İlahi program gereği, her canlı kendi neslini devam ettirmek üzere programlanmıştır. Karada, havada, denizde yaşayan tüm hayvanlar, haşerat vs. hepsi, bu ilahi programa tabidir. Elbette eşrefi mahlûkat olan insan da aynı şeyi yapmak zorundadır. Nesil yetiştirmek derdi olmayanların, insanlık özelliklerinde kayma olmuş ve yozlaşmışlar demektir.

Peki, insan insanca özelliğini nasıl koruyup neslini devam ettirecektir. Yeme içme, yatıp istirahat etme, gezip tozma, çiftleşme! Tüm canlılarda var… Ama elbette insanı diğer canlılardan ayıran en önemli özellik, akıl nimetidir. Bu akıl nimeti sebebiyle de insan, imtihana tabidir. İmtihanı kazanması ise sadece ve sadece “KULLUK” ile mümkündür. “Ben cinleri ve insanları, başka değil, sırf bana kulluk etsinler diye yarattım.” (Zariyat 51/56)

Canlılar içinde sadece insanlar ve cinler, imtihandan sorumlu varlıklar olarak yaratılmışlardır. Melekler zaten ilahi programla, sadece hayır üzere programlanmışlardır. Şerri ne düşünür ne de yaparlar. Diğer canlılar ise, insanın imtihanını kolaylaştırmak üzere yaratılmışlardır. Taki, insanoğlunun mahşer günü, hesap anında her hangi bir bahanesi kalmasın.

O halde biz anne babalar, neslimizi İslam’ca ve insanca devam ettirmekle mükellefiz. Bunun içinde çocuklarımızın dünyasından çok daha önemli ve öncelikli olarak ahiretlerini düşünmek zorundayız. Ancak üzülerek görüyoruz ki, çocuklarımızın ahireti, fani olan dünyadan çok daha gerilerde yer almaktadır. Hatta nice ailelerde ahiret diye bir dert yok. Her şey sadece dünya için. Bu en büyük felakettir.

Sadece anne babalar da değil, okul, çevre, TV, hele “sosyal medya” denen muazzam güç… Tüm bunlar daha bebeklikten başlayarak çocuğa telkinlerde bulunurlar. Özellikle “büyüyünce ne olacaksın” sorusu zaten bir tılsımdır adeta… Bu sihirli sözcükle, gerek kız gerek erkek çocuklarına, para kazanacakları bir iş sahibi olmaları gerektiği, sessiz ve derinden işlenmeye başlanır.

Tabi çocuk, aklı ermeye başlar başlamaz, “hangi işte daha çok para var?” sorusunu olabildiğince araştırır, düşünür, konuşur, tartışır vs. tabi daha önceleri ilk sırayı, kısmen daha iyice olan doktorluk, mühendislik, pilotluk, öğretmenlik falan alırdı. Şimdilerde en gözde meslekler, futbolculuk, topçuluk, popçuluk vb. sanatçılık denilen işler aldı.

Peki, çocuklarımızın bir hedefi olmasın mı? Elbette olsun ancak çocuklarımızın ilk hedefinde dünya değil, ahiretini kurtaracak bir şuur ve basiret olsun. Ebedi hayatını kaybetmiş bir çocuk, bu dünyada sultan olsa neye yarar. Oysa bu dünyanın fani ve geçici olduğunu, ahiretinse ebedi, sonsuz olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz.

Allah (cc) hiçbir anne babaya neden çocuğunun dünyasını imar etmedin? Niçin onu mevki makam, mal servet, şan şöhret sahibi yapmadın? Diye sormayacaktır. Ama ahiretini neden ihmal ettin soruları şimşek şimşek, art arda gelecektir.Neden çocuğunu İslam üzere eğitip terbiye etmedin? Neden ona dini imanı, namazı niyazı, camiyi cemaati, Kur'an’ı Peygamberi öğretmedin? Neden helal yaşamayı, haramdan sakınmayı öğretmedin? Neden edebi ahlakı, arı namusu, hayâyı öğretmedin? Vs.

Bakın bu konuda Allah (cc) nasılda uyarmaktadır. “Allah’ın sana verdiği imkânlarla Âhiret yurdunu kazanmaya çalış; dünyadan da (O’nun sana takdir buyurduğu) nasibini unutma. Allah sana nasıl böylesine büyük bir ihsanda bulunmuşsa, sen de başkalarına iyilikte bulun ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarma peşinde olma. Allah, bozguncuları sevmez.” (Kasas 28/77)

O halde gelin, “De ki: Asıl ziyan edenler, asıl hüsrana uğrayanlar hem kendilerini hem de ailelerini kıyamet günü hüsrana uğratanlardır. Uyanık olun! İşte bu apaçık hüsranın ta kendisidir.” (Zümer, 39/15) İlahi uyarısının gerçekleşeceği, -Allah (cc) muhafaza etsin- öz evlatlarımızın bizden şikâyetçi olacağı, hem bizim hem de ailemizin hüsrana uğrayabileceği o gün gelmeden önce hazırlık yapalım. O gün için yapılabilecek en güzel hazırlık, İslam’a göre yetiştirilmiş ve Allah korkusuyla büyütülerek ahiret sınavına hazırlanmış çocuklarımızdır.

Aksi halde şu nebevi ihtar, mahşer günü yakamızı bırakmaz. “Hiçbir kimse dünyada (İslami eğitim ve terbiyelerini) ihmal ettiği çoluk çocuğunun cehaletinden daha büyük bir günah ile Allah’ın huzuruna varamaz” (Deylemi) Selam… Dua…