FİRAS ALDİP/GAZİANTEP
Türkiye ve Dünya, tarihinin en ağır mülteci krizini yaşarken dünya genelindeki mültecilerin sayısı, tarihteki en yüksek orana ulaşmış durumda. 4 milyon civarında mültecinin bulunduğu Türkiye'de Geri Gönderme Merkezi'nde (GGM) idari gözetim altında tutulan kişilerin sayısı da son dönemlerde artmaya başladı Hakkında sınır dışı kararı verilen yabancıların başında Suriyelilerin geldiğini belirten Bayırlı, sınır dışı etme kararına itiraz süresinin 7 güne düşürülmesinin hak ihlallerine neden olduğunu belirterek, bu sürenin yeniden 15 güne çıkarılması gerektiğini belirtti. GGM'de idari gözetim altında tutulan kişilerin sınır dışı edilme davalarıyla yakından ilgilenen Av. Bayırlı, Türkiye gelen yabancıların ülkesinde can güvenliği olmadığından dolayı geldiğini belirterek, geri gönderme kararı verenlerin empati yapmaları gerektiğini belirtti.

GGM'DE İDARİ GÖZETİM ALTINDA TUTULAN KİŞİ SAYISI ARTIYOR

Türkiye ve Dünya, tarihinin en ağır mülteci krizini yaşamaktadır. Dünya genelindeki mültecilerin sayısı, tarihteki en yüksek orana ulaşmış durumda. Göç İdaresi Genel Müdürlüğü'nün verilerine göre Türkiye'de evlerini terk etmek zorunda kalmış yaklaşık 3,6 milyon Suriyeli göçmen bulunuyor. Türkiye'de geçici koruma altındaki 3.6 milyon kayıtlı Suriyeli dışında 400 bin civarında diğer ülkelerden kayıtlı mülteci ve tahminlere göre 1 milyonun üzerinde düzensiz göçmen bulunuyor. 4 milyon civarında mültecinin bulunduğu Türkiye'de Geri Gönderme Merkezlerinde idari gözetim altında tutulan kişilerin sayısı da son dönemlerde artmaya başladı.

  1. BAYIRLI, GGM'DE TUTULAN YABANCILARIN SORUNLARINI ANLATTI

İçer Hukuk Bürosu avukatlarından Suriyeli kökenli Mustafa Bayırlı, Geri Gönderme Merkezlerinde idari gözetim altında tutulan kişilerin adalete ve avukata erişimde yaşadığı zorlukları ve avukatların mesleki faaliyetlerini yerine getirirken yaşadığı sorunları değerlendirdi.

  1. BAYIRLI SINIR DIŞI EDİLME DAVALARIYLA YAKINDAN İLGİLENİYOR

1990 yılında Suriye'nin Lazkiye ilinin kuzeyinde Suriyeli Türkmenlerin bulunduğu Bayır-Bucak bölgesinde doğan Av. Mustafa Bayırlı, Suriye'deki iç savaştan dolayı 2014'te Türkiye'ye geldi. 2019 yılında Erciyes Üniversitesi hukuk fakültesinden mezun olan Bayırlı, İçer Hukuk Bürosu'nda avukatlık mesleğini icra ediyor. Av. Mustafa Bayırlı, Geri Gönderme Merkezlerinde idari gözetim altında tutulan kişilerin sınır dışı edilme davalarıyla yakından ilgileniyor. Av. Bayırlı, olayın hukuki boyutunun yanında insani boyutunun daha önemli olduğuna inanıyor.

SINIR DIŞI İŞLEMİNE MARUZ OLAN YABANCILARIN SAYISI ARTIYOR

Gaziantep'in Oğuzeli ilçesindeki Geri Gönderme Merkezi'nde (GGM) idari gözetim altında tutulan kişilerin sayısının artığını belirten Bayırlı, 'Türkiye'nin coğrafi konumu ve uluslararası ticaretteki önemli rolü, yabancıların sayısının fazla olmasına neden oluyor. Bu durum da doğal olarak sınır dışı edilme işlemine maruz kalan yabancıların sayısının artmasına neden olmakta. Dolaysıyla Geri Gönderme Merkezlerinde idari gözetim altında tutulan yabancıların sayısı çok arttı.

Her ne kadar sınır dışı işlemlerini uygulamak toplumsal düzeni korumak için önemli olsa da Geri Gönderme Merkezindeki sayının çok fazla olması devlete ciddi bir külfet yüklemektedir. Bilindiği üzere, Covid-19 salgını bugünlerde çok yaygın ve tehlikeli boyuta ulaşmıştır. Bu dönemde, GGM'de tutulmak hem tehlikelidir, hem de devletin aldığı kısıtlamaları boşa çıkaracaktır. Ayrıca Geri Gönderme Merkezi'nde farklı ülkelerden yabancı bulunması, oradaki çalışan kamu görevlileri ve personelin yükümlülüğünü daha da arttırmaktadır' dedi.

SINIRDAŞI KARARI VERİLEN YABANCILARIN BAŞINDA SURİYELİLER GELİYOR

Hakkında sınır dışı edilme kararı verilen yabancıların başında Suriyelilerin geldiğine dikkat çeken Bayırlı, 'Hakkında sınır dışı edilme kararı verilen yabancıların başında Suriyeliler gelmekte daha sonra Afganlar, Iraklılar, Türkmenistanlılar, İranlılar gelmekte. Her ülkenin vatandaşıyla görüşmek ve anlaşabilmek için tercüman bulundurulması ve tıbbi muayenelerin muntazam bir şekilde yapılması, hem zamanlama açısından, hem ekonomik olarak durumu zorlaştırmaktadır. Ayrıca her yabancının sosyal hayatı ve kültürünün diğerinden farklı olması sebebiyle insanlar arasında farklı problemlerin ortaya çıkmasına neden olmakta' dedi.

SINIR DIŞI ETME KARARINA İTİRAZ SÜRESİ YENİDEN 15 GÜN OLMALI

Sınır dışı etme kararına itiraz süresi tebliğden itibaren 15 gün iken, 6/12/2019 tarihli 7196 sayılı Kanunun 75. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu itiraz süresi 7 güne indirilmişti. Sınır dışı etme kararına itiraz süresinin 7 güne düşürülmesinin hak ihlallerine neden olduğunu belirten Bayırlı, 'Sınır dışı etme kararına karşı 7 gün için dava açma hakkı var ama bu süre yetersiz. Avukatlar olarak zor durumda kalıyoruz. Çünkü müvekkille görüşme, noterde vekalet işlemleri, dilekçe hazırlama gibi işlemler yapılıncaya kadar süre bitiyor. Daha önce bu süre 15 gündü. Yeni yasaya göre bu süre 7 güne indirildi. Bu süre kısa bir süre. Bu sürenin yeniden 15 güne çıkarılması hak ihlalinin önüne geçilmesi açısından önemli' dedi.

GERİ GÖNDERME KARARI VERENLER EMPATİ YAPMALI

Türkiye gelen yabancıların ülkesinde can güvenliği olmadığından dolayı geldiğini ifade eden Av. Bayırlı, geri gönderme kararı verenlerin empati yapmaları gerektiğini belirterek, 'Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi işkence, kötü muamele ve savaş yaşanan bölgelere yabancıların sınır dışı edilmesini yaşam hakkının ihlali olarak görmektedir.

Aynı şekilde, İdare Mahkemeleri ve Sulh Ceza Hakimlikleri de sınır dışı ve idari gözetim kararları konusunda titiz inceleme yapıp çok büyük oranda iptal kararları vermekteler. Bu noktada sınır dışı kararı verilmeden önce yetkililer hassas davranmalıdırlar. Ülkemize sığınanların ülkelerindeki yaşadıkları sıkıntıları, GGM'deki hijyen sorununu, Covid-19 salgınını ve devletin iş yükünü göz önüne alıp, kamu düzeni ve güvenliği için açıkça tehdit olanlar dışındaki yabancıların idari gözetim altına alınmaması gerekiyor' dedi.

KARAR VERİLİRKEN ULUSLAR ARASI MEVZUAT DA GÖZ ÖNÜNDE TUTMALI

Ulusal mahkemeler tarafından sınır dışı etme kararları verilirken uluslar arası mevzuatın da göz önünde tutması gerektiğini ifade eden Bayırlı, 'Anayasa'nın 19'uncu maddesinde düzenlenen kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile özel hayata saygı gösterilmesi hakkı Türkiye'de yaşayan tüm insanlar için geçerli ve uygulanması gerekli haklardır. Sığınmacıların hayatlarına keyfi ve özgürlükleri sınırlayan bir yorum tarzıyla müdahale edilmesi, en başta özel hayata ve aile hayatına ve nihayetinde özgürlük ve güvenlik hakkına müdahale olacaktır.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne ek 7 nolu Protokol, 22 Kasım 1984 tarihinde imzaya açılmış ve 1 Kasım 1988 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Türkiye bakımından 1 Ağustos 2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bahsi geçen protokole göre, 'bir devletin ülkesinde hukuka uygun olarak ikamet eden bir yabancı, hukuka uygun olarak verilmiş bir kararın yerine getirilmesi hariç, bulunduğu ülkeden sınır dışı edilemez.' Burada hukuka uygunluktan kastedilen, ulusal hukuka uygun bir şekilde alınmış bir sınır dışı etme kararının bulunmasıdır. Suriyeli insanlar, yasalara uygun bir şekilde göçmen hukuku çerçevesinde Türkiye'de kalması noktasında yasal oturma izni bulunan yabancılardır. Türkiye'ye göç etmesinin sebebi, kendi ülkesinde iç savaşın çıkması ve çeşitli terör örgütlerinin mevcut olan kaos ve karmaşıklıktan faydalanarak bölgede hakimiyet kazanması ve bu amaçla bölgede yaşayan yerel halka her türlü işkence, kötü muamele yapması ve onların yaşam hakkını tehdit etmesidir. Bu nedenle, içinde bulundukları zor koşullar dikkate alınarak gerek yasal düzenlemeler gerekse Avrupa İnsan Hakları sözleşmesi hükümleri özgürlükçü bir bakış açısıyla yorumlanmalı ve lehe uygulama yapılmalıdır' şeklinde konuştu.

GAZİANTEP'TEKİ GGM EN YOĞUN MERKEZLERDEN BİRİ HALİNE GELDİ

Gaziantep'teki Geri Gönderme Merkezi'nin en yoğun merkezlerden biri haline geldiğine dikkat çeken Bayırlı, 'Gaziantep ili Oğuzeli ilçesinde bulunan GGM, Suriye sınırına yakın bölgede bulunması nedeniyle tüm gönderme merkezlerinden sınır dışı edilen Suriyeler bu merkeze gönderilmektedir. Oğuzeli'nde bulunan merkez, diğer merkezlerin kararlarını tekrar titizlikle inceleyerek, yanlış ve hatalı verilen dosyalar hakkında tekrar karar vermektedir.

Bu Suriyeliler için olumlu bir yaklaşımdır. Ayrıca bu merkezde yabancılara sınır dışı işlemleri ve mevzuat ile ilgili bilgilendirme yapılmaktadır. Avukata erişim hakkı olmayan kişiler adına bu merkezde ilgililere dilekçeler hazırlanarak, ilgili adli makamlara başvuruları sağlanmaktadır. Adli makamlar tarafından da bu kişilere Baro kanalı ile avukat tayin edilmektedir. Bu şekilde yabancıların yargıya erişim hakkını etkin olarak kullanmaktadırlar. Merkezdeki kamu görevlileri de bu yoğun iş yükünün altında özveri ile çalışmaktadır.

Olaya sadece idari yönden bakmamakta, aynı zamanda bu durumun bir insanlık sorunu olarak görmektedirler. Merkezde, yabancıların yeme, içme, barınma, temizlik, akrabalarına erişim hizmetleri de yeterli bir şekilde sunulmaktadır. Merkezde, avukatların yabancılar ve idari görevliler ile görüşmelerinde herhangi bir sıkıntı bulunmamaktadır. Ancak tüm dünyayı saran COVİD-19 salgını nedeni ile gönderme merkezlerinin üzerindeki iş yükü biraz hafifletilmelidir. Gaziantep'te yaşayan veya ikamet sahibi olanlar, haklarında sınır dışı edilme kararları kesinleşinceye kadar, kendi ikametlerinde kalma ve kolluk birimlerine belirli sürelerde müracaat imkanı getirilmesi alternatif bir çözüm olabilir' diye konuştu.

Muhabir: Yazar Silinmiş