DEMEKKİ DAHA İNLERİNE GİRİLMEMİŞTİ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fethullahcıların İnlerine gireceğiz, demişti. Cumhurbaşkanın bu sözünün manasını hatırlamakta fayda var. Bu kelimenin manasını bilmeyenimiz yoktur sanırım. İn yaban hayvanların barındığı yere denir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu cümleyi kullandığında toplumun büyük çoğunluğu bu konuşmayı yadırgamıştı. Gelinen süreçte baktığımızda az bile söylediğini, toplumun büyük çoğunluğu tarafından dillendirilmeye başladı bile. Türkiye tarihinin en alçak, en adi, en vahşi, en barbar, en acımasız ve en şerefsiz saldırısı ile karşı karşıya kaldındı bu süreçte. Fetoyu savunanlar bile hayrete düştüğünü ifade ederken bu kadarını da beklemiyorduk dediklerini duyuyoruz. Onların korkudan mı yoksa gerçeklerimi gördüler, bunu zaman gösterecek. Ama bir hakikat var ki o da yıllardır bizim savunduğumu bunların, İsrail ve ABD nin çıkarlarına hizmet ettikleri idi.28 Şubatta fetonun açıklamalarını hatırlarsak nasılda İsrail’i savunduğunu görürüz.

Fetocu denen güruh, kendisinin dışındaki herkesi “öteki” olarak görür ve asla Müslüman ve insan olarak görmez. Bu konuda belgelere dayanarak çok şey yazabilirim. Bunlar Allahü tealanın emir ve yasaklarına uymaz robot gibi verilen emirlere göre hareket ederler. Beyinleri yıkanmıştır. En iyi ve en doğru Müslüman kendileri olduğunu söyler ve PKK’dan farksızdırlar. Kısaca fetocuların zihniyeti bu.

Tamamen inlerine girildi mi yoksa daha bizim bilmediğimiz inleri var mı? Üç aylık ohal sürecinde bunları göreceğiz. Daha girilmemiş inlerinin ve hangi vahşi hayvanların oralarda barındıklarına bu üç aylık süre içerisinde izleyip göreceğiz diye ümit ediyorum. Vahşi hayvanlar sinsi ve sessizce avını bekledikleri için çok iyi gizlenirler, bunları yakalamak için iyi bir avcı olmak lazım. işte bu avcıları bekleyip göreceğiz. Fetocular da o kadar iyi gizleniyorlar ki halk ile beraber meydanlara inip hükümete destek mitinginde yer alabiliyorlar. Çünkü bunlar iki değil çok yüzlü bukalemun gibidirler.

Devletin kurumlarına öyle sızmışlar ki ahtapot gibi çepeçevre sarmışlar. Hangi kuruma bakarsan orayı işgal etmişler temizlemek ile bitmiyor. İşte tam da bataklıkları kurutma zamanı, bataklık kurursa sinekler çabuk ölür. Aksi takdirde sinekler daha da çoğalır.

Artık günümüzde ‘askeri darbe, sivil darbe, post modern darbe’ tanımlarını sık sık duyuyoruz. Bu darbe girişimlerinin birbiriyle bağlantılı olduğunu, temelinde illegal yapılanmaların olduğunu ve ülkenin huzurunu bozmak kaos çıkarmak için yapıldığını biliyoruz.

Zamanında özel ya da kamuya, ‘Dost’ diye yerleştirilen Fetocu tayfanın büyük çoğunluğunun halen daha kritik görevlerin başında oldukları biliniyor.   
Bu işin lamı cimi yok artık. Gereken yapılsın ve bundan böyle atama ve görevlendirmelerde şucu bucu olmak değil, ‘Yetkin’ olmak göz önünde bulundurulsun.
Aksi takdirde bugün bir şekilde püskürtülen darbe girişimi yarın bu ülkede çok daha büyük kapsamlı yapılır ve bunun faturası herkes için ağır olur.
“Bir musibet bin nasihatten evladır. Bu musibet dirilişe ve kenetlenmemize vesile olur diye düşünüyorum

Şunu unutmayın, bizler intikamcı değiliz. En büyük intikam sahibi Allah’tır. Bu bakımdan, sloganik değil attığımız her adımı düşünerek ilimle, akılla, tecrübe ile atmamız gerekiyor. Bunun neticesidir ki bu Fethullaçı terör örgütünün attığı adım karşılığını bulmuştur. Karşılığını milletle, milli irade ile buldu. Bulmaya da devam edecektir.