Yeri göğü ve bütün arasındakileri var eden Allah, insanı yeryüzünün halifesi olarak tanımlamış ve ona bir takım sorumluluklar yüklemiştir.


Insan yeryüzünü imar ve inşa etmek, iyilik namına düzeni sürdürmekle görevlidir.


Bu yüzden hem kendi cinsinin hem de yeryüzünde yaratılmışların hak ve hukukunu gözetmekle mükelleftir.
Ancak gelin görün ki insan hırs ve zaaflara sahiptir. Bu hırs ve zaaflar yüzünden de kimi zaman kendisine ve çevresine zarar vermekten çekinmez.


Mesela insanın zengin olma ve mal biriktirme hırsı vardır.
İnsanın popüler ve meşhur olma hırsı vardır.
İnsanın makam ve yönetme hırsı vardır.
İnsanın karşı cinsi elde etme hırsı vardır.
Insanın nefsini yüce görme hırsı vardır.


Dolayısıyla bu hırslar yüzünden insanoğlu kimi zaman kendi asıl vazifesini unutarak bambaşka bir canavara dönüşebilir.
Insanı ve yapabileceklerini çok iyi bilen Allah bazı sınırlar çizmiş ve bazı kurallar belirlemiştir.
Ve kullarına eğer bu kurallara uymazsa başına neler geleceğini aktarmıştır.


Ama gelin görün ki insanlar çoğu zaman bu kuralları hiçe sayarak topu taca atmayı tercih etmişlerdir.


Tıpkı şu misallerde olduğu gibi:
"Namaz kılın" dedik, "bizim kalbimiz temiz" dediniz.
"Krediden ve faizden uzak durun" dedik, "başka çaremiz yok, zaman böyle" dediniz.
"Fakiri doyurup, yoksulu gözetin" dedik, "o da çalışsaydı, benimle mi kazandı?" dediniz.
"Eşcinsellik sapkınlıktır" dedik, "kimsenin cinsel tercihine karışamazsınız" dediniz.
"İçki içmeyin, zinaya yaklaşmayın" dedik, "amma da gericisin, hangi çağda yaşıyorsunuz?" dediniz.
"Allah'a dua edin" dedik, "duaya değil, bilime inanın" dediniz.
"Allah'tan başka kimseye kulluk edip, kimseden yardım dilenmeyin" dedik, "torpil olmadan olmuyor" dediniz.
"Birbirinizi çekiştirip dedikodu etmeyin" dedik, "sadece sohbet ediyoruz" dediniz.
"Rızkı sadece Allah verir, tasa etmeyin" dedik, "üniversite diploması olmayana ekmek yok" dediniz.
"Helalinden kazanın, lokmanıza haram katmayın" dedik, "devir az para devri değil, hem çok mal göz çıkarmaz" dediniz.
"Düğünlerinizde İslam'a uygun şekilde eğlenin" dedik, "hayatta bir defa evleniyoruz, hadın erkek karışık düğün yapmayınca kimse gelmiyor" dediniz.


"Eşinizi, kızınızı sosyal medyada paylaşmayın" dedik, "ne var ki bunda nihayetinde sevgimizi gösteriyoruz" dediniz.
"Irkçılık etmeyin, asabiyetten uzak durun" dedik, "Başkaları etmesin ama biz falanca ırkız ve üstünüz" dediniz.
"Kocalarınıza itaat edin" dedik, "kadın hakları var" dediniz.


Ve nihayetinde;


"İnsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu; böylece Allah -dönüş yapsınlar diye- işlediklerinin bir kısmını onlara ­tattırıyor." diyen ayeti hatırlattık, "bizim suçumuz yok, başkası bu kötülükleri yapıyor' dediniz.
Biz; "Sadece içinizden zulmedenlere dokunmakla kalmayacak olan fitneden sakınınız ve biliniz ki Allah’ın cezası şiddetlidir." ayetini hatırlatınca, "amma da felaket tellalı oldunuz" dediniz.


Ne yapalım, biz de böyleyiz. Bütün insanlık adına ve inadına dua etmeye devam edeceğiz.

Selam ve dua ile.