Vali Kemal Çeber, Şahinbey Kongre ve Sanat Merkezi'nde "İslam dünyasında iletişim ve güven arayışı" temasıyla gerçekleştirilen etkinliğin açılışındaki konuşmasında, forumun kentte yapılmasından dolayı mutlu olduğunu söyledi.
Organizasyonda emeği geçenlere teşekkür eden Çeber, "Forumun Gaziantep'te yapılması çok önemli. Annelerimizin, vatanla, milletle, bayrakla, devletle ve İslamiyet'le zoru olan insanlara karşı vereceğimiz mücadelede evlatlarına 'Oğlum artık git, ya gazi ol ya şehit.' dediği kenttesiniz." diye konuştu.

İslam Düşünce Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez de forumun hayırlı olmasını diledi.
Programın Gazze'deki feryatları dindirecek güzel bir kurtuluş duasına dönüşmesini temenni ettiklerini dile getiren Görmez, şunları kaydetti:
"İslam dünyası kendini arıyor. İslam dünyası neredeyse 100 yıldır kendini, kalbini arıyor. Hiç şüpheniz olmasın, o kalbi de bulacaktır. İslam, sadece Müslümanlar için değil herkes için umuttur. Hepimiz o büyük umuda ereceğiz inşallah. Bugün günümüzde gençlerimiz farklı bir maneviyat arayışına girdiler. İnsanlar topluluklara katılarak, cemaatlere katılarak, kendi maneviyatını kurmakta zorlanmaya başladılar ve alternatif aradılar. Okul, cami, ailenin eski gücüne kavuşması için çaba sarf ediyor."

Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şehmus Demir ise birçok ülkeden İslam aliminin katıldığı forumun İslam aleminde önemli bir yerinin olduğuna işaret ederek şöyle konuştu:
"Bugün bütün insanlığın ortak mirası olan tabii çevre, insan eliyle yok edilmektedir. Ormanların tahrip edilmesi, nehir ve denizlerdeki kirlilik, canlı türlerinde azalma, sanayileşme, tarihin hiçbir döneminde görülmeyen boyutlara ulaştı. Açlık, sefalet, savaş, sömürü, baskı ve işgaller bu yüzyılın karakteristik özellikleri haline geldi. Gazze'de bütün dünyanın gözü önünde cereyan eden, vicdan sahibi insanların lanetlediği saldırılar sadece İsrail sorunu olarak görülemez. İsrail gücünü, hiçbir insanlık değerini ciddiye almayan küresel hegemonyadan almaktadır. Türkiye'nin Filistin'e en yakın olan ilinden, Gaziantep'ten, bütün dünyaya, 'Batı dünyası 200 yıldır insanlıkla ilgili tezlerini çürüttü.' diyorum. Bunların birer sömürü aracı olduğunu dünyanın çok yerinde gösterdi."

Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu da İslam alimlerini ağırlamaktan dolayı mutlu olduğunu ifade etti.
Tahmazoğlu, "Gazze'de yaşanan, Müslümanların zulüm görmesi, şehit edilmesi yüreğimizi kanatıyor. İslam aleminin dağınıklığı ve bazı liderlerin 'Filistin bizim gündemimizde yok.' demesi daha da acıtıyor." dedi.
Türkiye'nin yanı sıra ABD, Rusya, Katar, Malezya, Cezayir, Pakistan, Hindistan, İran ve Moritanya'dan İslam alimlerinin katıldığı, 2 gün sürecek forumda "Müslüman toplumların dünü", "İslam dünyasında birlik fikri", "Müslüman toplumlarda iletişim ve güven engelleri", "Emperyalizmin İslam dünyasında yol açtığı problemler", "İslam dünyasında ortak gelecek iradesi ve geleceğin dili", "Birliktelik modelleri ve kurumsal tecrübeler" konuları işlenecek.

“ÇÖZMEMİZ GEREKEN EN ÖNEMLİ MESELELERDEN BİRİ”
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, "İslam coğrafyasını cenderesine alan terör ve şiddet sorunu, çözmemiz gereken en önemli meselelerden biridir." dedi. Erbaş, Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (GİBTÜ), Diyanet İşleri Başkanlığı ve Şahinbey Belediyesince Şahinbey Kongre ve Sanat Merkezi'nde düzenlenen, 9 ülkeden İslam alimlerinin katıldığı "1. Uluslararası Stratejik Müzakereler Forumu"nda yaptığı konuşmada, Türkiye ve çok sayıda ülkeden gelen İslam alimlerine teşekkür etti.
İslam'ın beşeri ilişkilerin zeminine adaleti ve merhameti yerleştiren bir din olduğunu anlatan Erbaş, şöyle konuştu:
"Müslümanlar olarak İslam'ın inanç ve medeniyet değerleri ekseninde bir hayat tasavvuru geliştirip çağın idrakine sunabilmek için öncelikle enerji ve potansiyelimizi sömüren sorunlarla yüzleşmek ve onları kendi medeniyet köklerimizden alacağımız ilhamla kalıcı bir şekilde çözüme kavuşturmak zorundayız. İslam coğrafyasını cenderesine alan terör ve şiddet sorunu, bu bağlamda çözmemiz gereken en önemli meselelerden biridir. İnanç karşıtı birtakım ideolojiler, dezenformasyon ve algı operasyonlarıyla körüklenen İslam karşıtlığı da acil olarak ele alınması gereken bir meseledir. İslam karşıtlığı, bugün tam anlamıyla bir kültürel ırkçılığa ve İslam düşmanlığına dönüşmüş durumdadır."

Erbaş, temel insan haklarının hiçe sayıldığı, can, mal, namus, haysiyet ve insan onuru gibi değerlerin ayaklar altına alındığı bir dünyada hiç kimsenin güvende olmadığını söyledi.
Güçlünün zayıfı ezdiği, inanç ve kültür ırkçılığının politik yöntem haline getirildiği bir dünyada hiç kimsenin güvende olmadığına dikkati çeken Erbaş, şöyle devam etti:
"Burada altını çizerek ifade etmek isterim ki İslam düşmanlığı, aslında sadece Müslümanları ilgilendiren bir sorun değildir. Bilakis bütün insanlığın ortak sorunudur çünkü bu nefret dilinden dolayı İslam ile arasına mesafe koyanlar, aslında insanlığın yegane umudu olan bir inancın hayat veren ilkelerinden ve rahmet mesajından mahrum kalmaktadır. Nitekim bugün İslam'ın rahmet ikliminden ve medeniyet mefkuresinden yoksun kalan yeryüzü, devasa sorunların cenderesinde bocalamaktadır. İnsanlık, savaşlar, terör olayları, yoksulluk, açlık ve küresel adaletsizlik gibi sorunların girdabında tarihin en zor dönemlerinden birini yaşamaktadır."

"EN BÜYÜK REFERANSIMIZ YÜCE DİNİMİZ İSLAM'DIR"
İslam toplumlarının kendi aralarındaki işbirliği ve dayanışma vasıtalarını güçlendirmesinin önemli olduğunun altını çizen Erbaş, şunları kaydetti:
"Hayatı kuşatan bütün kötülüklerle etkin bir mücadele ortaya koyabilmek için ortak bir akıl, müşterek kurumsal yapılar ve kolektif bir stratejik iletişim yöntemine ihtiyaç vardır. Bu hususta da en büyük referansımız yüce dinimiz İslam'dır zira İslam'ın tevhit ilkesi, bir inanç sistemi olmanın yanında Müslüman toplumların bir arada ve dayanışma içinde yaşamasının da nirengi noktasını oluşturmaktadır. İslam bizlere bir hayat tarzı sunduğu gibi aynı zamanda hayata ve yaşananlara karşı bir duruş da kazandırmakta, sorumluluklar yüklemektedir. Bu anlamda en temel sorumluluğumuz, yekvücut olarak kötülüklere engel olmak ve elbirliği ile iyilikleri çoğaltmaktır. Müslümanlar, bu bilinçten uzak düştüğü her dönemde devasa sıkıntılara maruz kalmışlardır."
Müslümanların Kur'an ve sünnetin rehberliğinde daha fazla kenetlenmesinin gerektiğini vurgulayan Erbaş, Müslümanların arasında dostluk ve dayanışmanın artması gerektiğini ifade etti.

Sorunların ortak bir dille çözülmesi gerektiğini belirten Erbaş, şunları söyledi:
"Topluma umut ve güven veren adımlar atmalıdır. İnanıyorum ki bizler, birlik ve beraberliğimizi pekiştirerek ortak çalışma alanlarımızı güçlendirdiğimizde coğrafyamızdaki ve dünyadaki pek çok sorun kolaylıkla çözülebilecektir. Tevhit ekseninde vahdeti gerçekleştirip dayanışmamızı ve birlikte hareket etme irademizi güçlendirdiğimizde başta ümmet coğrafyamız olmak üzere insanlığı cenderesine alan trajediler, acılar, son bulacaktır. İslam'ın insanlık için ortaya koyduğu ideal değerlerin hayat bulmasında en önemli vasıtalardan biri şüphesiz ilimdir."

“BİRLEŞMİŞ MİLLETLER'İN BİZE HİÇBİR FAYDASI YOK”
Dünya İslam Alimleri Birliği Başkanı Ali Muhyiddin Karadaği, "Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'dünya 5'ten büyüktür' demekle çok haklıdır. Birleşmiş Milletler'in bize hiçbir faydası yok." dedi. Karadaği, Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (GİBTÜ), Diyanet İşleri Başkanlığı ve Şahinbey Belediyesince Şahinbey Kongre ve Sanat Merkezi'nde düzenlenen, 9 ülkeden İslam alimlerinin katıldığı "1. Uluslararası Stratejik Müzakereler Forumu"nda yaptığı konuşmada, forumun hayırlı olmasını diledi.

Müslümanların birbirlerine saygı ve sevgi duyması gerektiğini aktaran Karadaği, şöyle konuştu:
"Ruhun gıdası Kur'andır. Ruhumuz beslenirse ruhumuz onunla beraber yükselir. Bu birlik ve tek beden, maddi ve manevi gücü sağlar. İslam düşmanları, birliğimizi ve bedenimizi parçalamaya çalıştı. Bazı organlarımız meşgul olsun istediler. Bizi ayrıştırdılar ve tek Müslüman toplumu farklı toplumlar yaptılar. Aramızda bir ayrılık vardı ve sebebi de mezhepçilik, ırkçılık olması. Maalesef Osmanlı Devleti parçalandıktan sonra ne Araplar, ne Kürtler ne de Türkler faydalandı. Osmanlı Devleti'nden sonra ırkçılık çıktı. Yeni çıkan fikirler Osmanlı Devleti'nden sonra bizim üzerimizde uygulandı. Bizi 200 yıl önce insan haklarıyla, kadın haklarıyla, çocuk haklarıyla kandırdılar. Maalesef, bunların hepsi serap oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'dünya 5'ten büyüktür' demekle çok haklıdır Birleşmiş Milletlerin bize hiçbir faydası yok. Yeni bir dünya sistemine geçmemiz lazım. Birleşmiş Milletler sadece barışı sağlamak için kurulan bir müessese, ama neredeler."
Konuşmanın ardından Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Genel Başkanvekili ve Gaziantep Milletvekili Şahzade Demir, Dünya İslam Alimleri Birliği Başkanı Ali Muhyiddin Karadaği'ye hediye takdim etti.