Pop Art ve Kadın Sanatının öncüleri arasında yer alan İç Mimar Ressam Ebru Güve Afrodit adını verdiği eserinde yer alan renkleri yorumlayarak kırmızı ve siyahın tuvallerine yansımasını yorumlarken “Siyah deyince akla gelen kırmızı. Kırmızı deyince akla ilk gelen siyah. Bu iki renk daima birbirine uyumlu. O ateş ve dinamizmin her şeyini aynı anda hissederek yansıttım Afrodit adını verdiğim bu esere” dedi.
Renklerin insan yaşamındaki farklı yerleri olduğunu ifade eden Ressam Ebru Güve resimlerinde kullandığı renkleri ve anlamlarını yorumlarken bu kez de tablolarında ki kırmızı rengi ve kırmızılı kadından oluşan Afrodit adını verdiği tablosunu yorumladı.
Ressam Güve yaptığı değerlendirmede kırmızının resimlerde ki anlamını anlatarak “Afrodit adlı eserimin, kadını özgürce ele aldığım, en güzel şekliyle ifade ediş koleksiyonum olduğunu biliyorum. Afrodit adını verdiğim kırmızının hakim olduğu bu çalışmamda yeniden var olma amacı ile yola çıkmak üzere olan bir kadın. Heyecanı, dinamizmi, gücü ve azmi ön planda tutarak tamamen kendi olmaya çalışan bir kadın figürü. İç dünyasındaki tüm kışkırtıcı obje ve renkleri kullanarak hayatındaki gerçek kendi benliğini yaşayan, insanın yüzündeki berraklığı, ateşli bir bakış kendini gerçekleştirebilmiş bir insanı temsil ediyor” dedi.
Ressam Güve, “Kadının büyük aksesuarları tamamen kendine olan güveni, kırmızı ruju ile kadının ön planda olan tamamen şehvet duygusunu ve sıcaklık hissini korkusuzca yansıtıp hiç kimseye gölgeletmemesi gerektiğini ifade ediyor. Bal rengi gözlerindeki Işıltı kendini gerçekleştirebilmiş bir kadın olması sebebiyle daha bir parlak. Siyah deyince akla gelen kırmızı ve kırmızı deyince akla ilk gelen siyah birbirine uyumu. O ateş ve dinamizmi her şeyi aynı anda hissederek yansıttım. Bu tuvalime kendi olabilmiş tüm kadınlara ithafken imzamı attım” ifadelerini kullandı.
Ressam Güve, “Sergide en ilgi çeken koleksiyonumdan biri ve ikili bu serinin nadide parçası olan bu tabloya mitolojide aşkı ve güzelliği simgeleyen Afrodit adını verdi. Afrodit, Yunan mitolojisinde aşk tanrıçası. Beden ve ruh aşkını birbirinden ayıran Antik Yunanlılar, Afrodit adında iki tanrıçaya sahiplerdi: Afroditlerin biri, "beden aşkı" tanrıçası, diğeri ise "ruh aşkı" idi. Bu eserimde bu ikilemi de yakaladığımı düşünüyorum” diye konuştu.
