20 gündür Gazze’de yaşanan katliam bir savaş değildir, eğer adını koymamız gerekiyorsa insanlığın gözünün içine soka soka işlenen bir soykırımdır.

İsrail bombalıyor, bütün dünya kafasını kuma gömmüş deve kuşu gibi seyrediyor. Askerleri değil, mevzileri değil, üsleri değil,  Gazze’yi,, hastaneleri, camileri, okulları, meskenleri bombalıyor. Dua ediyoruz durmuyorlar, gösteri düzenliyoruz, yine durmuyorlar. Ve hepimiz Allah’tan gelecek bir mucizeyi bekliyoruz. Neredeyse  10000 insan öldürüldü ve bunların  yarısı çocuk.  Öldürmeye doymuyor katil sürüsü, yine öldürüyor yine ve defalarca öldürüyor; kadın mı, çocuk mu, ihtiyar mı, hasta mı, kimin öldüğüne bakmadan. Doymuyor öldürmeye, kan akıtmaya, bombalarla parçalamaya . Uzaktan, havadan, karadan  tabiri caizse oturduğu yerden elini sıcak sudan soğuk suya sokmadan bombalıyor. Japonya’da Nagazaki’ye atılan bomba kadar, tam 12 bin ton bombanın düştüğü yerden yaralıları çıkartmadan üzerlerine  ikinci, üçüncü bombayı bırakıyor. Gariptir ki Hiroşima’da  iki yüz bin insanı Amerika tarafından  öldürülen Japonya da Amerika ve  İsrail teröristinden yana. Sınırsız para, sınırsız silah ve sınırsız insanlık ayıbı destek ve utanmadan vicdanları canavarlaşmış batı lobisi liderlerin aşağılık ve canavarca açıklamaları. Çağdaş batının zalim zihniyetli liderlerine göre İsrail  teröristi bütün hukuk kurallarından muaf, bütün insani değerlerden, hassasiyetlerden muaf.

Kendilerini medeni dünyanın temsilcisi gören batılı zihniyet İsrail’in hastaneye saklanmış, bir sığınağa sığınmış bir çocuğu değil, binlerce çocuğu niçin öldürdüğünü  ve bunun nedenini sormanın  sanki bir suçmuş gibi algısını oluşturup bir de utanmadan     münasebetsizlik sayabiliyorlar.  Savaş böyle bir şey olamaz savaşın da bir kuralı vardır, savaşında bir namusu olmalı , bir onuru haysiyeti olmalı ama bu savaş başka bir savaş. Yok etme, kökünü kurutma   tam bir  insan öldürme kampanyası. Bir soykırım nasıl savaş olur yok etme, hareket halinde olan her canlıyı ortadan kaldırma savaşı? Karşılıklı iki eşit güç birbirleriyle, askeriyle, cephanesi teçhizatıyla savaşır o zaman  savaş olur bu savaş değil, açık bir soykırımdır. Bu korkakların savaşı bu sivillere ve çocuklara güç gösterisinde bulunan Yahudi Siyonist İsrailin  savaşı. Tarihin her döneminde  korkaklık ve kahpeliği ile savaş gösterisinde bulunan İsrailin savaşı. Korkuyor içeri girmeye, kaç gündür kara savaşı diyor ama bir avuç Hamas mücahidinden korkuyor. Çünkü içeride  ölmeye hazır insanlarla göğüs göğüse gelme korkusu, onların imanlarından, çocukların gözlerine bakma ve kadınların öfkesinden ürkme korkusu var. Ölümün soğuk elinin,   enselerinden yakalama korkusu var. Kara harekâtında daha fazla askerlerinin ölmesi korkusu var. Bilirsiniz korkakların cesareti  olmaz, onların canı kıymetlidir. Onların gücü hainliklerinde, kahpeliklerindedir. Onlar o kadar korkak ve cesaretsizdirler ki küçücük bir çocuğa bile 10 kişi saldırmaktan utanmazlar.  Yaptın savaşı, girdin Gazze’ye, zayiatı da verdin, galip geldin diyelim, 7 Ekimde sen yenildin İsrail. Bunu kabul etsen de etmesen de sen yenildin, bugünkü canavarlığın o yenilginin hazımsızlığıdır. Sonra ne olacak? Zafer kazandığını mı sanacaksın? Bu sefer insanlığın derin vicdanında boğulacaksın. Seni ne Amerika, ne  İngiltere ne de korkak batılı liderlerin  kurtaramayacak. Tıpkı tarihte yaptığın hainliklerin sonunda  uğradığın yok olmalar gibi yok olacaksın. Öldürmekle eksiltemeyeceksin öldükçe daha da çoğalacaklar ve boğulacaksın çocukların çığlıklarında. Tabii ki bu bir insani organizasyon değil kendilerince uydurulmuş insani kılıflı bir etnik temizlik. Başaracağınızı mı zannediyorsunuz.  Başaramayacaksınız, yenildiniz çünkü vicdanlar sizi esir aldı. Oyunlarınız, planlarınız ummadığınız bir zamanda  aleyhinize  dönecek. Dualarımız soykırımın durması, artık çocukların ölmemesi, adil bir barışın sağlanması ve  haklı olana hakkı, suçlu olana ise cezasının verilmesi.