“Delikli demir çıktı, mertlik bozuldu” diye bir söz vardı hani. Yani barutlu silahlar, füzeler, roketler, kıtalar arası konvansiyonel veya nükleer silahlar, mertliği adeta yok etti. İşte sosyal medya ya da medya denilen kitle iletişim araçları da hakikati bastırır hale geldi. Hakikat dört duvar arasında çıplak sesle konuşulup yalanlar ise binlerce uydular, yüz binlerce TV kanalları ve milyonlarca internet hesaplarından bir anda milyarlarca insana ulaşır oldu.

Yalan fırtınaları o kadar şiddetli estiriliyor ki, bizzat yalancının kendisi dahi uydurduğu yalana inanır olmaktadır. Bir insan kıyamet, ahiret, Mahkeme’yi Kübra, hesap, mükafat ve ceza gibi kavramlara da inanmıyorsa, kim tutar artık. Bir de bu dinsiz imansızlar organize olmakla kalmayıp uluslararası karanlık odaklarla iş birliği yapacak hainliğe de bulaşmışlarsa, adeta suç makinasına dönüşmektedirler. “Fondaş medya” ve onların uzantıları olan bu yalan makinaları, net olarak bir “güvenlik sorunu” haline gelmişlerdir. Dolayısıyla bu ihanet şebekelerine yönelik özel mücadele yöntemleri geliştirilmelidir. Çok daha etkin siber ordular geliştirilerek yalancının mumu yatsıdan önce söndürülmelidir. İşte bazı yalan örnekleri:

YALANLARINA ASKERİ DE DAHİL ETTİLER

Bizzat CHP'nin fonladığı TELE1 televizyon kanalının sahibi Merdan Yanardağ, deprem bölgesinde askerin görev almadığı yalanını resmi sosyal medya hesabı üzerinden yayınladı.

Fakat asker, polis, jandarma ve diğer kolluk kuvvetleri, depremin ilk saatlerinden itibaren enkazlarda, çadır bölgelerinde ve diğer alanlarda aktif bir şekilde görev aldı. Onlarca insanımızın enkaz altından çıkarılmasında son derece kritik rol oynadılar.

TÜBİTAK'A ASILSIZ İTHAM

Profesör Doktor Naci Görür, asrın felaketinin ilk saatlerinde yaptığı bir açıklamada, TÜBİTAK'ı zan altında bırakarak şu açıklamada bulundu: “Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremlerle ilgili, “Depreme ilişkin proje hazırladık. Harita Genel Müdürlüğü ile valiliklerle, belediyelerle proje hazırladık. Devlet Planlamaya, TÜBİTAK’a sunduk, fakat reddedildi.”

Sosyal medyada hızla yayılan bu açıklamaya cevap gecikmedi. Prof. Dr. Naci Görür'ün bir kanalda söyledikleri tek tek yalanlandı. Hatta bahsi geçen iadeden sonraki 13 yıllık süreçte herhangi bir yeni başvuruda bulunulmadığı veya düzeltme yapılmadığı aktarıldı.

"ŞEHİR HASTANESİ BOŞALTILDI"

Yalanın bir diğer noktası da Mersin Şehir Hastanesi'ydi. Her gün on binlerce insanın tedaviye ulaştığı hastanenin depremden sonra hasar aldığı ve içeride tedavi gören hastaların dışarı çıkarıldığı iddia edildi.

Ancak ortada böyle bir gelişme yoktu. Deprem nedeniyle Mersin Şehir Hastanesi'nde ufak tefek hasarlar oluştuğu, tedavi işlemlerinin devam ettiği kamuoyuna aktarıldı.

"YENİ DEPREM OLACAK" YALANI

Bazı sosyal medya hesapları ve Whatsapp gruplarında “AFAD Uyarısı” başlığıyla fay hattının yayıldığı ve büyük bir depremin daha meydana geleceği iddia edildi.

Fakat Kahramanmaraş’taki depremler, Doğu Anadolu Fay Hattı’nda meydana gelmiştir. Bahsi geçen şehirler, bu fay hattı üzerinde bulunmamaktadır ve bu fay hattına oldukça uzaktadırlar. “Fay hattı yayıldı” şeklindeki ifadelerin hiçbir bilimsel dayanağı yoktur. Ne AFAD ne de herhangi bir uluslararası kuruluşun, bu şekilde bir açıklaması olmamıştır. 

HİÇBİR DAYANAĞI OLMAYAN "BARAJ" YALANLARI

7 Şubat'a gelindiğinde çeşitli sosyal medya hesapları üzerinden deprem bölgelerindeki barajların hasar aldığı, insanların tehlike altında olduğu ve buraların kontrol edilmesi gerektiğine yönelik paylaşımlar yapıldı. Özellikle Adıyaman'daki Atatürk Barajı'nda çatlak oluştuğu ileri sürülüyordu.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, depremin ardından yaptığı açıklamada tüm barajlarımızla alakalı bölgenin tamamının kontrolden geçirildiğini ve Malatya Sultansuyu Barajı dışında herhangi bir barajda sorun yaşanmadığını açıkladı. Şanlıurfa ve Malatya Valiliği ile Birecik Kaymakamlığı, resmi sosyal medya hesaplarından barajlarda herhangi bir sorun yaşanmadığını açıkladı.

"İŞ MAKİNELERİ ENGELLENİYOR, TIRLARA EL KOYULUYOR" İDDİASI

Bazı sosyal medya hesaplarında afet bölgesinde giden iş makinalarının engellendiği iddia edildi.

8 Şubat saat 22:00 itibariyle depremden etkilenen bölgelerde 5 bin 531 araç ve iş makinası, arama kurtarma çalışmalarında fiilen kullanılmaktaydı. Bölgedeki çalışmalara destek vermek için gelen bazı iş makinaları, plan ve koordinasyonun ardından yönlendirilmekteydi. Zira planlı hareket etmeyen araçlar, bölgedeki çalışmaları sekteye uğratacak trafik yoğunluğu ve karmaşaya neden olmaktaydı. Bir engelleme veya keyfi bekletme durumu söz konusu değildi. Ama yalan fırtınası da devam ediyordu. Subheneke... Bihamdike... Esteğfiruke...