Bence yazınının başındaki “adaylar için son viraj” cümlesine “partiler için” de demem lazımdı.

Zira adaylık sırasında sadece adaylar değil, partiler de kazanır yada kaybeder.

Bu bağlamda “Seçimde adaylar ve partiler için son viraj” demek daha doğru olur.

Evet son viraj!

Bu tüm Türkiye’de olduğu gibi Gaziantep’te de böyle.

Yüzlerce senaryo çiziliyor.

Daha önce, “siyasette kendine yakın olan liyakatsiz, ehliyetsiz ve kirli olan birinin milletvekili olmasına ısrar etmek yerine, başkasına yakın liyakat, ehliyet ve temiz olanın Milletvekili olmasına ısrar etmek erdemliktir” demiştim.

Bu sözümü tüm zamanlar için liste başı yapıyorum.

Neden ise çok açıktır.

Temiz ve dürüst olmanın sanı sıra ehliyet ve liyakat sahibi olan biri herkes için faydalı işler yapar.

Herkese iyiliği dokunur.

Ehliyetsiz ve liyakatsiz biri ise ne kendine, ne yakınına nede topluma faydası olur.

Hatta bu standartlarda birisinin kötülüğü de dokunur.

Neyse konumuz bu değildi.

Konumuz son viraj, Gaziantep ve Türkiye.

Çünkü şunun şurasında seçimlere 40 gün kaldı.

Evet evet yanlış okumadınız 40 gün.

Bir haftaya kadar Milletvekili adaylarının listeleri açıklanıp YSK’ya teslim edilecek.

Sonraki bir haftada da ancak o Milletvekili adaylarının tanıtımı vs’leri yapılacak.

Geriye kaldı 25 gün.

Partiler sahada 25 gün içinde kendilerini halka anlatabilecekler.

Son birkaç gündür sahada edindiğim izlenimler bu seçimlerin tüm partiler için zor geçeceğini düşünüyorum.

Öyle ki bu toplum geçmişe göre daha çok sorgulama yapıyor.

Hem partileri hem adayları olabildiğince kıyaslıyor.

Oy vereceği partiyi hem şehri hem ülkesi için neler yapacağını düşünüyor.

Dedim ya bu toplum geçmiş senelere göre bu anlamda daha iyi bir durumda.

Sahada edindiğim izlenimlerden biri de “kimse kimseye mecbur değil” söylemi.

Bu toplum farkı alternatiflerin olmadığını ve kimsenin vazgeçilmez olmadığını en yüksek sesle dile getiriyor.

Hem en yüksek sesle hem de açık ve aleni bir şekilde.

Bu halk, “Partiler ve siyasiler her alanda kendilerini düzeltmek zorunda” diyor.

Yanlış okumadınız, “düzeltmek zorunda” diyorlar.

Kısacası “onlar kendilerini düzeltmezlerse biz onlara oy falan vermeyiz” diyorlar.

Bu yüzden de bu seçimde hem partilerin hem adayların işi oldukça zor.

Hani vardı ya gündelik yaşamımızda çokça kullandığımız o tabir, “kimse çantada keklik değil.”

Partiler, düşünen ve sorgulayan bir toplum için en iyisini ve en doğrusunuz ortaya koymak zorunda.

Aksi halde ezip geçer bu toplum.

Kimsenin gözünün yaşına da bakmaz.

Kısacası bu hafta sonu belirlenecek Milletvekili adaylarında her parti ince eleyip sık dokumak zorunda.

Buna dikkat eden partiler seçimlerde rakiplerine oranla 1-0 önde başlar.

Hatırlatayım istedim.