Hamd olsun alemlerin Rabbine! verdiği ömür ile yıl da bir kere bizlere uğrayan kutlu, değerli ve bereketli ramazan ayını misafir ettik ve şu günlerde uğurluyoruz.

Resulullah (sav) efendimiz buyurdular ki: "Ramazan ayının evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden azâd olmaktır." Bizler bu kutlu misafiri uğurlarken acaba cehennemden azâd olabilecek miyiz?

Şayet değerli misafirimizi hakkıyla ağırlayabildik ise yani bu ayda Ku’ran ve sünnete uygun hareket edip, oruçlarımızı tutup, teravihlerimizi kılıp, Kur’an’ı gündemimize alıp, Allah için harcayabildik ve bu aydan sonrası için ramazan ayı bize hatıralar bırakmış ise inşallah misafirimizin hakkını gözetmiş ve ağırlayabilmişizdir.

Bizlere gelen değerli misafirleri evlerimizde ağırlayıp, uğurladıktan sonra geriye onların hoş ve tatlı hatıraları kalır. İşte Ramazan misafirinin de bizde bıraktığı ve imkân nispetinde sürdürmemiz gereken hatıraları vardır ki bunlara devam ederek Resulullah (sav) efendimizin müjdelediği cehennem ateşinden kurtulanlardan olabilelim.

Bunlar tuttuğumuz oruç, kıldığımız teravih, okuduğumuz Kur’an ve yaptığımız infaklardır(Allah için harcamak).

Peygamberimizin(s.a.v) sünnetinde yer alan  Şevval, Zilhicce, Muharrem, Pazartesi/Perşembe, ayın başı/ortası/sonu gibi zamanlarda oruç tutmaya çalışmak; misafirden bize kalan güzel hasletleri devam ettirebilmektir.

Uzun uzadıya kıldığımız teravihleri hatırlamak adına ara sıra gece namazları kılabilmek; misafirden bize kalan güzel hasletleri devam ettirebilmektir.

Bu yıl Allah’ın ayeti koronavirüsten dolayı mescidlerde kılamadığımız ancak evlerimizde hanım ve çocuklarımızla cemaat halinde namazlar eda ettiğimiz gibi ramazan sonrasında da  kulağımızın ezanda, gözümüzün namazda olması ve ev halkımızla namazları cemaatle kılmamız; misafirden bize kalan güzel hasletleri devam ettirebilmektir.

Kur’an okumayı da sadece Ramazan ayına hapsetmeyelim. Kur’an Ramazan’da inmeye başlamış ancak hayatımızın tüm alanını kuşatmıştır. Kur’an her şeyin birbirine karıştığı, herkesin bir yerlerden bir şeyler söylediği şu zamanda en önemli dayanağımız, kurtuluş reçetemiz, zihin berraklığımızdır. Kur’an’ın yol göstericiliği, kişinin ona yaklaşımıyla alakalıdır. Biz gerçekten onun hikmetlerinden, kıssalarından, örneklerinden istifade etmek üzere okursak istediğimizi elde ederiz.

Her ne kadar asıl olan Kur’an’ı anlamak da olsa onun ibadet boyutunu unutmayalım. Kur’an anlaşılmak üzere okunur ancak anlamadan okumak da ibadettir. Anlayalım derken Arapçasından tamamen uzaklaşmayalım. Bilelim ki Kur’an ilaçtır, Kur’an şifadır.

Ramazan boyunca ihtiyaç sahipleriyle paylaştığımız imkânlarımızı ramazan dışında da sürdürmeye çalışalım. Yapacağımız her iyiliğin sadaka olduğunu unutmayalım. Cimriliğin her türlüsünden uzak duralım.  Unutmayalım ki bizi fakirlikle/yoklukla korkutup cimriliğe teşvik eden şeytandır. (Bakara 268.Ayet)

Ramazan Bayramının, İslam dünyası başta olmak üzere tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyor. Ramazan Bayramınızı tebrik ediyorum.

Selametle…