Oynak merkez teorisinin son prensi Mesut Yılmaz'dı. Değişik bir çok eğilimi bir merkezde toplayarak yeni bir merkez kitle oluşmasını anlatan bu kavram son olarak Kılıçdaroğlu tarafından sahneye koyuldu.

HDP/PKK, LBGT, Endişeli modernleri, aşırı solcuları, protest karakterleri, Kemalistleri, komünistleri, AK Partiden kovulmuşları, FETÖ artıklarını vb. ne kadar kimyası ayrı kitle varsa hepsini yüzde 22-25 arasında gidip gelen kemikleşmiş CHP kitlesine eklemleyerek Erdoğan'ı devireceğini hesapladı.

Aslında bu hesap kendinin eline Emperyalist Batı tarafından tutuşturuldu ve "Hadi aslanım yürü arkandayız" gazı da verilerek sahaya sürüldü. Ancak seçimin birinci turunda bu plan ters tepti Meclis'te çoğunluk bile sağlayamadı.

İkinci tura gelince oynak merkez teorisini elinin tersiyle itip Milliyetçi-Muhafazakar seçmene oynamaya başladı. Girmediği kılık yapmadığı yalakalık kalmadı.

Canan Kaftancıoğlu İstanbul'da, İmamoğlu TV ekranlarında, Mansur Yavaş kısık sele genel başkanlarını taklit etmeye devam ediyor.

Örneğin: İmamoğlu "Ben ülkücülüğü iyi bilirim, ülkücü bir amcanın yeğeni olarak yetiştim. Okuma yazmayı öğrendiğimde ilk okuduğum Dede Korkut ve Oğuz Kaan destanlarıdır" diyerek kendince gazoz ağacı silkelemeye çalışıyor.

Ancak bu millet kendilerini öyle bir silkeleyecek ki düştükleri yeri bile hatırlayamacaklar....