Yıl başından bu yana dolar karşısında yüzde 12’den fazla yükseliş kaydeden euro, ağustos ayı itibarıyla 1,19 seviyesine ulaştı. Bu gelişme, dört yılın zirvesi olarak kayıtlara geçti. Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde, söz konusu tabloyu “küresel euro dönemi” olarak nitelendirerek dikkat çekti.
YATIRIM BANKALARINDAN YENİ TAHMİNLER
Euro’nun yükselişi küresel finans çevrelerinde de yakından takip ediliyor. Wall Street’in önde gelen yatırım bankaları Goldman Sachs, JPMorgan ve UBS, euro/dolar paritesinin önümüzdeki aylarda 1,20 seviyesinin üzerine çıkacağını öngörüyor.
Goldman Sachs: 12 ay içinde 1,25 seviyesi
JPMorgan: Mart ayına kadar 1,22 seviyesi
UBS: Yıl sonuna kadar 1,23 seviyesi
Bloomberg’in derlediği piyasa beklentilerine göre de euronun önümüzdeki yılın üçüncü çeyreğinde 1,20 seviyesini aşacağına dair güçlü bir konsensüs bulunuyor.
EURO’NUN GÜÇLENMESİNİN SEBEPLERİ
Uzmanlara göre euronun yükselişinde birden fazla etken öne çıkıyor. Öncelikle Euro Bölgesi ekonomisinin toparlanmasına dair artan iyimserlik, para birimini güçlendiriyor. Diğer yandan, ABD’deki siyasi belirsizlikler ve dönemin Başkanı Donald Trump’ın politikalarına yönelik küresel endişeler doların cazibesini azaltıyor.
Yatırımcıların dolar riskine karşı önlem almak amacıyla euroya yönelmesi de bu yükselişi hızlandıran faktörler arasında. Büyük emeklilik fonları ve uluslararası kurumsal yatırımcılar, portföylerinde euro ağırlığını artırarak dolar pozisyonlarını sınırlamaya devam ediyor.
FED’İN POLİTİKALARI VE KÜRESEL ETKİLER
ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz indirimlerine gitmesi, dolara olan talebi azaltarak euroyu destekleyen en önemli gelişmelerden biri oldu. Uzmanlar, Fed’in para politikasında gevşemeye devam etmesinin euro lehine süreci güçlendireceğini ifade ediyor.
Küresel merkez bankalarının rezerv çeşitlendirme politikaları çerçevesinde euroyu daha fazla tercih etmesi de uzun vadede yapısal bir destek sağlıyor. Bu durum, euronun yalnızca kısa vadeli bir ivme kazanmadığını, aksine daha kalıcı bir yükseliş trendinde olduğunu işaret ediyor.
İHRACATÇILARIN VE ECB’NİN ENDİŞELERİ
Euro’nun değer kazanması, Euro Bölgesi’ndeki ihracatçı şirketler için olumsuz sonuçlar doğuruyor. Güçlü euro, ihracatçıların dış pazarlarda rekabet gücünü zayıflatırken kâr marjlarını da baskılıyor. Avrupa’nın önde gelen ihracatçıları, kurun uzun süre bu seviyelerde kalmasının daha büyük zararlara yol açabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor.
Avrupa Merkez Bankası cephesinde de 1,20 seviyesi kritik bir eşik olarak görülüyor. ECB Yönetim Kurulu Üyesi Luis de Guindos, temmuz ayında yaptığı açıklamada bu seviyenin aşılmasının “çok daha karmaşık sonuçlar” doğurabileceğini belirtmişti. Bu nedenle ECB’nin önümüzdeki dönemde kur hareketlerini yakından izlemesi bekleniyor.
EURO İÇİN UZUN VADELİ BEKLENTİLER
Analistler, euronun yükselişini yalnızca geçici bir ralli olarak görmüyor. Küresel rezervlerin çeşitlendirilmesi, Avrupa ekonomisine yönelik toparlanma beklentileri ve doların zayıflamasına neden olan siyasi-ekonomik gelişmeler, euronun uzun vadede güçlü kalmasına işaret ediyor.
Buna karşın, paritedeki dalgalanmaların devam etmesi olası. Hem Avrupa’daki ekonomik büyümenin seyri hem de ABD’deki politik gelişmeler euro/dolar dengesini belirleyecek ana unsurlar arasında yer alıyor.