Karşılık beklemeden insanlığın merkezine yolculuk yaparak , haklının hakkını alarak,

tutulmayan elleri tutarak ,bakılmamış gözlere bakarak, garip ezici suçluluk duygusu altında aradığını  bulduğu zaman neyi aradığını bilerek sevmek… Arzuladıklarını arzulayanlarla gerçekleştirebilmek için sevmek. İnsana yalnızken rastlayan karanlığın bile  aydınlığını olacağını bilerek sevmek. Yitirilmişlerin, kazanılanların  değeri olduğunu bilerek sevmek. Aşık kuşların birleşmiş suskunluklarını dinleyerek sevmek. Yıkıntılı düşüncelere dönmemek için dürüstlük inancını yitirmeden bütün hayatını vicdanının katı ölçüleri ile tartmaya çalışmadan, ölümden çok günah işlemekten korkarak birileri için vaat edilen hiçbir şeyi eksik bırakmadan sevmek.

Bütün denizi evdeki küçük testiye doldurmadan denizi deniz olduğu için sevmek. Karanlık , yapmacık günahların ifadelerin arkasına gizlenmeden gerçekle birlikte yaşayarak sevmek. İnsan hayatı bir çember gibidir,  bu çember bazen daralır bazen genişler ve bu yolda birbiriyle kesişen cok hayata rastlanır. Bazen isyan da sevilir çünkü isyan her zaman baş kaldırmak değildir, güzel sözler uğruna canlarını bile vermeye hazır olan hayalcileri olduğu için. İnsanı berrak bir ruha, geniş gökyüzüne ve özgür yola çıkaran vicdani dostlukları sevmek . Bu hayatın sakin yaşanan ama aniden ölünen tarafını sevmek. Ne öldürebilen ne de aldatmayan insanları sevmek. Unutmayı ve unutulmuşluğun karanlığına gömdüğümüz olumsuz düşüncelerin bir daha bizi rahatsız etmemesi adına asıl ihtiyacımız olan ve bizi iyiyi hatırlamaya zorlayan güzellikleri sevmek. Berrak güneşli bir sabah vaktinde uzun bir yolculuktan sonra eve dönerek sevdiklerinle beraber kavuşmayı sevmek. Bazen de sessizliğin sesini sevmek.

Bu dünyanın talihi olan iyi insanları sevmek. Bizim olduğuna inandığımız bu dünyanın adaletinin hakkaniyetle uygulanmasına inanmak. Gerçeğe uzak kalan zorbalardan nefret edip gerçeğe ulaşmak ve gerçeği yaymak için çabalayanları sevmek. Karanlıklar içinde olan ve bütün engelleri aşmaya çalışan, insanı bütün  yenilmez görülen güçlükleri yenmeye çalışan ve üzerinde ki bu miskinliği atıp yüreklendikten sonar önünde daha önce hiç karşılaşmadığı yollar açılan daracık ve tehditlerle dolu olan dünyası birdenbire genişleyen insanları sevmek. Karşıdakinin yaptığı kötülükleri bağışlayan , affeden acısını unutan büyük insanları sevmek. Dünyanın sağır yalnızlığında kaybolmamış insanları sevmek. Yaptığı güzel işlerin gurur hissine kapılmadan ve pişman olmayan insanları sevmek. Yokluğumda hakkımda söylenen ve gıybet yaparak günahlarımı üstlenenleri sevmek. İki yüzlü ve korkak olmaktansa her şeyi unutan ve asil bir davranışta bulunarak  avunanları sevmek lazım.