GTO Temmuz ayı olağan meclis toplantısı Meclis Başkanı M. Hilmi Teymur Başkanlığında Yönetim Kurulu, Meclis ve Disiplin Kurulu üyelerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Meclis toplantısında yaptığı konuşmada ülkemizde yaşanan orman yangınlarına değinen GTO Meclis Başkanı M. Hilmi Teymur, “Ekonomide ve üretimde mücadelemiz sürerken, bir başka sınavı da doğayla veriyoruz. Ülkemizdeki orman yangınları, sadece ağaçları değil; umutlarımızı, nefesimizi, geleceğimizi de yakıyor. Üzücü olan şu ki, yangınların büyük çoğunluğu insan kaynaklı! Bilinçsiz bir izmarit, kontrolsüz bir piknik yüzünden binlerce dönüm orman, yüzlerce can, bir anda yok oluyor. Geleceğimiz için, evlatlarımız için duyarlı olmak, çevremizi de net bir şekilde uyarmak zorundayız.” dedi.
Artık günü kurtarmakla değil, geleceği inşa etmekle meşgul olmak istiyoruz
Meclis toplantısında GTO’nun temmuz ayında yaptığı faaliyetler hakkında Meclis üyelerini bilgilendirip ekonomik gündemi değerlendiren GTO Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Yıldırım, reel sektörün ihtiyaç duyduğu şeyin dirençli, öngörülebilir ve maliyetleri yönetilebilir bir üretim ve ticaret iklimi olduğunu söyleyerek “Bu denge kurulmadan, iç pazarda da küresel pazarda da sürdürülebilir bir varlık göstermek çok zor. İş dünyasının uzun vadeli plan yapabilmesi için önce güven duyması gerekir. Ama ne yazık ki son yıllarda, enflasyon, kur baskısı ve finansman maliyetleri işletmelerimizin omuzlarına taşınması zor bir yük bindirdi.” ifadelerini kullandı.
Ticaret savaşları, Rusya Ukrayna savaşı, enerji krizi ya da jeopolitik risklerle açıklanamayacak bir maliyet krizi yaşadıklarını vurgulayan Yıldırım, şöyle devam etti:
“Bugün geldiğimiz noktada; firmalarımızın kârlılığı erimiş, öz kaynakları zayıflamış, yatırım iştahı baskılanmıştır. Bu sadece firmaların sırtlanabileceği bir yük değil. Geçici desteklerle zaman kazanmak değil, yapısal reformlarla üretimi yeniden anlamlandırmak zorundayız. Küresel piyasada var olmak için sadece döviz kuru, ücretler ve faiz üzerinden değil; katma değerli üretim, markalaşma, tasarım ve yenilikçilik üzerinden rekabet etmeliyiz. Biz üretimde sadece cesaret değil, istikrar da istiyoruz. Çünkü bu ülkenin taciri, tüccarı, sanayicisi olarak; artık günü kurtarmakla değil, geleceği inşa etmekle meşgul olmak istiyoruz.”