Düzelecek elbet!


Düzelecek bu dünya.


Öyle umutsuzluğa, karamsarlığa mahal vermemek gerek.


Hem dünyanın ömrü de insan ömrü kadar kısadır değil midir?


Büyüklerimiz boşuna "üç günlük dünya" dememişler.


Tamı tamına üç gün yani.


Dün, bugün ve yarın.


Dün geçti, bugün çan çekişiyor, yarının ise eli kulağında.


İşte bu yüzden düzelecek diyorum.


Yeter ki biz dürüst davranalım.


Yeter ki biz temiz kalalım.


Yeter ki biz fıtrata aykırı davranmayalım.


Yeter ki biz sabredelim.


İnanın düzelecek herşey.


Çünkü dünyanın düzelmesi insan ile başlıyor.


Nasıl ki, bozulmasına sebepe insan olduysa.


İmhayı da inşayı da insan yapmıyor mu?


Hal böyle olunca da mesele insanda başlıyor.


İnsan düzelince herşey düzeliyor.


Tıpkı insan bozulduğunda her şeyin bozulması gibi.


Düzelmeliyiz, düzelmesi için.


İfsad bırakıp, imara el atmalyız.


Önce kendimizden başlayarak.


Hem en kolay olan imar etmektir değil midir?.


O halde niye zor olanı seçiyoruz.


Niye zor olana talip oluyoruz.


Niye fıtrata uygun davranmıyoruz.


İniş varken, yokuşa doğru tırmanmak da neyin nesi?


Şu üç günlük dünyada neyin peşindeyiz?


Kim neyi buldu da biz bulacağız!


O halde acilen kendimize gelip el atmalyız bu gidişata.


Tutmalıyız bu işin ucundan.


Düzelmesi için dünyanın.


Kendimizde başlayarak.