Kişilerin yavaş yavaş biriktirmeye başladıktan sonra çevreyi rahatsız edecek seviyeye gelebileceğini söyleyen Psikolog Selver Yazıcı, "Bu hastalık kompulsif biriktirme hastalığı olarak da söylenebilir. Dispozofobi de deriz psikoloji biliminde. Gereksiz eşyaları yani atılması gereken poşet olabilir, kırılmış oyuncak olabilir, eskimiş kıyafet olabilir bunları atmaya kıyamama ya da belki lazım olur bir gün kullanırım diye dışarıdan poşet toplama hastalığı diyebiliriz. Kişi önce yavaş yavaş biriktirmeye başlar. Bazaların altı dolmaya başlar, koltukların arkası yatakların altı dolmaya başlar. Daha sonrasında koridorlar, odalar dolmaya başlar ve en sonunda artık ev bir çöp eve dönüşmeye başlar. Çöp eve dönmeye başladıktan sonra da insanların yaşam alanları kısıtlanmaya başlar. Takılıp düşmek gibi, etraftaki insanları rahatsız etmek, ciddi koku problemleri gibi sorunlar yaşanmaya başlar" dedi.

Yazıcı, dispozofobi hastalarının kaybetme korkuları olduğunu söyleyerek, "Bunun sebebi genelde obsesif kompulsif bozukluğu olan insanlarda çoğunlukla görülür. Fakat illa bunun olmasına da gerek yoktur. Aileden, genlerden gelen ya da yalnızlık hissinden gelen, geçmişten gelen kıtlık bilincinden kaynaklı da bu sıkıntıyı yaşayan insanlar olduğunu görüyoruz. Bu kişiler genelde bunun bir problem olduğunu düşünmezler. Tedaviye genelde çevresindeki insanlar tarafından zorlanarak getirilirler ya da genelde gelmek istemezler. Çünkü bu, onlar için bir sorun değildir. Kaybetmek istemezler, kaybetme korkuları vardır. Kırık bir çöpü bile saklama, onunla bağ geliştirme gibi durumlar gerçekleşir ve etrafındaki insanlar evi temizlemek istediklerinde ciddi üzüntü, kaygı yaşarlar. O parçalarla ayrı ayrı bağ kurdukları için onların gitmesini istemezler. Bu genelde yaşlılıkta görülen bir hastalık. Evet gençlerde de görülüyor ama gençlerde şu şekilde görülebiliyor. Eğer ebeveynlerde bir biriktirme hastalığı varsa bu alışkanlık haliyle gelip bu hastalığa sebep olabiliyor. Fakat genelde yaşlılarda yalnız kalma, kimsesiz kalma ya da geçmişte yaşadığı fakirlik, kıtlık bilinci ile gelen durumlar olabiliyor. Bunun altında her zaman şöyle bir bahane yatar; ‘Bu bana lazım olur', ‘Bir gün kullanırım' gibi durumlar söz konusu olabilir" ifadelerini kullandı.

"YALNIZ KALMA KORKUSU ÇÖPE BİLE BAĞLANMAYI SAĞLAR"

Yaşlı insanların yalnızlık korkusundan dolayı atılması gereken çöpe dahi bağlanabileceğini söyleyen Yazıcı, "Genel olarak bu insanlar çevreleri tarafından psikoterapiye getirilir. Nedenini anlamak, geçmişteki sürecini anlamak, ne zaman ve neden biriktirdiğini anlamak önemlidir. Biz kişiyi yüzleştiririz ve daha sonrasında daha rahat bir hayat yaşayabileceğini ve bağımlılıklarını daha anlamlı şeylere yöneltebileceğini söyleriz. Eğer çok ileri seviyedeyse de psikiyatriye yönlendirip ilaç kullanmalarını tavsiye ederiz. Geçmişte ciddi anlamda maddi bir yokluk yaşandıysa, bir şeylere ulaşmak çok zorsa ulaştığı her şeyi değerlendirme psikolojisine girebiliyor insanlar. Bunun dışında da yalnız kaldıkları zaman bağlanacak bir şey ararlar. Bu yüzden de genelde yaşlılarda görülür. O yüzden eşyalara, ufak ufak parçalara, hatırası olan şeylere yani aslında atılması gereken çöplere bile bağlandığını görürüz insanların" dedi.

Kaynak: İHA