Tapu ve Kadastro mevzuatında yer alan düzenlemeler, miras paylaşımında sanılanın aksine daha pratik ve düşük maliyetli bir yol sunuyor. Özellikle tüm mirasçıların uzlaşması halinde, noter ve mahkeme sürecine girmeden tapu paylaşımı yapmak mümkün.

Notere Gitmeden Miras Paylaşımı Mümkün

Kamuoyunda yaygın olan “miras paylaşımı mutlaka noterden yapılır” algısı, uygulamada her zaman geçerli değil. Mevcut mevzuata göre miras kalan bir gayrimenkul, mirasçılar arasında anlaşma sağlanması halinde doğrudan Tapu Sicil Müdürlüğü üzerinden paylaştırılabiliyor.

Bu yöntemin adı “Rıza-i Taksim” olarak biliniyor. Tüm mirasçıların aynı paylaşım planı üzerinde mutabık kalması halinde, tapu müdürlüğünde düzenlenen anlaşmalı paylaşım işlemiyle hisseler fiilen ayrılabiliyor. Tapu memuru huzurunda imzalanan bu belge, resmi senet hükmü taşıyor ve ayrıca noter onayı gerektirmiyor. Böylece mirasçılar, düzenleme şeklinde noter sözleşmeleri için ödenen yüksek ücretlerden kurtulmuş oluyor.

Yetki verilmesi halinde işlemler, Web Tapu veya e-Devlet sistemi üzerinden de yürütülebiliyor. Bu da şehir dışında yaşayan mirasçılar için süreci daha erişilebilir hale getiriyor.

Anlaşmazlıkta Mahkeme Son Aşama Haline Geldi

Mirasçılar arasında uzlaşma sağlanamadığında ise devreye yargı süreci giriyor. Daha önce kardeşlerden birinin tek taraflı talebiyle açılabilen “ortaklığın giderilmesi” davalarında, yeni dönemde önemli bir değişiklik bulunuyor.

Yargı reformu kapsamında, izale-i şüyu davalarında artık zorunlu arabuluculuk uygulanıyor. Yani mirasçılar, doğrudan dava açamıyor; önce arabulucuya başvurmak zorunda kalıyor. Adalet Bakanlığı verilerine göre bu yöntem, miras uyuşmazlıklarının büyük bölümünün mahkemeye taşınmadan çözülmesini sağlıyor. Arabuluculukta anlaşma sağlanamazsa, son çare olarak dava yolu açılıyor.

Hisseli Tapuda Satış Yapanlar Şufa Hakkını Unutmamalı

Miras kalan taşınmazlarda en çok hata yapılan konulardan biri de hisseli tapuda üçüncü kişiye satış. Hukukçular, kardeşlerden birinin payını diğer mirasçılara haber vermeden dışarıdan bir kişiye satması halinde, ciddi riskler doğduğuna dikkat çekiyor.

Bu durumda diğer mirasçılar, “şufa hakkı” olarak bilinen ön alım hakkını kullanabiliyor. Mahkeme yoluyla satış bedelini ödeyerek tapunun kendi adlarına tescil edilmesini talep edebiliyorlar. Bu da alıcı açısından satışın iptal edilmesi anlamına geliyor. Uzmanlar, hisseli taşınmazlarda satış öncesinde mutlaka diğer paydaşlarla yazılı mutabakat sağlanmasını öneriyor.

Boş Bırakılan Tarım Arazilerinde Devlet Müdahalesi

Miras paylaşımındaki gecikmeler özellikle tarım arazilerinde farklı bir sorun yaratıyor. Mirasçılar arasında yaşanan anlaşmazlıklar nedeniyle ekilmeyen ve boş bırakılan tarlalar için yeni bir uygulama devreye girmiş durumda.

2025 itibarıyla yürürlüğe giren düzenlemeye göre, iki yıl boyunca boş bırakılan tarım arazileri Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından tespit edilerek bölgedeki başka çiftçilere kiralanabiliyor. Elde edilen kira bedeli ise mülkiyet hakkı korunarak mirasçıların banka hesaplarına yatırılıyor. Amaç, tarım arazilerinin atıl kalmasının önüne geçmek.

Uzmanlardan Net Uyarı: İntikali Geciktirmeyin

Hukukçular ve tapu uzmanları, miras kalan taşınmazlarda yaşanan sorunların büyük bölümünün intikal işlemlerinin zamanında yapılmamasından kaynaklandığını vurguluyor. Anlaşma mümkünse Rıza-i Taksim yoluna gidilmesi, anlaşmazlık varsa arabuluculuk sürecinin geciktirilmeden başlatılması öneriliyor.

Aksi halde mirasçılar; dava masrafları, satış iptalleri, devlet kiralaması ve uzun yıllar süren hukuki belirsizliklerle karşı karşıya kalabiliyor. Uzmanlara göre miras sürecinde atılacak erken ve doğru adımlar, hem mülkiyet hakkını koruyor hem de aile içi çatışmaların büyümesini önlüyor.

Kaynak: Haber Merkezi