Genellikle yemeklerde çok kullandığımız bir söz.

Peki, bu sözün aslında kadim bir gelenekten geldiğini biliyor muyuz?

Hatta bu sözün Kur'an'da işaret edildiğini biliyor muyuz?

 

Eski toplumlarda, insanlar yemeğini yediği suyunu içtiği kimseye artık dokunmazlardı. Hatta bu bir eman verme şekli olurdu. Kişi, düşmanlık yapmaya geldiği yerde yemez, içmez hatta kendisine sunulan ikramı geri çevirirdi. Bu da kötülük yapamaya geldiğini gösterirdi.

Gelen kişinin dostluk için mi, düşmanlık için mi geldiği ona sunulan ikramı kabul edip etmemesiyle ilintiliydi.

Haçlıları yenen Selahattin Eyyubi Hıttin tepesinde haçlı kralına su ikram ediyor. Kral bu suyu içip kalanı yanındaki komutanına ikram edince Selahaddin Eyyubi "Bu senin ikramın, benim değil" diyerek komutana eman vermediğini belirtmiş oluyordu.

 

Gelelim Kur'an'da nasıl geçiyor ona bakalım:

"Andolsun ki elçilerimiz İbrahim'e bir müjde ile geldiler ve selam dediler. O da selam dedi ve hemen gidip onlara kızartılmış bir buzağı getirdi. Fakat ellerinin o buzağıya uzanmadığını görünce, onlara karşı bir korku hissetti. Onlar da: Korkma dediler!" (Hud 69-71)

Ayetin de işaret ettiği gibi hz. İbrahim gelen kişilerin melek olduğunu bilmiyordu ve onlara ikramda bulunmak istedi. Fakat onlar sunulan ikramdan yemeyince kendisine kötülük yapacağından korktu. Melekler durumu anladılar ve kendi kimliklerini açıkladılar.

Görüldüğü gibi, aslında bizler geçmişi çok daha fazla yaşıyoruz.

Farkında olmadan kadim kültürleri uyguluyoruz...

 

Bir daha yemeyenden kork denildiğinde aslında ne kast edildiğini daha iyi anlamış oluruz.