Bilgisi sınırlı olan insanoğlu, doğru kararlar ile doğru hareket edebilmek için kendisinden daha deneyimli, daha bilgili kişilere danışmak, onların bilgi ve tecrübelerinden istifade etmeye yatkın yaratılmış bir varlıktır. İnsanın bilgili, tecrübeli ve deneyimli arkadaşlarının tercihe şayan olan görüşlerini ve doğru fikirlerini alması, doğru görüş ortaya çıkıncaya kadar onlara danışması ve ortaya çıkan görüşe uygun davranması yani onunla amel etmesi, kendisi için hatalı olan davranıştanda uzak durmasına istişare denilmektedir.

Allah-u Teala Resulullah(s.a.v) efendimize, Müslümanlarla istişare etmesini ve onların görüşlerini almasına emrederek şöyle buyurmaktadır; “…Artık sen onları affet. Onlar için Allah’tan bağışlama dile. İş konusunda onlarla istişare et...”(Ali İmran Suresi 159)

Diğer bir ayette ise Allah-u Teala istişareyi Müslümanlar için namaz ve infak konumunda tutarak, müslümanın bir özelliği olarak bildirilmektedir; “Yine onlar, Rablerinin davetine icabet ederler ve namazı kılarlar. Onların işleri, aralarında istişare iledir. Kendilerine verdiğimiz rızıktan da harcarlar.”(Şura Suresi 38.Ayet)

İstişare, Allah'ın ve Resul'ünün hükmünün bulunmadığı konularda olur. Hakkında İslami bir hükmün bulunduğu konuda istişare olmaz. Resulullah (s.a.v) efendimize hakkında ayet inmediği müddetçe her işte sahabelerle istişare etmekteydi. Şayet herhangi bir konuda bir ayet nazil olursa Resulullah onu ertelemeksizin hemen uygulamaktaydı.  Ebu Hureyre (r.a) şöyle demiştir; “Resulullah(s.a.v) efendimizden daha fazla arkadaşları ile istişare eden birini görmedim.

Resulullah (s.a.v) Efendimiz Bedir ve Hendek Gazveleri’nde düşmanla nerede ve nasıl mücadele edileceğini istişare ile tayin etmiştir. Hatta Uhud Gazvesi hakkında da kendi arzusu savunmaya yönelik bir muharebe olmasına rağmen, istişarenin sonucu, düşmanı Medine dışında karşılama şeklinde tezahür ettiği için, bu görüşe uymuş ve onunla amel etmiştir.

Kişisel ve toplumsal düzeyde her iş bakımından doğru karar almanın gerekli bir metodu istişaredir. Resulullah(s.a.v) efendimiz hadisi şeriflerinde; “Kim bir iş yapmak ister ve bu konuda Müslüman bir kimse ile istişare ederse Allah işinde doğru yolu bulmasına ona muvaffak kılar.”(Taberani)

İstişare edilecek kişinin, akıllı, bilgili ve takva sahibi olması esastır. Bir çok aklın, bir tek akıldan daha doğru karar vereceği aşikardır. Resulullah (s.a.v) efendimiz “İstihare yapan hüsrana uğramaz, istişare eden pişman olmaz, iktisadlı olan fakir düşmez.” (Heysemi) buyurmuşlardır.

Rabbim bizleri “her şeyi ben bilirim” diyerek benlik duygusuna kapılanlardan değil, işlerini istişare ile yapanlardan eylesin. Amin.

Selametle…