Dünya devrim görsün. 7 ekimde zamanın en etkin silahlarını ve bir çok farklı gücünü kullanma bakımından dünyanın en güçlü ülkelerinden biri olan İsrail terör devletine karşı yetmiş yıldır işgal altında ve son on yedi yıldır dört yüz km’lik bir alana sıkıştırılmış dünyanın en büyük açık hava hapishanesi Gazze den Aksa Tufanı ile başlatılan devrimin üzerinden tam iki ay geçti.

İsrail terör devleti Gazze’de yirmi bin insanı soykırım yaparak öldürdü ve bu öldürülenlerin yarısını çocuklar ve bebekler oluşturuyor. En son dünya 1979’da İran’ın İslam Cumhuriyeti’ne geçiş devrimine tanık oldu. Bu devrimler tıpkı Rusya’da olduğu gibi kendi içerisinde sistem ve rejim değişikliği için yapılan devrimlerdi. Bütün değerleri imha edildiği bu aşırılıklar çağında güçlülerin azgınlığı zayıfların sonu gelmez zafiyetleri arasına sıkışan insanlık özellikle de zulmün kadere döndüğü Ortadoğu’da, tam da burada Gazze bu gidişata dur dedi. Bundan sonrası için korkmaya gerek kalmadığını ödenecek son bir bedel kaldıysa bu bedelin de insanlığın vicdanını harekete geçirmek için olmakla ölmenin eşitlendiği anda bu isim Gazze oldu. Bugün Gazze’de yaşanan devrimin adını dünya vicdan devrimi olarak da koyabiliriz. Bir avuç toprak parçasındaki iki buçuk milyon insanın dünyanın en ceberrut katil ve kural tanımaz devletine, önüne çıkan her canlıyı öldürmeyi kendisine ilke edinmiş siyonizme karşı direnen bir halk. Bu halkın direnişçi çocuklarına, kadınlarının direnişine kayıtsız kalmayan dünya halkları. Dünyanın neresinde olursa olsun sadece İsrail terör devleti hariç her yerde vicdanlar harekete geçti ve vicdan devrimi başladı. Bu bir ideoloji, din ya da rejim devrimi değil; tam tersi din, düşünce, ırk, renk gözetilmeden meydanlarda zalimler karşısında yapılan bu savaşın durdurulmasına ilişkin bir ahlak sınavı vererek zulüm görenin dini sorulmadan kayıtsız şartsız onların yanında olma devrimi. Bu devrim insanın bir kez daha insanlığına dönme, bir kez daha bu hayattaki fonksiyonunu sorgulama ve iyilik için harekete geçme devrimidir. Bu devrim bebeklerin, çocukların kadınların ve Gazze’de yaşayan herkesin milyarlarca insanı vicdanlarıyla buluşturmanın bedelini canları ve kanlarıyla ödeyerek gösterdiği bir devrimdir. Bu devrim insanın kendisini ve bir başkasını yeniden okuma, bütün kitapların yakılıp insanın, çocukların, bebeklerin okunacağı ve insanın yeniden tefsir edileceği bir devrim. Bu devrim bir çocuğun, bir kadının, bir babanın dünyaya sebat ve sabırla duruş sergilediği, on binlerce ölüme rağmen kendi evlatları Kassam askerlerini yalnız bırakılmadığı, her şeye rağmen sıkıştırılmış daracık yurdun satılmadığı ve kendisini Allah’ın korumasına teslim eden bir devrim. Dünya vicdanına Hamas üyelerinin dünyaya adeta insanlık dersi vererek İsrail’in orantısız zulmüne rağmen esirlere nasıl davrandığını öğrettiği bir insanlık devrimidir. İktidar sahibi muktedirlerin önemsizliğini, hep beraber birleşip de bir ateşkes sağlamaktan bile aciz olan sözüm ona devlet başkanlarının hiçliğini, buna karşın halkların vicdanlarının ne kadar da güçlü ve kardeşçesine olduğunu gösteren bir devrim. Bu devrim insanlığı din, mezhep, etnik, siyasal ve ideolojik aidiyetlerden arındırarak ikiye bölmüş durumda. Vicdanı olanlar ve vicdansız olanlar. Bilginin, bilmenin aşırısının insan canına kast etmeye dönüştüğüne şahit olduğumuz bu süreçte insan haysiyetinin, onurunun ve şerefinin Gazze’deki çocukların gözlerinde ve yüreklerinde yeniden yeşerdiğini gördüğümüz bir devrim. Bu savaşı durdurmak için ya vicdanımızın sesini yükseltip cennete talip olacağız ya da kaybetmekten korktuğumuz menfaatlerimiz için susup cehennemi boylayacağız. Çocukların inşa ettiği bu küresel vicdan Gazze başta olmak üzere zulmün egemen olduğu her yerde umut parçasına dönüştü. Gazze pasif, korkak, kendi konforunu bozmak istemeyen İslam koalisyonu yığınlarının insafına mecbur kalmaktan çıkıp dünya vicdanının bağrına basılıyor. Gazze evrenselleşiyor devrimin meşalesini yakarak, milyarlarca insanı da Gazzeleştiriyor. İnsanlık şunu iyi tahlil etmeli. Gazze düşerse insan düşer, Gazze düşerse Kudüs düşer, Mekke ve Medine düşer, Türkiye düşer. Gazze düşerse tüm Ortadoğu yani tüm dünya düşer.