Barış pınarı harekatıyla hedeflenenler belli. Bizzat Cumhurbaşkanının ağzından bu harekatın bir terör operasyonu olduğu defaten açıklandı.

Gerek Suriyenin güneyinde bulunan SDG görünümlü PKK ve gerekse müslüman görünümlü DAEŞ terör örgütlerinin kökten imhası için planlanan operasyon için düğmeye basıldığı andan itibaren çıkartılan homurtuların sebebi, bu coğrafyada yaşayan kürtleri çok sevdiklerinden midir?

Yada, can ve mal güvenliğine duyulan hassasiyetten midir?

Elbette değil! Suriye'de ABD'nin Rakka'da, Rusya'nın İdlib ve havalisinde ve rejimin Halep, Hama ve Humus'ta yaptığı katliamları iyi biliyoruz. Hele hele Esed askerlerinin, kimyasal bombalarıyla minicik çocukların nasıl titreyerek can verdiğini ağlayarak izledik! Peki tüm bunları görmezden gelen ABD ve batı bürokrasisi, Türkiye'nin teröre karşı yaptığı operasyona karşı neden bu kadar yüksek tonda ses çıkartıyorlar?

Zira, operasyon bölgesin de sivillere karşı en üst düzeyde hassasiyet gösterilen operasyon 7. Gününe geldiği halde sivil kayıpların dahi Türkiye tarafında olması, terör örgütünün sivillerin yaşadığı kent merkezlerimizi hedef alarak onlarca sivil masumu katletmesi bile batı medyasında yer bulmuyor. Oysa, ülkemizin Suriye sınırındaki kentlerde yaşayanların neredeyse tamamı kürt vatandaşlarımızdır.

Bir diğer ifadeyle, PKKPYD'nin katlettiği sivillerin tamamı kürt kökenli kardeşlerimiz! Ancak, batı bürokrasisi ve medyasına göre, Türk askerinin hedefinde olan PKK'lı teröristlerden başkası kürt değil! Aslında ABD ve batılı yöneticiler gerçeği çok iyi biliyorlar.

Hani bizim anlatmak için uğraştığımız, yazdığımız ve konuştuklarımız var ya! Tüm bunları bizden çok daha iyi biliyorlar! Zira, zaten bu terör örgütlerini kuran da, besleyip büyüten de kendileridir! DAEŞ'i Obama'nın kurduğunu bizzat mr. Trump itiraf etmedi mi?

PKK'ya açıktan onbinlerce tır silahı bedavaya veren yine bu ABD değil mi?

Kendi ülkesinde, kendi halkına bedava sağlık hizmeti bile vermemek için yıllardır direnen, başka bir deyimle, halkına bir aspirini bile vermemek için yüz takla atan ABD yönetimi milyarlarca dolarlık silahı PKKPYD'ye neden beleş versin ki?

Sualleri dilediğiniz kadar artırabilirsiniz. Ve fakat, bizim hakikatleri anlatmamız gereken ne ABD ve ne de batı bürokrasisidir. Zira onlar zaten biliyor. Bizim anlatmamız gerekenler içimizde ki "Moronlar" dır! Başını CHP'nin çektiği muhalefet, güya mecliste tezkereye istemeyerekte olsa destek verirken, el altından Barış pınarı harekatının altını oymak ve uluslararası diplomasi de elimizi zayıflatmak için müthiş bir baltalama faaliyetinin içindeler. Bunun en bariz örneği Kemal Kılıçdaroğlu'nun yaptığı son konuşmadır.

Sanırsın ki, kürsüde konuşan ABD Türkiye büyükelçisi! Bu ülkenin ekmeğini yeyip, zevku sefa içerisinde yaşayan kimi sanatçı!, siyasetçi ve iş dünyasının bilindik yüzleri ki, gezi ye "Koç"luk yapanların, Türk ordusunun muhteşem harekatıyla ilgili bir cümle bile kurmamaları, bu harekatın ülkemiz için bir beka meselesi olduğunu anlayamadıklarından olmasa gerek! Barış pınarı harekatı Münbiç'te ABD'nin hamle yaparak, gider ayak Rusya ile anlaşıp rejim güçlerini oraya yerleştirmesiyle akamate uğradı sananlar yanılmaktadır.

Her teori, pratikte fire verir ve bu fireler elbette devlet erkanı tarafından öngörülmüştür. Buna bağlı olarak bir (abc) plan silsilesi hesaplanmıştır. Diğer yandan, bu harekatın asıl gayesi Suriye'den toprak kazanmak değildi ki! Amaç, Emperyalistlerin ve siyonistlerin 100 yıllık planlarına darbe vurmaltı. Diğer bir deyişle, "Yılanı deliğindenden çıkartmak" arı kovanına çomak sokmaktı.

Sayın Cumhurbaşkanı, başlatılamaz denilen bu harekatı başlatarak bunu başardı. Şu an sahada elde edilen başarılar dahi emperyalistlerin, Suriyenin güneyinde bir "İsrail kürdistanı" devletçiğinin önünü kesmeye yetti.

Zaten ABD ve batının öfke ve nefretinin asıl sebebi budur. Sonuç olarak, Türkiye Münbiç ve Ayn el arab'a girse de, girmese de, Suriye üzerinde özgürleştirdiği yerlerde varlığını sürdürecektir. Türkiye'nin varlığı devam ettiği sürece, bu bölgede ki mazlum "Arap, Kürt, Türkmen ve diğer etnik kökenli mazlumların" umutlarıda devam edecektir.