Amerika Birleşik Devletlerinin yıllardır gizli yürüttüğü savaş son iki yıldır aşikâr hale geldi.

15 Temmuz’da silahla başaramadığını şimdi siyasi ve ekonomik savaşla yapmaya çalışıyor.

Papazını öne sürerek bize açtığı ekonomik savaş aklımızı başımıza almamız için yeterli bir sebep.

Kendimize gelmemiz için böyle bir bela gerekiyordu.

Bu kriz bu millet için bir “Milat” olsun.

Bir musibeti bin hayra çevirelim ve Rahman’ın Şefkat tokatı olarak kabul edelim.

Üretmeden tüketmenin cezasını şimdi çekmek zorundayız.

Ülke olarak; “Aldığı asgari ücrete bakmadan bankadan kredi çekerek akıllı telefon alan vatandaş” durumuna düşmüştük.

Ne kendimize yetiyor ne de banka borcunu ödeyebiliyorduk.

Borcunu başka bir borçla kapatan batak esnaf gibiydik.

Artık borçlarımız bitene kadar bize “israf” yok.

Fert olarak toplum olarak ve devlet olarak “Milli bir tasarruf seferberliği” yapalım.

Zaruri ihtiyaçlarımız dışındaki lüks tüketimlerimizi uzun bir süre erteleyelim.

Dışarıdan aldığımız borç paraları betonlara/taşlara harcamayalım.

Devletin her kademesinde ki yaptığımız israfları tek tek kontrol ederek tasavvuf uygulayalım.

Adam kayırmacılığı, torpil belasını, rüşvet ve yolsuzluğu tamamen bitirelim.

Yap işlet devret modeli ile yabancı şirketlere yaptırdığımız “otobanları köprüleri ve şehir hastanelerini” yeniden gözden geçirelim.

Kentsel dönüşüm adı altında mahalleri yıkıp daha sevimsiz taş binalara İnsanımızı mahkûm etmekten vazgeçelim.

Yaşadığımız şehirleri daha da güzelleştirelim kaygısı ile her kavşağa köprü sevdasından vazgeçelim.

Belediyelerimizin yaptığı sosyal etkinlik adı altındaki müsrifliklere dur diyelim.

Zorunlu olmadıkça ithal ürün kullanmayalım.

Yükte hafif pahada ağır üretim felsefesine geçelim.

Büyük paralar ödeyerek İthal ettiğimiz teknolojik ürünleri kendimiz üretmeye çalışalım.

Yerli otomobile hız vererek bir an önce üretime geçelim.

Başta “Tütün” ve “Şeker” yasası olmak üzere perişan ettiğimiz yerli üreticileri yeniden canlandıralım.

Ucuz dahi olsa dışarıdan bir saman çöpü almayalım.

Yerli ve milli üretime destek olmak için rakip İthal ürünlere vergi artırımı yapalım.

İkinci Dünya savaşında yerle bir olmuş Japonya’yı ve 1960’larda sanayi ve üretim atılımı yapan Almanya’yı örnek alalım.

Aklımızı başımıza alalım ve bir musibeti bin hayra çevirelim.