Resulullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

"Muhakkak ki sizden biri namaz kılarken (aslında) Rabbiyle özel olarak konuşmaktadır.

(Buhari, Salat, 36)

İbadetlerin en büyüğü olan namaz bizleri kötülüklerden korur.

Allah Teâla; "Sana vahyedilen kitabı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki namaz, hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah'ı anmak elbette (İbadetlerin) en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir." (Ankebut, 45) ayetiyle bizlere bunu bildirmektedir.

Namaz kulun Rabbi ile buluşmasının sembolik ifadesi olan bir ibadettir. Kul namaz aracılığıyla günde beş kez yaratıcısının huzurunda durur.

O'nun büyüklüğünü, kudretini gönülden hisseder.

Bu his huşu duygusu olarak ibadetine yansır. Rükû ve secdesiyle teslimiyet halini alır. Namaz kılan kişi manevi anlamda kulluk şuuruna ulaşır.

Rabbinin kendisini görüp-gözettiğini bilir. Bu bilinç hâli, namaz ibadetinin hayata sirayet etmesini sağlar.

Söz ve davranışlarında kişi kendini ıslah eder. Zihnini ve ruhunu arındırır. Kötülüklerden ve kötü işlerden uzak durma duygusu artar.

"Namaz kılmıyorum, rakı da içiyorum, ama kalbim temiz; kul hakkı da yemiyorum" diyerek namazında niyazında olan müminleri zımnen ve alenen kul hakkına tecavüz eden kimseler olarak göstermek isteyen cahillere de Allah hidayet eylesin...

Böyle iftiralar atarak müminleri açık kapalı tahkir edenler şeytanın atına binmiş zavallılardır.

Bunlar günahlarını/yanlış yollarını akla yakınlaştırarak kendilerini temize çıkarmaya çalışan sefihlerdir.

Nezdimizde kendilerin de, sözlerinin de hiç bir kıymetleri yoktur. Onlar da bunu böyle bilsinler...