Hatırlar mısınız Alan Kurdi’yi

Hatırlarsınız diye düşünüyorum.

Hatta hiç unutmamışsınız kanaatindeyim.

Olsun ben yine de bir hatırlatayım isterseniz.

Hani Suriye’de Esed, Rusya, DAEŞ ve PYD zulmünden kaçan Kobanili Rehana ve Abdullah Kurdi’nin çocuğu.

Hani 2 Eylül 2015'te ailesi ile birlikte Muğla'nın Bodrum ilçesinden Yunanistan'ın İstanköy adasına şişme botla geçmeye çalışırken annesi ve kardeşi ile birlikte boğularak hayatını kaybeden üç yaşındaki Suriyeli Kürt çocuk.

Hani şu sahilde başı denize doğru uzanmış yüzüstü yatan o minik beden.

Hani o üzerindeki kırmızı tişörtlü masum çocuk.

O gün yaşananlarla ilgili ne demişti Babası "Ben tekneyi kullanmaya çalıştım ama büyük bir dalga tekneyi vurdu. O zaman olanlar oldu. Çocuklarımı ve karımı tutmaya çalıştım ama başaramadım. Birer birer öldüler."

Onlar birer birer ölürken aslında ölen biz idik.

Ölen insanlıktı.

Ölen, ülkelerinde evlerinin üstüne yağan bombalara seyirci kalan İslam alemiydi.

Ölen, o katliamları seyreden Müslümanlardı.

Ölen, o masumlara sınırlarını kapatan Avrupa’ydı.

İşte o yüzüstü yatan minik bedenden sonra bir daha düzelmedi dünya.

Önce Koronavirüs denen bir hastalık yayıldı.

Herkesi eve hapsetti.

Yüzbinlerce insan nefessiz kalarak can verdi.

O Koronavirs’ün nerden geldiği, nasıl geldiği ve ne olduğu bugün hala net olarak belli bile değil.

Tam üç yıldır dünyayı kasıp kavurmaya devam ediyor.

İnsanlar maskelerden dolayı birbirinin yüzünü unuttu.

Ebeveynler aylarca çocuklarına sarılamadı.

Dostlar ve akrabalar birbirini görmeyi askıya aldı.

Tabiri caizse hayat durdu.

Dedim ya ne olduysa işte o günden sonra oldu.

Ve hala da devam ediyor.

Şimdi ise dünya bu hastalığın yanı sıra büyük bir ekonomik kriz ve tehlikeli bir savaş ile karşı karşıya.

Dün Rusya’nın Suriye’de yaptığı katliamlara kör numarası yapanlar, bugün Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi ile ayağa kalkmaya çalışıyorlar.

Kalmalılar, kalkmalıyız elbette.

Ancak nafile!

Çünkü Rusya artık olabildiğince vahşi ve saldırgan bir canavardır.

Öyle ki dün Suriye’de yaptığının aynısını Ukrayna’da yapmaktadır.

Sivil yerleşim yeri gözetmeksizin şehirleri bombalamaktadır.

Binlerce Ukraynalı tıpkı Suriyeli gibi ülkelerini terletmektedir.

Bu savaş ile birlikte insani kriz de olabildiğince derinleşmektedir.

Ne Rusya’yı durduracak bir güç, ne bu sorunu ortadan kaldırabilecek bir irade mevcuttur.

Dedim ya ne olduysa işte o gün oldu.

O küçük beden o gün yüzüstü yatarken rabbine ne dedi bilmiyoruz ama düzelmedi bir daha dünya.

Nasıl ve ne zaman düzeleceğini de kimse bilmiyor.