Kıyamete kadar devam edecek olan bir Hak-batıl kavgasındayız.
Dünyanın bölgemizdeki çatışmalara odaklandığı, Gazze işgali ve soykırımı sürecinin insanlık tarihine kandan harflerle yazıldığı bugünlerde, doğal olarak tüm bölge ülkeleri gibi Türkiye’de de bu saldır...
Rasulullah(sas)’i sevmek için; risaleti, güzel örnekliği, ümmetine yani bize düşkünlüğü, dünyamızın ve ahiretimizin şerefi olan kamil ahlakı, bizim gibi ağlayan ve gülen insanlığı ve hepsinden öte ve...
Bu cendereden nasıl çıkacağız sorusu ile aylardır kafası meşgul olan hepimiz gündemdeki her adımı, her sözü, her toplantıyı, her açıklamayı takip etmekten geri kalamıyoruz.
İçinden geçtiğimiz zamanın daralttığı sadece gönüllerimiz değil elbet, elimiz ayağımız da tutuldu.
Tarih birçok kez olduğu gibi tekerrür ediyor. Biz yenilgilerimizle yüzleşmeyi başaramadığımız ve gereken dersleri çıkaramadığımız sürece devam edecek gibi duruyor.
Başımıza bir iş geldiğinde çare aramak için kapısını tıklattığımız, eşiğinde beklediğimiz yer bizim için en vazgeçilmez en nihai başvuru noktasıdır.
Gazze’de yaşananlar çoğumuzun sinir uçlarını tahrip etti. Havsalamızın almadığı bir kayıtsızlıkla bütün dünyanın Müslüman katliamını seyretmesi duygularımızı alt üst ediyor.
Olaylar ve insanlar sular seller gibi akıp giderken, bir ırmağın kenarında oturmuş suya arada bir küçük taşlar atan çocuklar gibiyiz.
Bu bağlantı sizi https://www.referansgazetesi.com.tr dışındaki bir siteye yönlendiriyor.