Muharrem ayında meydana gelen olaylar çok fazladır. Bugün bu olaylardan kerbelayı hatırlamak ve bu güne taşımak istiyorum.

KERBELA  

Hz. Hüseyin kufe halkının isteği üzerine 100.000 kişilik destek vereceklerini ve biat edeceklerini vaat etmeleri sonucunda ailesi ile birlikte yola çıkmıştı. Kufe halkı, yezidin baskısından ve askerlerin korkusundan dolayı sözünden döndü ve desteklerinden vazgeçtiler.

Fakat Hz. Hüseyin ve 72 kişilik ailesi kerbela bölgesine gelmiş bulunuyorlardı. Yezidin amacı Hz. Hüseyin ve ailesini katletmekti. Bunu halifeliğinin bekası (devamı) için yapmak istiyordu.

Yezid, komutanı Ömer b. Sad’ı kullanarak amacına ulaştı. Hz. Hüseyin ve ailesini, yani Hz. Peygamberin torunlarını, katlettirdi. Ömer b. Sad’ın bunda çıkarı ise yezide yaranmak ve bu davranışın sonucunda yezid’in vaadi olan valiliğe talip olmaktı.

Ne büyük bir alçaklıktı bu. Bir valilik uğruna Hz. Peygamberin torunlarına kıyabilmek, ne kadar büyük acziyetti. Ömer b. Sad’ın bu hatası, onun iki dünyasının da mahvolmasına sebep olmuştu.

Kufe halkı ise verdikleri sözü tutmayarak Hz. Hüseyin ve ailesinin katledilmesine seyirci kaldılar. Ne olursa olsun, ölümleri uğruna sözlerinde durmaları, ahit’lerini yerine getirmeleri gerekiyordu.

Hz. Peygamber s.a.s. bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurur. Münafığın alameti üçtür. Bir: söylediği zaman yalan söyler, iki: verdiği sözde durmaz, üç: kendisine bir şey emanet edildiği zaman hıyanet eder.

Kufe halkı bu hadisin tamamına muhatap olmuşlardır. Hz. Hüseyini biat etmek ve korumak üzere davet ettiklerinde hem sözlerinde durmamışlar, hem Hz. Peygamberin s.a.s. emanetine hıyanet etmişlerdi, hem de yalancı durumuna düşmüşlerdi. Bu onlara çok pahalıya patladı ve bu gün olmuş o topraklar hala sükûnete ermemiştir.

 ŞİA’NIN BAKIŞI

İstanbul halkalı’da yaşayan bir dostumla evlerinde sohbet ederken bu konu gündeme gelmişti.  O kardeşim 10 muharrem de yaşanan bu olayı anlatmış ve bende not almıştım.

Hz. Hüseyin ve ailesi, muaviyenin oğlu yezid tarafından şehid edildiğini, Ehli Şia’dan olan kardeşlerimizin her yıl bu olayı anarak Hz. Ali ve ailesinin yaşadığı o zulmü, unutturmamaya çalıştıklarını anlatmıştı.

Onlara göre “muaviye ehlisünneti, Hz. Ali de Şia’yı” temsil ediyordu. Bunun böyle olmadığını, Hz Ali ve ailesinin tüm Müslümanlar tarafında çok sevildiğini ve hep hayırla anıldığını anlatmaya çalışmıştım.

Ne kadar ikna olmuştu bilmem, ama bu ayrılığın bitmesi gerekiyor. Müslümanlar arasına fitne sokan bu davranışların düzeltilmesi izole edilmesi(onarılması) gerekiyor.

Hicri 10 muharrem 61, Miladi 10 Ekim 680’de yaşanan bu olay, İslam tarihine kara bir leke olarak tarihe geçmiştir.

Bu kerbela hadisesi hepimize bir ders olmalıdır. Geçmişten dersler çıkarmamız ve ibretler almamız gerekir. Tarihinden ders çıkaran toplumlar, hata yapmazlar ve geleceğe daha güvenle bakarlar. Dua ile