Abbasi devletinin kurucusu Ebu Müslim Horasani'ye sordular;

Emevi devleti neden yıkıldı?

Ebu Müslim Horasani, “Onlar şerlerinden emin oldukları için dostlarını uzak tuttular. Kendilerine bağlamak için düşmanlarını yakınlaştırdılar. Yakın tutulan düşman dost olmadı. Ama uzak tutulan dostları düşman oldu. Herkes düşman safında birleşince yıkılmaları mukadder oldu.” diye cevap verdi.

Ebu Müslim Horasani’nin ders niteliğindeki ders niteliğindeki bu tespiti burada duruversin, biz asıl meselemize gelelim.

AK Parti neden kaybetti?

Bunun için birçok neden var ama ben hepsini buraya yazarak sizi çok fazla yormayayım.

Sadece üç neden yazayım.

Birinci nedeni, AK Parti’nin kendileri ile 22 yıldır yol yürüyenlerin dışındaki herkesin sesine kulak vermesi oldu.

Yani bir tek kendilerine oy veren gönüldaşlarının öneri ve tavsiyelerini ciddiye almadı.

Neden ciddiye almadı biliyor musunuz, tamamen kibrinden.

Öyle olmamış olsaydı, 6 aydır Gazze halkının üzerine bombalar yağdıran İsrail ile ticaret yapan firmalara karşı sessiz kalır mıydı?

Bu konu ile ilgili kendilerini eleştirenlere ağzı bozuk trollerin ağzıyla “hain” damgası yapıştırır mıydı?

Öyle ki her şeyin en doğrusunu biz biliyoruz, en iyisini biz yapıyoruz diyor AK Parti’nin yetkilileri!

Anlayacağınız boğazlarına kadar kibir bataklığına girmişler.

İkincisi, AK Parti’de ehliyet ve liyakatin giderek kaybolması.

Büyük Selçuklu Sultanı Ahmed Sencer'e sormuşlar:

Devletin neden çöktü?

Sultanı Ahmed Sencer;

Büyük işleri küçük adamlara, küçük işleri büyük adamlara verdiğimi geç anladım..!

Küçük adamlar büyük işleri yapamadılar.

Büyük adamlar küçük işleri yapmaya tenezzül etmediler.

Böylece devlet düzeni bozuldu...!

Evet evet, AK Parti’de düzen bozuldu.

Ak Parti’nin içindeki birçok üst düzeydeki etkili ve yetkili, kendi adamını öne çıkarmanın, kendi yakınını yukarılara taşımanın peşinden!

Oysa daha önce herkes AK Parti’yi kim daha yukarı taşıyacaksa onu desteklerdi.

Üçüncü nedeni, Kibir, şatafata, gösteriş, şımarıklık, şükürsüzlük ve beton aşkı!

Hele şükürsüzlük meselesi, böyle giderse AK Parti’nin kökünü kurutur.

Herkesin elinde onca imkan ve önünde onca nimet dururken, bunula yetinmemesi başlı başına bir hastalık.

Tabiri caizse kimse bulunduğu makamla ve elindeki nimetle mutlu değil.

Bir başka tabirle bunun adı aç gözlülük.

Açgözlülük ise insanı bitip tüketen bir hastalıktır.

Sonuç itibariyle AK Parti 31 Mart’ta yerelde büyük bir hezimet yaşamıştır.

AK Parti yani Recep Tayyip Erdoğan’ın yapması gereken, bu hezimetin sorumlularını acilen partiden şutlamasıdır.

Hem de hiç zaman kaybetmeden.

Recep Tayyip Erdoğan AK Parti’nin davasını ve mücadelesini hiç ama hiç anlamamış olan bu zihniyetten acilen kurtulmalıdır.

Aksi halde bu Parti’nin sonu olur.

Benden söylemesi.