece insani yardım dağıtma düzeyinde bakmıyoruz. Çad’dın insanlarının fikri anlamda da bir uyanışına, dirilişine vesile olacak çalışmalar yapmak istiyoruz. Taşıma suyu ile değirmenin dönmeyeceğini biliyoruz. Özellikle ülkelerin içine düştüğü sömürü sarmalından nasıl kurtulabileceklerine dair düşünmelerini sağlayacak etkinlikler yapmak istiyoruz” dedi. İDEA'nın çalışmaları sonucunda 9 ayda 3 bin kişi İslam’a geçtiğini, 6 bin 700 kişinin daha İslam’a geçeceğini belirten Yıldız, “9 ayda 3 bin kişi İslam’ı kabul etti. Bu hafta 6 bin 700 kişi daha İslam’ı kabul edecek. Bu Çad tarihinde ilk defa bir seferde İslam’ı kabul eden en kalabalık topluluk olma özelliğini de taşıyacak. Bu çalışmalarımızı daha anlamlı kılıyor” dedi. Hangi ülkeye, şehre, kasaba ve köye baksak orada mutlaka Türkiye’den bir sivil toplum kuruluşu ile bir gönüllü ile karşılaşmamız mümkün oluyor. Ancak bütün bu yapılanlar yeterli değil. Bu konuda devlet ve STK arasındaki ilişkilerin bir yere oturması lazım. Devlet her şeyi kendisi yapmayı düşünme yerine bazı şeyleri STK’lar üzerinden yapmayı tercih etmeli. Burada devletin STK’ların önünü açması gerekiyor. Biz hala insani yardım için Çad’a kargo göndermekte sıkıntı yaşıyoruz. Devletin bu sorunları çözmesi lazım” dedi.
İDEA ÇAD’A SOSYAL, KÜLTÜREL VE EKONOMİK ALANDA ÖNEMLİ ÇALIŞMALAR YAPIYOR
İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi Başkanlığı tarafından Prodes projesiyle desteklenen İDEA Uluslararası İnsani Yardım ve Eğitim Derneği, Orta Afrika ülkesi Çad'da önemli çalışmalara imza atmaya devam ediyor. Çad’a sosyal, kültürel, ekonomik, insani yardım gibi birçok alanda faaliyetler bulunan İDEA, Çad’ın uyanışına vesile olacak çalışmalara imza atmaya devam ediyor.
ÇAD DÜNYANIN EN YOKSUL ÜLKELERDEN BİRİSİ
Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Gaziantep Şubesi Başkanı ve Uluslararası İnsani Yardım ve Eğitim Derneği (İDEA) Başkanı Mustafa Yıldız, gazetemize önemli değerlendirmelerde bulundu. İDEA'nın yurt içinde ve dışında yaptığı faaliyetler hakkında bilgi veren Yıldız, “İDEA 2018 yılın başında kurulan yeni bir dernek. Daha önce İslahiye’de insani yardımı faaliyetleri ile uğraşıyorduk. Ancak bir aşamadan sonra çalışmalarımızı İDEA Derneği çatısı altında uluslararası bir yardım organizasyonuna dönüştürmeye karar verdik. Bu vesile ile Filistin’de olsun, Kamerun’da olsun, Tanzanya’da olsun, Suriye’de olsun, Çad’da olsun insani yardım faaliyetlerinde bulunuyorduk. Ancak Çad’da insani yardım sürecinde şunu gördük. Çad dünyanın en yoksul ülkelerden birisi. Özellikle sömürgeciliği en acı bir şekilde tecrübe etmiş, toplumun bütün yetenekleri, imkânları elinden alınmış bir ülke. Biz kuruluş itibariyle yeni olduğumuz için bu çalışmalarımızı bir yere odaklanmakta fayda gördük. Çünkü dağıldığımız zaman çok verimli çalışmalar yapamayacaktık. Aslında bunu yöntem olarak da küçük ölçekli STK’ların uygulamasında fayda olduğunu düşünüyorum. Mümkün mertebe her yere dağılmak yerine bir ülkeye odaklanmanın kendileri ve o ülke açısından çok daha faydalı olacağına inanıyorum. Biz bu vesile ile 2018 yılın başından itibaren Çad ile ilgili çalışmalarımızı artırdık” dedi.
ÇAD’DA CİDDİ BİR SUSUZLUK SORUNU VAR
İDEA'nın Çad’daki faaliyetleri aktaran Yıldız, Çad’ın ciddi bir susuzluk sorunu olduğuna dikkat çekerek, “Çad’ın ciddi bir susuzluk sorunu var. Dolaysıyla Çad’da su acil ihtiyaç. Suyun olmadığı bir yerde hayatın sürdürülebilmesi mümkün değil. Çünkü Çad’da suyun temini çok zor birçok bölgede. Bu kısa süre içerisinde şuana kadar 50 civarında su kuyusu vurdurduk. Ayrıca Çad’da bir yetimhanemiz var. Bu yetimhanede şuan 60 yetim öğrencimiz kalıyor. Ayrıca Çad’da birkaç tane medreselerimiz var. Hem bu medreselerin oluşumuna katkı sağladık hem ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Köy ve kasabalarda su, mescit ve Medrese talepleri var. Bu talepleri karşılamaya çalışıyoruz. Dolaysıyla Çad ile ilgili çalışmalarımız çok boyutlu olarak sürüyor. Çad’da bir de kütüphane kuracağız. Bu kütüphane için hazırlıklarımız sürüyor. İlerleyen süreçte bazı pilot köyler tespit ederek o köyler örneğinde belli bir kalkınma, gelişme süreçlerini destelemek istiyoruz. Kısacası çalışmalarımız hem sosyal, hem kültürel, hem ekonomik, hem insani yardım gibi birçok alanda sürüyor” dedi.
ÇALIŞMALARIMIZ DAHA SİSTEMATİK HALE GETİRMEK İÇİN ÇAD’DA BİR OFİS AÇTIK
İDEA'nın Çad’daki çalışmalarını sistematik hale getirmek için Çad’da ofis açtıklarını belirten Yıldız, “Çad’daki çalışmalarımız daha sistematik hale getirmek için Çad’da bir ofis açtık. Çalışmalarımızı bu ofis üzerinden daha sistematik bir şekilde yürütmeye gayret ediyoruz” dedi.
ÇAD’DIN UYANIŞINA, DİRİLİŞİNE VESİLE OLACAK ÇALIŞMALAR YAPIYORUZ
Çad’dın fikir anlamda bir uyanışına, dirilişine vesile olacak çalışmalar yapmaya çalıştıklarını dile getiren Yıldız, “Biz olaya sadece insani yardım dağıtma düzeyinde bakmıyoruz. Çad’dın insanlarının fikri anlamda da bir uyanışına, dirilişine vesile olacak çalışmalar yapmak istiyoruz. Çad’da matbaa yok, yayınevi yok. Baskları daha çok Mısır üzerinden yapılıyor. Bu vesile ile Türkiye’de Kitabe adında bir yayın evi kurduk. Çad’ın aydınlarının, akademisyenlerinin, ilim adamlarının kitaplarını bu yayınevinde basacağız. Şuan ilk kitabımızı da bastık. “Çad’da Misyonerlik Faaliyetleri” isminde Arapça kitap basıldı. Bu hafta Çad’da gideceğiz. Bu kitabı da orada Çad’ın ilim adamlarına, aydınlarının, akademisyenlerine dağıtacağız. Ayrıca önümüzdeki süreçte başka kitaplar da basacağız. Çad’ın bilim adamlarının eserlerini basıp hem Türkiye kamuoyuna hem Çad kamuoyuna ulaştırmayı düşünüyoruz. Bir anlamda Çad’ın düşünsel birikimini dünyaya açmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
ÇAD’IN MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI İLE BİR PROTOKOL YAPACAĞIZ
Çad’ın Milli Eğitim Bakanlığı ile bir protokol yapacaklarını belirten Yıldız, “Çad’daki devlete ait meslek yüksekokulu ve meslek liselerinin teknik alt yapılarını güçlendirmeye dair Çad’ın Milli Eğitim Bakanlığı ile bir protokol yapacağız. Böylece oradaki yetişmiş kalifiye usta ihtiyacının devlet düzeyinde karşılanmasına katkı sağlamaya çalışacağız. Ayrıca Çad’da bu gidişimizde Abeşe Üniversitesinin ihtiyaçları olan fotokopi makinalarını temin ettik. Bu fotokopi makinalarını teslim edeceğiz” dedi.
ONLARIN TALEPLERİNİ ÖNERİLERİNİ DİKKATE ALMAYA ÇALIŞIYORUZ
Çad’daki insanların taleplerini, önerilerini dikkate almaya çalıştıklarını ifade eden Yıldız, “Çad’da aydınlarla, akademisyenlerle, ilim adamlarıyla, sivil toplum örgütleriyle, siyasetçilerle de zaman zaman ortak toplantılar yapıyoruz. Bu vesile ile hem yaptığımız çalışmaların daha gerçekçi bir şekilde uygulanmasını sağlamak istiyoruz. Hem de onların taleplerini, önerilerini dikkate almaya çalışıyoruz” dedi.
ÇAD’DIN SÖMÜRÜ SARMALINDAN KURTULMASINA VESİLE OLMAK İSTİYORUZ
Çad’dın sömürü sarmalından kurtulmasına vesile olacak çalışmalar yaptıklarını belirten Yıldız, “Çad zor bir ülke. Fiziki alt yapısına bakıldığında büyük imkansızlıklar içerisinde olan bir ülke. Aradığınız herhangi bir teknolojik ürünü bulmanız mümkün değil, yada bulduğunuz şeyler çok pahalıya mal oluyor. Bu yüzden oraya bölgeyi tanımadan gidildiği zaman yapılan organizasyonlar çok maliyetli olabiliyor. Biz biraz bölgeyi tanımaya yönelik neyi nerede nasıl alabiliriz, daha ekonomik nasıl çözebilir üzerine odaklanıyoruz. Bu da bizim önemli ölçüde organizasyon maliyetlerimizi düşürüyor. Daha az para ile daha çok işler yapmamızı mümkün kılıyor. Bu vesile ile özellikle insan, yardım dernekleri eğer çok büyük yapılar değilse çalışmalarını mümkün mertebe bir ülkeye odaklanmalarının çok verimli ve daha gerçekçi olacağını düşünüyorum. Biz artık bundan sonra Çad’ı tanımak istiyoruz. Çad’da neyi nasıl yapabiliriz, toplumun neye ihtiyacı var buna bakıyoruz. Taşıma suyu ile değirmenin dönmeyeceğini biliyoruz. Sürekli bir insani yardım gönderme yerine bu insanları aktif hale getirecek, dinamik hale getirecek, üretir hale getirecek, kendi sorunlarını fark edebilir hale getirecek, özellikle ülkelerin içine düştüğü sömürü sarmalından nasıl kurtulabileceklerine dair düşünmelerini sağlayacak etkinlikler yapmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.
6 BİN 700 KİŞİ İSLAM’I KABUL EDECEK
İDEA'nın çalışmaları sonucunda 8-9 ayda yaklaşık 3 bin kişi İslam’a geçtiğini, 6 bin 700 kişini daha İslam’ı kabul edeceğini belirten Yıldız, “Bu çalışmalarımız Çad’daki Müslümanlaşma sürecine katkı sağladığını görüyoruz. Çad, nüfusunun yüzde 70 civarı Müslüman, yüzde 25 civarında Hristiyan, yüzde 5 civarında ise yerel dinlere mensup insanların yaşadığı bir ülke. Yüz yıl önce Çad’da bir tane Hristiyan yokken bugün nüfusunun yüzde 25’i Hristiyan. Bu Çad’daki misyonerlik faaliyetleri sonucu gerçekleşmiş bir durum. Biz de bugün toplumdaki ihtida hareketlerine, Müslümanlaşma taleplerine destek olmaya çalışıyoruz. Çad’da derneğimiz ile işbirliği içerisinde çalışan davetçiler var. Bunlar orda şehirleri, kasabaları, köyleri, kabileleri dolaşarak bunlara İslam’ı tebliğ ediyorlar. Ve bundan ciddi olumlu sonuçlar alıyoruz. 8-9 ayda yaklaşık 3 bin kişi İslam’ı kabul etti. Bu hafta gittiğimizde 6 bin 700 kişinin İslam’ı kabul edeceğine dair bize bilgi verildi. Bunun hazırlıkları yapılıyor. Oraya gittiğimizde İslam’ı kabulü ile ilgili tören düzenleyeceğiz. Çad tarihinde ilk defa bir seferde İslam’ı kabul eden en kalabalık topluluk olma özelliğini de taşıyacak. Bu bizi çok mutlu ediyor. Biz bir anlamda sadece insanların bu dünyasını değil öbür dünyasını kurtaracak eylemlerin bir tarafında olmak bizi mutlu ediyor. Çalışmalarımız daha anlamlı kılıyor” şeklinde konuştu.
ÇAD’A KARGO GÖNDERMEKTE SIKINTI YAŞIYORUZ
Çad’da Türkiye’ye karşı çok büyük bir ilgi ve sevgi olduğunu ifade eden Yıldız, “Ülkemizin orada itibarını arttığını görüyoruz. Çad’da Türkiye’ye karşı çok büyük bir ilgi ve sevgi var. Bunun sürdürülmesi gerekiyor. Türkiye Müslümanları, ellerinden geldiği kadar bu görevlerini ifa etmeye çalışıyorlar. Hangi ülkeye, şehre, kasaba ve köye baksak orada mutlaka Türkiye’den bir insani yardım organizasyonuyla, bir sivil toplum kuruluşu ile bir gönüllü ile karşılaşmamız mümkün oluyor. Ancak bütün bu yapılanlar yeterli mi? Tabi ki değil. Bu konuda devlet ve STK arasındaki ilişkilerin de bir yere oturması lazım. Devlet her şeyi kendisi yapmayı düşünme yerine bazı şeyleri STK’lar üzerinden yapmayı tercih etmeli. Çünkü STK’lar üzerinden yapılan şeyler sadece insani yardım düzeyinde kalmıyor, insanların kalbine, gönlüne dokunuyor. Dolayısıyla bunu önemsiyorum. Sadece maddi yardım düzeyinde tutulmaması, kalpleri ısındıracak, dostlukları geliştirecek organizasyonlar ancak STK’lar üzerinden gerçekleşebilir. Burada devletin STK’ların önünü açması gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda büyük elçi, TİKA, Maarif Vakfı gibi devleti temsil eden yapılar üzerine düşeni yapıyorlar, STK’lara gereken ilgiyi gösteriyorlar, işlerini kolaylaştıracak her türlü desteği sağlıyorlar ancak bunların daha da artması lazım, daha da sistematik hale gelmesi lazım. biz hala insani yardım için Çad’a kargo göndermekte sıkıntı yaşıyoruz. Devletin bu sorunları çözmesi lazım. Oraya daha kolay ve ucuz kargo gönderebilir hale gelmemiz lazım. Türk hava yolarının bu tür organizasyonalar için kolaylaştırıcı birtakım uygulamalarda bulunması lazım. Hem gidiş geliş bilet fiyatları ile ilgili olsun, hem daha sık gidiş geliş seferleri olsun, hem kargo götürmeyi kolaylaştıracak ve ucuzlaştıracak birtakım katkıları olabilir. Yani bunu devlet politikası olarak uygulamak lazım. Devletin kolaylaştırmadığı bir yerde STK’ların işleri çok zorlaşıyor. Çünkü bu işler ağır ve büyük işler. Çok daha kolay yapabileceğimiz şeyler bazen çok zorlaşıyor, çok ucuza yapılacak şeylerin maliyetini çok yükseliyor” ifadelerini kullandı.
DEVLET STK’LARIN İŞLERİ KOLAYLAŞTIRACAK UYGULAMALAR YAPMALI
Devlet STK’ların işleri kolaylaştıracak uygulamalar yapması gerektiğini ifade eden Yıldız, “Bütün yapılan organizasyonlar Türkiye’nin İslam dünyasındaki itibarını artırıyor, hem İslam dünyasını ile kardeşlik bağını artırıyor. Türkiye’nin böyle bir görev ve sorumluluğu olduğunu düşünüyorum. Hem devlet hem STK’lar olarak dünyada ki pek çok ülkeyle kıyaslanmayacak kadar çalışmalar yaptık, yapıyoruz. Ama devletin yapacağı belli bir sitem ve koordinasyon ile bu çalışmalar kısa zamanda birkaç katına ulaşabilir. Bunun Türkiye’ye çok ciddi dönütleri olacaktır. Bu çalışmalar aslında ülkeler arası ekonomik ilişkileri de artırıyor. Çünkü STK’lar bir anlamda araziyi müsait hale getiriyor. Oradaki insanların Türkiye ile bir gönül bağı kurmasını sağlıyorlar. Bu işler devletin gözetmesi, yardımı olmadan çok zorlaşıyor. Biz devletten maddi bir talepte bulunmuyoruz. Ama bazı konularda işleri kolaylaştıracak uygulamalar yapmalarını bekliyoruz” diye konuştu.
BAHRİ UÇAR