Ey “Ordu Ültimatom verdi”, “Hükümet Gitsin”, “Ordu’dan 4 Ayar”, “Gerekirse Silah Bile Kullanırız” “411 El Kaosa Kalktı”, “Rektörler Endişeli” manşetlerini kendilerine siper edip mevzilenen zihniyet!

Ey bulundukları köşelerde harfleri mermi, kalemi silah yapıp namluyu halkına çeviren tetikçi kalemşörler!

Klavyeniz barut, elleriniz kan kokuyor sizin!

Sizi hangi sıfata koyacağımı hakikaten bulamıyorum ve bilemiyorum.

Ama gerçekten!

Size ortalık karıştığında, bu karışıklıktan istifade eden “çakal sürüsü” desem, değil!

Size, “kandan beslenen vampir”, “sivrisinek”, “sülük” ya da “kene” desem, değil!

Size sadece “Akbaba” desem, oda değil!

Size, “her şeyi yiyen”, “her şeye göz koyan”, bulundukları yerlere her türlü zararı veren, “Babun Maymunları” desem hiç değil.

Sahi sizin türünüz ne? Siz gerçekten çok acayip yaratıklarsınız!

Hani Azerice bir türkü var ya, “Acayip Hayvanlara Benziyirsen” Sahi, dün içinde bulunduğunuz ve desteklediğiniz iktidar, bu ülkede her şeyi tarumar ederken bile, onları alkışlayan sizler değil miydiniz?

Siz ne ayaksınız!

Sizi hangi kategoriye koyacağımı gerçekten bilemiyorum çünkü her şeyiniz yalan sizin.

Tıpkı kendiniz gibi!

Tıpkı geçmişiniz gibi!

Daha dün masum insanları, sırf inançlarından ötürü darağaçlarına çeken, Kılıç Ali, Necip Ali ve Kel Ali (Üç Ali'ler) sizin dedeleriniz değil miydi?

İngiliz lengeri fötr’ünü Müslüman alimlerin başına zorla geçirmeye kalkan, buna itiraz edenlerin kafalarını vuran sizin babalarınız değil miydi?

Söylesenize, siz kimsiniz ve kime hizmet ediyorsunuz!

Şunu, tabiri caizse erkekçe söyleyin ya hu!

Bu ülkenin yer altı ve yer üstü zenginlik kaynaklarını emperyalistlere peşkeş çeken sizin ağababalarınız değil miydi?

Her 10 senede bir, kirli postallarını, mazlum halkın kanlarıyla yıkamaya kalkan, her darbeden sonra halkın mallarına el koyan, sizin darbecileriniz değil miydi?

Güneydoğu’da sabah akşam dolaşan, kimi ne zaman götürüp kaybedecekleri belli olmayan ve adı “Beyaz Ölüm” olan “Toros Arabaları” sizin değil miydi?

Bu ülkede kendi rantları için yıllarca 20 yaşında gençleri birbirine öldürtüp, kapalı kapılar ardında ve ıssız vadilerde, birbiriyle sarmaş dolaş olanlar sizin liderleriniz değil miydi?

Özgürlüğü ecel olarak gören, Sezer’lerinizi, Demirel’lerinizi, Ecevit’lerinizi, Alemdar’larınızı, Gürüz’lerinizi, Vural Savaş’larınızı, Nuh Mete’lerinizi, Özkasnak’larınızı, Erkaya’larınızı, ne çabuk unuttunuz!

O kirli geçmişinizi mi özlediniz!

Oysa sizin geçmişinizde tıpkı geçmişte işlenen faili meçhuller kadar kap karanlık!

Bu yüzden mi Recep Tayyip Erdoğan’a savaş açtınız.

Hem de bir halkı aydınlığa çıkaramaya çalışan bir adama!

Bu yüzden mi kaos tellallığına soyundunuz!

Ne çok seviyorsunuz siz karanlığı!

Demek masum insanların ölümleri üzerinden tekrar dirilmek istiyorsunuz, öyle mi!

Sizi diriltecek başka bir yol ve yöntem kalmadı demek!

Çok mu korkuyorsunuz siz aydınlıktan?

Tüm kirli ve karanlık işlerinizin gün yüzüne çıkmasından mı çekiniyorsunuz!

İktidar ya da muhalefette olmanız bir şey değiştirmiyor mu?

Sahi siz, masum insanlara saldırmaktan ve öldürmekten ne zaman vazgeçeceksiniz!

Her öldürdüğünüz canla beraber, sizin de öldüğünüzün farkına ne zaman varacaksınız?

Siz hiç Kevser süresini okumadınız mı?

Bilmiyor musunuz ki, muhalefetinizde tıpkı iktidar ve geçmişiniz gibi “ebter” dir.