İslam, insanların doğayla olan ilişkisini, evrende Allah'ın varlığını ve kudretini düşünerek bir anlam ve sorumluluk bütünlüğü içinde ele alır.

Bu din, insanın doğa ile olan etkileşimini bir yükümlülük, koruma ve adalet anlayışı çerçevesinde değerlendirir. Kur'an'da pek çok ayette doğa ve çevre ile ilgili sorumluluklara vurgu yapılırken, bu sorumlulukların insanın yeryüzündeki halifelik görevi çerçevesinde ele alınması gerektiği öne sürülüyor.

İslam dünyasında, doğa ile uyumlu bir yaşam tarzını benimsemek, sadece ekolojik bir sorumluluk değil, aynı zamanda ahlaki bir yükümlülüktür. Allah'ın yarattığı tüm varlıkların birbiriyle denge içinde olduğu düşüncesi, insanın da bu dengeyi koruma ve sürdürme sorumluluğunu beraberinde getirir. Kuran'da, "O, gökleri ve yeri hak ile yarattı. Güneş'i ve ay'ı bir hesapla döndürüyor. Her biri bir süre belirlenmiş." (Rahman 55:5-7) ayetinde olduğu gibi, doğanın düzeni ve denge üzerinde vurgu yapılır.

İslam'ın doğaya bakış açısında, tabiat varlıklarının birbirine bağlı ve birbirine hizmet ettiği bir düzen bulunmaktadır. İnsanın bu düzen içindeki rolü, doğanın sadece bir kullanım nesnesi olarak değil, aynı zamanda bir emanetçi olarak da algılanmasıdır. Bu bağlamda, doğanın korunması ve sürdürülebilir kullanımı, İslam'ın temel prensiplerinden biridir.
Çevre kirliliği, aşırı tüketim ve doğal kaynakların plansızca kullanımı gibi modern sorunlar, İslam'ın öğretileri çerçevesinde ele alınmalıdır. İslam, çevre sorunlarının çözümünde bilimi, ahlaki değerleri ve sürdürülebilir kalkınma prensiplerini birleştirerek insanları doğa ile uyumlu bir yaşam sürmeye teşvik eder.

İslam, doğayla sürdürülebilir bir ilişki kurma konusunda insanlara rehberlik ederken, aynı zamanda insanın yeryüzündeki varlığının bir imtihan olduğunu öğretir. İnsanın, yaratılanların düzenini bozma yeteneği, ona sorumluluk yükler. İslam'ın öğretileri, bu sorumluluğun bilincinde olan bir toplumun doğayla uyumlu bir şekilde yaşayabileceği ve gelecek nesillere temiz ve sağlıklı bir çevre bırakabileceği bir dünya vizyonunu destekler.

Sonuç olarak, İslam'ın doğa ile ilişkisi sadece bir dini inanç değil, aynı zamanda insanın doğayla olan etkileşimini ahlaki bir çerçevede değerlendiren kapsamlı bir yaklaşımdır. Bu bağlamda, doğa sevgisi, koruma sorumluluğu ve sürdürülebilirlik prensipleri, İslam'ın temel öğretileri arasında önemli bir yer tutar. İnsanın, doğa ile olan bu etkileşimini bilinçli ve sorumlu bir şekilde yönetmesi, hem ahirette hem de dünya hayatında kendisine sağlık, huzur ve başarı getirecek bir durumdur.