Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Gaziantep Şube Yönetim Kurulu Başkanı Furkan Özdurdu, Gaziantep sanayisinin köklü bir geçmişe sahip olduğunu belirtti. Özdurdu, “Türkiye’nin parmakla gösterilen şirketleri Gaziantep’te yer alıyor. Yıllık 10 milyar doları aşan ihracatı, 300 bini aşkın çalışanı, sanayicisinin memleketine olan tutkusuyla ile Gaziantep, kendi göbeğini kendi kesebiliyor” dedi.
MÜSİAD Gaziantep Şube Başkanı Furkan Özdurdu, Referans Gazetesi’ne özel açıklamalarda bulundu. Kent sanayisinin durumu, MÜSİAD faaliyetleri, iş hayatına dair değerlendirmelerde bulunan Özdurdu, iş hayatına atılmak isteyen gençlere yönelik önemli tavsiyeler verdi.
İŞ DÜNYASINA 2012 YILINDA ADIM ATTI
2012 yılında iş hayatına atıldığını belirten Özdurdu, Durdu Kuyumculuk ve Durdu Döviz Anonim Şirketi olarak Gaziantep'te 3 noktada, ve İstanbul Kapalı Çarşıda faaliyet gösterdiklerini söyledi. Kuyum Sektörünün yanı sıra Gaziantep’te halı ve kili sektöründe de yer aldıklarını aktaran Özdurdu, iç ve dış pazarlara ürün sattıklarını kaydetti.
İSTİHDAMA KATKI SAĞLIYORUZ
Özdurdu, “Konfor Halı olarak e-ticarette aktifiz, Kreasyon Butik Halı markasıyla iç pazarda doğrudan geleneksel halı mağazalarında ve ihracat kanalında, Loomx Rug ile ise kilim imalatı ve ihracatı gerçekleştiriyoruz. Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi’nde 3 ayrı noktada faaliyet gösteriyoruz. Loomx Rug kilim ürettiğimiz tesisimiz 1.OSB’de, Konfor Halı ve Kreasyon Butik Halı markalarımız ise 3. OSB’de faaliyet gösteriyor. Yani 3 şirketimiz de faaliyet yerleri birbirinden bağımsız bir şekilde devam etmekte. 3 firmamızda yaklaşık 200 kişi istihdam ediliyor. Döviz ve altın firmalarımızda ise yaklaşık 50 mesayi arkadaşımız bulunuyor” dedi.

TEKSTİLDE EN BÜYÜK SORUN: MARKALAŞAMAMAK
Tekstil Sektöründe yaşanan en büyük sorunu da anlatan Özdurdu, “Türkiye'nin tekstildeki en büyük problemi markalaşamamak. Gaziantep özelinde ise özellikle yılların getirdiği bir fason çalışma kültürü var. Biz bu üç firmamızda da elimizden geldiğince bu algıyı yıkmanın gayreti içerisindeyiz. Kendi etiketimizle üretim yapıyoruz, dışarıya da kendi etiketimiz ile ürün yaptırıyoruz. İhracatı da olabildiğince yine kendi etiketimizle sağlama yolunda gayret gösteriyoruz. Türkiye’de tekstil sektöründe sorun gördüğüm kısım üretim değil. Sektörün en büyük sorunu marka oluşturamamaktır. Gaziantep'te maalesef ki çok ciddi manada tekstil ve halı grubunda özellikle 2 yıldan beri ciddi bir atıl kapasite problemimiz var. Dolayısıyla bu atıl kapasitenin üstüne tekrardan tezgah ekleyelim gibi bir derdimiz hiçbir zaman olmadı ve olmayacak. Bizim derdimiz burada var olan, şehrimizde faaliyet gösteren o tezgahlarda üretim yaptırabilme ve kendi markamızı güçlendirip dünya pazarlarında kendi etiketimizle ürün satabilmektir. Bunun gayreti içerisindeyiz.”
PARMAKLA GÖSTERİLEN FİRMALAR GAZİANTEP’TE
Gaziantep Sanayisinin köklü bir geçmişe sahip olduğunu söyleyen Özdurdu, “Organize Sanayi Bölgesine baktığımızda 1960’lı yıllardan başlayan bir serüven olduğunu görüyoruz. Anadolu'daki birçok şehrin organize sanayi bölgesi, daha yeni yeni neşet ederken Gaziantep, 1960'lı yıllardan itibaren bir sanayi kenti olma yolunda gerekli adımları atmış. Bugün 6 OSB’si ve muhtelif yerlerde bulunan Körkün Sanayi Bölgesi, Havaalanı Sanayi Bölgesi gibi farklı yerlere yayılan plastikten tekstile, hububattan halıya pek çok alanda Türkiye’nin parmakla gösterilen bir çok büyük şirketi Gaziantep’te yer alıyor. Bu anlamda parmakla gösterilen şirketlerimiz var. İhracat da bunun en büyük göstergelerinden bir tanesi. Sanayisi güçlü olan şehrimiz Türkiye ihracatında 6’ncı sıradaki yerini de koruyor. 2023 ve 2024 yıllarında yaklaşık 10 milyar doları düzeyinde ihracat yapan Gaziantep, gücünü de gösteriyor. Bilindiği üzere kentimiz teşvik anlamında diğer birçok ile nazaran dezavantajlı konumda. Buna rağmen kendi imkanlarıyla, sanayicisinin memleketine olan tutkusuyla, Gaziantep kendi göbeğini kendi kesebiliyor. Bugün Gaziantep OSB’de 300 binin üzerinde çalışanımız var.”
Gaziantep Sanayisinin pandemiyi fırsata çevirdiğini aktaran Özdurdu, “2020 yılından bu yana pek çok olumsuzluk yaşandı. Önce pandemi, sonra deprem en sonunda ise küresel ekonomik kriz. Gaziantep sanayisi, bu olumsuzluklardan nasıl etkilendi? Malumunuz pandeminin ilk başladığı sıra tüm dünyada bir panik oluştu. Birçok işletme belirli bir periyotta kapatmak zorunda kaldı. Ama beklenenin aksine sonrasında Dünya genelinde büyük bir talep patlaması oldu. Gaziantep sanayisi de başta olmak üzere birçok fabrika daha önceki süreçlerde hiç görmediği sipariş havuzlarına, üretim kapasitesine erişti. Amerika başta olmak üzere birçok ülke vatandaşlarına o süreç içerisinde ciddi manada destekler verdi. Dolayısıyla bu desteklerden istifade eden vatandaşlar, ciddi bir talep oluşturdular. Bu talebin karşılanması noktasında da Türkiye hazır sanayi altyapısıyla başrol oynayan ülkelerden oldu. Pandeminin Gaziantep sanayisine bu anlamda olumlu bir etkisi oldu. Kentimizin sanayisi daha da gelişti, talebe hızlı cevap verme noktasında olumlu yansımaları oldu. Bu süreçte talebe en hızlı cevap veren ülkeler, sanayisini ve üretimini daha da kalkındırdı, ihracatını arttırdı. Gaziantep, o taleplere o kadar hızlı bir şekilde dönüş sağladı ki; tercih edilen yerlerden biri oldu. Pandemiyi fırsata çevirdi. Karanlık bir tablo gibi gözükürken bir anda kimsenin hesap edemeyeceği bir şekilde özellikle Türkiye'de Gaziantep açısından ciddi anlamda sanayiye katkı sağlanmış oldu ve sektörler de aslında çeşitlenmiş oldu.”
MÜSİAD BİR AKADEMİ
“MÜSAİD bir akademidir” diyen Özdurdu, “MÜSİAD’a üye olan kardeşlerimiz A’dan Z’ye iş dünyasına dair ne gereksinimleri varsa destek alabiliyor. Kurumsallaşma noktasında genel merkezimizin koyduğu bir yol haritası var. Bizler de şubeler olarak üyelerimizin yol arkadaşı olma noktasında gerekli çalışmaları yapıyoruz. Üyelerimize yönelik eğitimleri biz kendi bünyemizde ve genel merkez nezdinde de sağlama gayreti içerisinde bulunuyoruz. MÜSİAD olarak yurtdışında da 100’e yakın noktada Şube ve Temsilciliğimiz bulunuyor. Başta Almanya olmak üzere, Brezilya'ya kadar hem şubelerimiz hem de temsilciliklerimiz var. Orada yaşadıkları problemlerle ilgili temsilciliklerimiz, üyelerimizin her zaman yanındalar.”
DİJİTAL DÖNÜŞÜMLE İLGİLİ HIZLI AKSİYON ALDIK
MÜSİAD olarak, dijital dönüşümle alakalı hızlı bir şekilde aksiyon alındığını söyleyen Özdurdu, “Pandeminin hemen ardından Genel Merkez bünyesinde Dijital Dönüşüm Sektör Kurulu kuruldu. Türkiye genelinde tüm şubelerde de bugün Dijital Teknolojiler Sektör Kurulu adı altında bir kurulumuz var. Pandemi hızlı bir şekilde e-ticarete yönelimi arttırdı. İnsanlar geleneksel mağazalardan gidip alışveriş yapamadı, çünkü bir kapanma süreci oldu. İnsanlarda, internetten, pazar yerlerinden sipariş verme alışkanlıkları oluştu. Dolayısıyla hızlı bir şekilde e-ticarete entegre olan, ticaretini dijitalleştiren firmalar çok hızlı yol almış oldu. MÜSİAD, o trendi öngördüğü için hızlı bir şekilde üyeleriyle alakalı çalışmaları başlattı. Firmalara bu süreçte rehberlik yaptı. Pazar yerlerine nasıl hazırlık yapılabilir, e-ihracat, e-ticaret sitelerinin kurulumu noktasında ciddi manada mentörlükler verildi. MÜSİAD üyeleri içerisinde e-ticaret noktasında muazzam derecede yol alan isimler var ve her geçen gün üstüne koyarak devam ediyorlar. ‘MÜSİAD Vizyoner’ adlı, iki yılda bir icra ettiğimiz, ulusal çapta ciddi ses getiren bir programımız var. Programın pandemiden hemen sonraki teması bu dijital dönüşüm idi. Dijital Dönüşüm ile alakalı global ve ulusal anlamda çok yetkin isimleri çağırarak tüm Türkiye'deki üyelere Dijital Dönüşümün ehemmiyetiyle alakalı bir program yapıldı. MÜSİAD Vizyoner programı sayesinde Karbon Ayak İzi ve Yeşil Dönüşüm ile alakalı konulara üyelerimiz vakıf oldu. Karbon Ayak İzi ve Yeşil Dönüşümü sağlayan firmaların ayakta kalacağı, küresel desteklerden fayda sağlayacağı bir süreç herkes tarafından biliniyor.”
GELECEKTE BU MESLEKLER ÇOK KIYMETLİ OLACAK
Gençlere yönelik tavsiyelerde bulunan Özdurdu, “Genç kardeşlerimde birçok şeye çok hızlı bir şekilde sahip olacakları yönünde bir algı var. Onlara tavsiyem geçmişe dönüp bakmaları olur. Emek vermeden, zahmet çekmeden, kolay yoldan bir şeyler kazanmak diye bir şey yok. Zahmet olmadan rahmet olmuyor. Onlara vereceğim ilk tavsiyem bir meslek edinmeleridir. Büyüklerimizin de dediği gibi kollarında bir altın bileziklerinin olmasıdır. Genç yaşlardan itibaren bir ustanın yanına giderek bir zanaat öğrenmemiz gerekiyor. Gelecekte bu meslekler çok kıymetli olacak. Şunu söylemek istiyorum; insanlar, kısa yoldan servet edineyim diyerek, borsadan, kripto paralardan medet umup, farklı yollara tenezzül etmesinler. Çok büyük hüsranlarla karşılaşılabiliyorlar. Meslek edinmek gençlerin en büyük önceliği olmalı” diyerek sözlerini noktaladı.




