Hayatımıza giren sayısız lüksün temel ihtiyaçmış gibi kabullenişi insana elindeki nimetleri ne yazık ki farkettirmemektedir.

İnsan, ömrünü lüzumsuz yere temel ihtiyaç saydığı lüksü sürdürmeye harcar hale gelmektedir. Bunun sonucunda da köle gibi çalışıp kral gibi yaşamaya çalışılan bir hayatta haz ve tatmin arasındaki hevasının boşluğuna düşmektedir. Bu öyle bir boşluk ki geçici dünya hayatında geçici bir mutluluk verdiği halde ahiret hayatı için büyük bir pişmanlık ve telafisi olmayan bir hüsrana yol açmaktadır.

Oysa her anlamda kendimize rehber edindiğimiz Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ve onun ashabı güzini hiç de bizim yaşadığımız gibi yaşamamışlardı.

Bu çelişkili durumla ilgili çok sayıdaki örnekten yalnızca bir tanesini hatırlayaraktan kendi durumumuz gözden geçirelim inşallah.

Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi:

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bir gün –veya bir gece- evinden dışarı çıkmıştı. Baktı ki, Ebu Bekir ve Ömer radıyallahu anhümâ oradalar. Onlara:

– “Bu saatte sizi evinizden dışarı çıkaran sebep nedir?” diye sordu. Onlar:

– Açlık, yâ Resûlallah, dediler!. Peygamberimiz:

“Gücü ve kudretiyle canımı elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, sizi evinizden çıkaran sebep beni de evimden çıkardı; haydi kalkınız” buyurdu. İkisi de kalkıp, Resûl-i Ekrem’le birlikte ensârdan birinin evine geldiler. Fakat o zât da evinde değildi. Ama hanımı Resûlullah’ı görünce:

– Hoş geldiniz, buyurunuz, dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

– “Falan nerede?” diye sordu. Kadın:

– Bize tatlı su getirmek için gitti, dedi. Tam o sırada evin sahibi olan Medineli sahâbî geldi, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e ve iki arkadaşına baktıktan sonra:

– Allah’a hamdolsun, bugün, hiç kimse misafir yönünden benden daha bahtiyar değildir, dedi. Hemen gidip onlara içinde koruğu, olgunu ve yaşı bulunan bir hurma salkımı getirdi:

– Buyurun, yiyiniz, dedi ve eline bıçak aldı. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ona:

– “Sağılan hayvanlara sakın dokunma”, dedi. Ev sahibi onlar için bir koyun kesti. Onlar da koyunun etinden ve hurmadan yediler; tatlı sudan içtiler. Hepsi yemeğe doyup suya kanınca, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Ebûbekir ve Ömer radıyallahu anhümâ’ya şöyle dedi:

– “Gücü ve kudretiyle canımı elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, kıyamet gününde bu nimetlerden sorguya çekileceksiniz. Sizi evinizden açlık çıkardı, sonra evinize dönmeden şu nimetlere kavuştunuz.” buyurdu. (Müslim, Eşribe 140)

Selam ve dua ile…