Maaşların mutfak masrafını dahi karşılamadığı bir dönemde, halk pazarda ve markette en temel ürünleri alırken bile hesap yapmak zorunda kalıyor.

Kira, fatura ve gıda harcamaları arasında sıkışıp kalan milyonlarca insan, geçim derdini en yakıcı şekilde hissediyor.

Ekonomistler, son yıllarda görülen çift haneli enflasyonun halkın cebindeki parayı hızla erittiğine dikkat çekiyor.

Emekliler, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya mecbur bırakıldıklarını söylerken, birçok sendika ve sivil toplum kuruluşu da maaş artışlarının enflasyon karşısında eridiğini, hükümetin açıkladığı rakamların halkın gerçekleriyle örtüşmediğini savunuyor.

ENFLASYONUN GÖLGESİNDE BİR YAŞAM

Türkiye’de enflasyon son yıllarda toplumun her kesimini etkileyen en önemli sorun hâline geldi.

Resmî rakamlar bile hayat pahalılığının geldiği boyutu gözler önüne sererken, halkın hissettiği enflasyonun açıklanan oranların çok üzerinde olduğu konuşuluyor.

Özellikle emekliler, maaşlarının kiraya, faturalara ve gıdaya yetişmediğini, bayramlarda torunlarına harçlık verememenin burukluğunu yaşadıklarını sık sık dile getiriyor.

Mutfak masraflarının her geçen gün artması, et, süt, peynir ve yumurta gibi temel gıda ürünlerinin dahi lüks hâline gelmesi, emekli kesimin yaşam standardını daha da aşağıya çekti.

Pek çok kişi, “Yıllarca çalıştık, ömrümüzü verdik. Şimdi rahat etmemiz gerekirken, geçim sıkıntısıyla boğuşuyoruz” diyerek tepkisini ortaya koyuyor.

VERGİ YÜKÜ VE SIKI PARA POLİTİKASI

Ekonomide yaşanan sorunlar yalnızca maaşların yetersizliğiyle sınırlı değil.

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın uygulamaya koyduğu sıkı para politikası, özellikle dolaylı vergiler üzerinden halkın sırtına daha ağır bir yük bindirdi.

Akaryakıttan elektriğe, doğalgazdan temel tüketim ürünlerine kadar birçok alanda yapılan vergi düzenlemeleri, vatandaşın bütçesini doğrudan etkiledi.

Bu süreçte en fazla etkilenen kesimlerin başında dar gelirli aileler ve emekliler geldi.

Emekliler, maaşlarının zaten yetersiz olduğunu, üstüne bir de artan vergi yükünün yaşamlarını daha da zorlaştırdığını dile getiriyor.

Sendikalar ise hükümetin gelir adaletini sağlaması gerektiğini, yüksek vergi politikalarının toplumda eşitsizlikleri daha da artırdığını savunuyor.

İYİMSER AÇIKLAMALAR TEPKİ ÇEKİYOR

Halkın bu kadar ağır ekonomik koşullarda ayakta kalmaya çalıştığı bir dönemde hükümet kanadından gelen iyimser açıklamalar, kamuoyunda şaşkınlık yaratıyor.

Özellikle ekonomi yönetiminden yapılan değerlendirmelerde, enflasyonla mücadelede başarı sağlandığı, vatandaşın alım gücünün korunduğu yönündeki ifadeler, emeklilerin tepkisini çekiyor.

Birçok yurttaş, “Biz pazarda fileyi dolduramıyoruz, faturaları ödemekte zorlanıyoruz. Yetkililer ise ekonominin iyiye gittiğini söylüyor. Gerçekle söylenen arasında büyük uçurum var” diyerek tepkilerini dile getiriyor.

MEHMET ŞİMŞEK’İN PROGRAMI VE DEĞERLENDİRMESİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yeniden Hazine ve Maliye Bakanlığı görevine getirilen Mehmet Şimşek, ekonomide sıkı para politikası ve mali disiplin vurgusuyla dikkat çekiyor.

Göreve geldiği ilk günden itibaren enflasyonla mücadeleye odaklanan Şimşek, aynı zamanda yabancı yatırımcıların güvenini artırmaya yönelik adımlar attı.

Şimşek, özellikle fiyat istikrarının sağlanması ve cari açığın düşürülmesi için kapsamlı bir program yürüttüklerini savunuyor.

Uluslararası piyasalarda risk priminin düştüğünü, döviz rezervlerinin güçlendiğini ve dış kaynak girişinin hızlandığını dile getiren Bakan, bu gelişmeleri ekonomi programının başarısı olarak nitelendiriyor.

EMEKLİ MAAŞLARINDA “REEL ARTIŞ” VURGUSU

Ancak en çok dikkat çeken açıklama, emekli maaşlarıyla ilgili oldu. Yazılı soru önergelerine yanıt veren Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, hükümetin yıllar içerisinde vatandaşların gelir düzeyini yükseltmeye yönelik önemli adımlar attığını savundu.

Şimşek, özellikle emeklilerin maaşlarında yapılan düzenlemeleri örnek göstererek şunları söyledi:
“2002 Aralık – 2025 Temmuz döneminde en düşük emekli aylığında reel olarak yüzde 621 oranında artış sağlanmıştır. Bu artış, enflasyonun oldukça üzerinde gerçekleşmiştir. Emeklilerimizin alım gücünün korunması ve refah seviyelerinin artırılması için hükümetlerimiz döneminde kapsamlı politikalar uyguladık. Ayrıca çalışanlar ve emeklilerin maaşlarında enflasyonun üzerinde artış yapılırken, ücretler üzerindeki vergi yükünü hafifletmek amacıyla asgari ücretin vergiden muaf tutulması sağlanmıştır. Kalıcı refah artışının temel şartı olan fiyat istikrarı için uyguladığımız ekonomi programı meyvelerini vermeye başlamış, büyümede dengelenme, cari açıkta daralma, risk priminde gerileme ve rezervlerde artış sağlanmıştır.”

Bakan Şimşek’in bu açıklamaları kamuoyunda geniş yankı bulurken, emeklilerin büyük bir kısmı kendi yaşadıkları ekonomik zorluklarla dile getirilen rakamlar arasında ciddi bir kopukluk olduğunu savundu.

Editör Hakkında
Adıyaman Gölbaşı doğumlu. Gaziantep Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nden mezun oldu. 2019 yılında başladığı gazetecilik mesleğinde, muhabir, grafik tasarım, internet sitesi editörlüğü gibi alanlarda çalıştı. Meslek hayatına Referansgazetesi.com.tr’de yazı işleri müdürü ve “Güncel, Spor ve Teknolojiden Sorumlu Haber Editörü' olarak devam etmektedir.