ADI ÖZEL OLAN NE VARSA BULUNMAZ BURSA KUMAŞI OLUYOR
Örnek, “Ortaokulları iyi (sınavlı) bir okula; ortaöğrenimi de iyi bir üniversite ya da bölüme yerleşme baskısıyla kaynak kitaplara, özel okul ve dershanelere psikolojik olarak mahkum etme hastalığımız toplumun her kesimine sirayet etmiş durumda. Bunlara sınavların ortaokul, ortaöğrenim müfredatıyla ilişkisinin yüzde yüz olmadığı da eklenince adı özel olan ne varsa bulunmaz bursa kumaşı oluyor” dedi.
Öğretmenin sınıfta anlattığı ve öğrencinin okulda öğrendikleri ile sınavdaki başarısının birbiri ile alakasının olmadığını dile getiren Örnek, “Özel dershaneler de çalışan öğretmenlerin neredeyse yüzde doksanı devlet okullarında çalışan kadrolu öğretmenlerden ibaret. Kimse alınmasın ama aynı öğretmen özel dershanelerde gösterdiği performansının yarısını değil çeyreğini bile devlet okullarında gösterse devlet okullarındaki öğrencilerin başarılı olmaması için hiçbir bahane ve sebep kalmayacak” şeklinde konuştu.
BAŞARIYI ORTAÖĞRENİM BELİRLEMİYORSA NE BELİRLİYOR?
“Başarıyı ortaöğrenim belirlemiyorsa ne belirliyor?” diye soran Örnek, “Üç-beş öğretmenin bir apartman dairesi tutup kurduğu dershaneler, minik özel okullar, yardımcı kitap denilen aslında bir şeye yardım etmeyen; daha önce çıkmış sınav sorularıyla daha önce çıkmış sorulara benzer soruları içeren kitaplar. Bir de öğrencilere bu kitaplardan “talim” ettiren öğretmenler. İşte eğitim yerine bu talim işi yürüyor. Diğer bir algı ise özellikle liselerde son sınıfa geçen öğrencilere devlet okulunun kapısı kapanıyor, bir özel dershane ve aynı zamanda özel okul işlevi gören bir eğitim kurumunda sınava hazırlanmaya devam ediyorlar. Öğrencileri artık bağlasanız tutamıyorsunuz” tespitini yaptı.
OKULLARDA SINAVLAR CİDDİYETİNİ KAYBETTİ
Devam mecburiyeti olmayan ortaokulların ve liselerin türediğini sözlerine ekleyen Başkan Örnek, “Okullarda sınavlar ciddiyetini kaybetti. Öğrenci sınavlara zorla getirilir, sınav soruları öğrencilere verilir oldu. Çürüme, küflenme bir yerde başladı mı küf hızla çoğalır, dağılır. Sonrası kötü sonuçlar. Ortaokul da, ortaöğrenim de yükseköğrenim de devalüe oldu. Piyasadaki parayı, karşılığında bir üretim olmadan arttırırsanız paranın değeri düşer. Dershane ve özel okulları bina zannederseniz; hatta apartmanlarda kolaylıkla dershane kurulabileceğinizi düşünürseniz, yani öğrencileri üniversiteye bilim adamı donanımı ile hazırlamadan, devamsızlıklarını kontrol etmeden, bol keseden notlar vererek bir çoğunu ortaöğretim puanı desteğiyle üniversiteye yerleştirirseniz olacağı bu olur. Sonra da sızlanır dururuz eğitim neden sorunlu diye” açıklamasında bulundu.
ASIL VATANSEVERLİK BU OLSA GEREK
Gaziantep özelinde bir öğrencinin dershane ücretinin yıllık 180 bin TL’den başladığına dikkat çeken Gaziantep Akademik Eğitimciler Dernek Başkanı Abdurrahman Örnek, konuşmasını şöyle tamamladı: “Devlet okullarının dershaneleri taşıyan kadrolu çalışan öğretmenleri dershanelere harcadıkları performanslarını devlet okullarında harcayarak bu ülkenin çocuklarına canla başla hizmet ederek birikimli ve üretken nesiller yetiştirebilirler. Asıl vatanseverlik de bu olsa gerek. Parası olan-olmayan eşitsizliği öğrencileri ilerde şu ikilemle karşı karşıya bırakacak. Artık insanlar karşısındakinin elinde lise diploması mı, üniversite diploması mı var diye bakmayacak. İnsanlar, o diplomaların hangi okuldan verildiğine bakacak. Fiilen bu zaten böyleydi. Şimdi bu dikkat daha da artacak. Bir kısım diploma, üzerine basılan kâğıt kadar etmeyecek.”
