<p>Uzun süreden beridir kaleme almak istediğim bir dostumdur Nazmi Özkoyuncu. Sadece mesleki alanında ki başarısı ile değil, dostlarına karşı mütevazi vefası ile de göz dolduran bir kişilik ve tabiata sahip bir insan olduğuna inanmam, onu yazmamı gerekli kılmıştır, aynı zamanda dostun vefasına karşılık bir vefadır bu yazım.</p><p>Yirmi yıllık bir dostluğumuz hasebi iledir ki, kendisinin kat ettiği mesafeleri yakından bilen birisiyim. Gaziantep’te ticaret hayatı ve peşinden Kanal 7 temsilciliği ile başlayan medya yaşantısında ekonomik inişler ve çıkışlar yaşasa da, üretken yapısı ve akılcı tutumları dolayısı ile bugün sadece bölgenin değil, ülkenin saygın medya ajanslarından birisinin sahibi olmuştur.</p><p>Hayal gücünün gerçeğe dönüştürülmesi noktasında örnek teşkil edecek bir isimdir Nazmi Özkoyuncu, zira kısıtlı imkanlarla ve dar bir bölgede, insanın istediğinde neler yapabileceğini göstermiş başarılı bir öykünün baş kahramanıdır ayı zamanda.</p><p>Reklam ve piar çalışmasının,  özellikle iş dünyasında ne denli öneme haiz olduğunu keşfetmek için çok fazla şey bilmeye gerek olmaması bir yana, asıl sorunun bunu bilmekten ziyade profesyonel ve kurumsal çalışmaya dönüştürebilmek olduğunu telakki edip, çalışmalarını bu konuda yoğunlaştırmış olması eminim ki “Dolpin” ajansın bugünlere gelmesindeki en dikkat çekici nokta olmuştur. Hayal gücü, azim, sabır ve başarı. Nazmi Özkoyuncu’nun öyküsünü taktire şayan kılan  en önemli faktörlerden başlıcalarıdır.</p><p>Çok çeşitli başarı öyküleri vardır şüphesiz, benim Nazmi Özkoyuncu  ve “dolpin ajans” ı makaleme taşıma amacım sıfır noktadan, devasa ekonomik bütçelere ulaşan kişilerden olması değildir. Başarı öyküsü olarak göstermemdeki sebep,  sadece maddi bir güce ulaşmak için “her yol mübah” tır anlayışına sahip kişi ve ticari kurumların aksine, ticari bir başarıya doğru yol alırken sahip  olduğu değerlerden ödün vermeyen, kişilik ve insani hassasiyetlerinden sıyrılmayan ve onurlu kalmak ve her şeye rağmen onurlu yaşayabilmek mücadelesi veren bir istisna olarak görmemden dolayıdır Nazmi Özkoyuncu’yu.</p><p>Kişiler dünyevi alanda yükselirken ardında bıraktıkları geçmişleri ve sınıf olarak araları açılan dostlarını da gerilerinde bırakmamalıdır, aksi halde bu, sadece Dünyayı temsil eden ve yönünü ve kıblesini kapitale çevirmiş bayağı ve süfli bir yükselme olur ki, günümüz dünyasında yığınla benzer öyküler bulunmaktadır.</p><p>Nazmi Özkoyuncu, ahde vefalı, dostlarına mütevazi ve anılarını hep canlı tutan, geçmişinden asla kopmayan ve yıllar sonra ismi anıldığında dostları tarafından kayda değer bir tebessüm ve tazim ile yad edilecek müstesna bir isimdir.</p><p>Onu, hayat hikayesinde en başarılı kılan yanı da budur. Bir gün tüm kazanımlarınızı kaybedebilirsiniz ve hayata yeniden sıfır noktasından başlamanız gerekebilir ve o an emin olunuz ki en çok ihtiyaç duyduğunuz şey sizi yalnız bırakmayan dostlarınız olacaktır ve ben eminim ki Nazmi Özkoyuncu hayatının hiçbir safhasında asla yalnız kalmayacaktır zira başta ben olmak üzere, ahde vefasına karşılık verecek bir çok dostu olduğunu biliyorum ve kendisinin de bilmesini isterim.</p><p>Bu yazıyı sevgili dostuma ithaf etmemin sebebi, onun bu mütevazi kişiliği dolayısı iledir ve tamamen yürekten yazılan şeylerdir zira Nazmi Özkoyuncu bunu hak etmektedir… İyi ki varsın güzel dost ve iyi ki varsınız yazamadığım güzel dostlarım…</p>