Karadeniz’in saklı tarih hazinelerinden biri olan Şebinkarahisar, doğal güzellikleri ve tarihî mirasıyla son yıllarda kültür turizminin yeni rotalarından biri haline geldi. Giresun’un iç kesimlerinde yer alan bu şirin ilçe, tarih boyunca Hititlerden Bizans’a, Selçuklulardan Osmanlı’ya birçok medeniyete ev sahipliği yaptı.

İlçede en dikkat çeken yapı, hiç kuşkusuz sarp bir kayalık üzerinde yükselen Şebinkarahisar Kalesi. Pontus döneminden günümüze ulaşan bu kale, hem Bizans döneminde hem de Anadolu Selçuklu zamanında önemli restorasyonlar görmüş. Kalenin hemen eteğinde ise Taşhanlar ve Osmanlı’dan kalma ticaret yolları ziyaretçileri karşılıyor.

Behramşah Camii, 12. yüzyılda Mengücek Beyliği döneminde inşa edilen önemli bir Selçuklu yapısı olarak ilçenin dini ve mimari kimliğine katkı sağlıyor. Ayrıca Atatürk Evi ve Müzesi, Mustafa Kemal Atatürk’ün 1924 yılında ilçeyi ziyareti sırasında kaldığı evin restore edilmesiyle oluşturulmuş ve ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor.

İlçenin bir diğer dikkat çeken yapısı ise Meryem Ana Manastırı. Kayalık yamaçlara oyulmuş bu 4 katlı yapının tarihi Roma dönemine kadar uzanıyor. Manastır, restore edilmeyi beklese de mistik havasıyla hâlâ yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor.

Doğal güzellikleriyle de öne çıkan Şebinkarahisar, Kelkit Vadisi boyunca uzanan verimli toprakları, yaylaları ve temiz havasıyla doğa tutkunlarına da hitap ediyor. İlçede tarım, hayvancılık ve arıcılık hâlâ önemli geçim kaynakları arasında.

Geçmişte kısa bir dönem il statüsü kazanan Şebinkarahisar, bugün Giresun’a bağlı bir ilçe olarak tarihine ve doğasına sahip çıkıyor. Yetkililer, bölgenin turizm potansiyelinin artması için yeni projeler üzerinde çalıştıklarını ifade ediyor.

Kaynak: Haber Merkezi