Sen bir adamı komşunu, arkadaşını ya da falan kişiyi öldürürsen cennete gidersin diye kolayca ikna edebiliyorsan bir yerde yanlış bir şey var demektir.

Ya da peşime takıl seni cennete götüreyim deyip insanları istediğin gibi kullanır istediğin yola sokarsan...
Yani bilinmezde aklı geri planda tutmak hiç bir zaman iyi bir şey değil, kanaatimce.

Ibrahim Halil Er: Şunu öldür cennete gidersin diyen insanların ve onlara inanacakların sonu gelmez. Dini bir şekilde kendine alet edeceklerin de sonu gelmez.

İskender evrenosoğlu peygamber olduğunu söylüyor ve ona bir çok üniversite mezunu ve hatta proflar bile iman ediyor...

Fakat islam bu konularda kesin kural koymuş, öncelikle kimse yargılanmadan öldürülmez. Suçu ve günahı neyse yargılanmalıdır.

İkincisi ölüm cezasının verileceği konular bellidir.
Bunlar genellikle taammuden adam öldürmelerde olur.
Burada bile esneklik vardır. Öldürülenen yakınları af edebilir, diyet isteyebilir veya kısas talebinde bulunur. Yani burada bile hemen öldürme olayı yoktur.

Dinden çıkanların öldürülmesi de kadının kararıyla olur ki bunun şartları çok zordur. Neredeyse öldürülmemesi için bütün yollar yapılır. Kişi haps edilir. Tebliğ edilir falan...
Zina suçunda da dört şahidin bizzat cinsel organların birbirine girdiğini görmesi şartı vardır. Yoksa ben gördüm sevişiyorlardı, aynı yatakta çıplak yatıyorlardı sözü had için geçerli değildir. Hokkanın divite girdiği gibi o fiili görmesi gerekir ki bu da imkansız gibidir.
Genelde had cezaları islam tarihinde kişilerin kendilerinin itiraf edip cezalarının verilmesini istemesiyle olmuştur.

BİZ İSLAMI BİLMİYORUZ. ALİMLERİMİZ DE BİLMİYOR MALESEF.
Nüansları, karinleri bilmiyoruz. Sadece papağan gibi ezberliyoruz.